III. Kendini Yaşa

46 9 6
                                    

Bazı anların sizin için önemli olduğunu, o anın içindeyken anlayamazsınız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bazı anların sizin için önemli olduğunu, o anın içindeyken anlayamazsınız.

Ama o an belli belirsiz zihninizde belirip durduğunda ve siz yapmakta olduğunuz işe bir türlü odaklanamadığınızda işte bu pek de hayra alamet değildir.

Sana tavsiyem mirim, sen kendini yaşa.

Çözmekte başarısız olduğum sorunun numarasını yuvarlak içine alırken oflayarak başımı test kitabından kaldırıp etrafa bakındım. Çalışma masam pencerenin hemen önündeydi ve yüzüme tatlı tatlı güneşin sıcaklığı vuruyordu. Haftasonları erken kalkmaya bayılmazdım ama bugün belki de hayatımda ilk defa alarmsız bir şekilde erkenden uyanmış ve kendimi Kimya denen baş belası derse adamıştım.

Çözebildiğim soru sayısı Kimya hocama sormak için yuvarlak içine aldığım soru sayısını henüz yeni geçmişti ama ben bir türlü kendimi yaptığım işe veremiyordum. Sürekli gözümün önüne o tuhaf çocuk geliyordu. Gamzeleri belirginleştiren o gülüşünü görüyordum ve ahkam kesiyordu sürekli.

Onu tanımıyordum, söyledikleri kulağa masal gibi geliyordu, gıcıktı, kendine gereğinden fazla güvenen bir hali vardı ve ben her daim böyle insanlardan nefret ederdim ama bir yandan da söylediği şeylerin ne anlama geldiğini deli gibi merak ediyordum. Onunla konuşurken hem kızıyor hem de merakla devamında ne söyleyeceğini dinliyordum. Bana eskiye dönebileceğime dair umut vaad ediyordu.

O karanlık yaratığın zihnimi emdiği geceden önceki Asude'ye dönebilir miydim gerçekten?

"Asude!"

Annemin sesini duyunca sandalyemden geriye doğru eğildim. Ama alt kata seslenmek gelmedi içimden. Zaten feci şekilde sıkılmıştım. Yerimden kalkıp hızlı hızlı merdivenleri inerken annemin daire kapısının önünde ceketini giyerken yakaladım.

"Geç kaldım," dedi telaşlı bir sesle. Saçlarını düzeltti fortmentodaki aynaya dönüp. "Evde misin bugün?"

"Galiba." Aslında bir yanım okula gidip soru çözüm odalarından birinde pineklememi söylüyordu. "Belki okula falan giderim."

"Tamam canım," dedi beni öperken. "Çıkıyorum ben, görüşürüz."

"Hayırlı işler," diye mırıldandım arkasından kapıyı kapatırken. Oyalanmak için mutfağa gittim ve yiyebileceğim ne var diye buzdolabını kapağını açtım. Sonra birden hızlı bir hareketle kapağı kapatıp "Mirim mi?" dedim sesli bir şekilde. Birden bire öfkelenmiştim.

'Mirim' de ne demekti?

Bu sokak hayal gücünden bir kesit demişti ya da onun gibi bir şey.

"Saçmalık."

Kendi kendime konuşarak mutfaktan çıktım. Hızlı hızlı merdivenleri çıkıp odama geldim ve kendimi yatağa atıp beyaz tavanı izlemeye başladım.

Düş İmparatorluğuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin