°°° Bölüm 5 °°°

57 4 2
                                    

**Yeni bölüm ile Dark Places karşınızda**

- 2 Ay Önce -

Mükemmel yaratılmış bir kadın. Tanrı'nın boş vaktinde, uğraşarak yarattığı bir varlık.
"Caitlin Evaleen Elliot"

Hayatımda annemden sonra duyduğum en güzel ses bir anda kulaklarımdaymış gibi hissettim. Kollarımı dizlerime sardım ve karşımda duran saati saatlerce izledim. Saat sabah 5'e geliyordu ve benim gözlerim yanmaya başlamıştı. Odamın kapısının çalınma sesiyle kendime geldim. Yanıma doğru gelen ayak seslerini duyunca başımı kaldırdım. Gözümün önüne düşen kahverengi bukleyi diğerlerinin yanına gönderdim. Liam'ın kahverengi gözleri yeşil gözlerime değdiğinde bağırmaya başladım. "Siktiğimin hayatında neden mutlu olamıyorum Liam!? Tam aşkı buldum derken O da beni bırakıp gitti! Şu sikik mutluluk bir türlü beni bulmuyor! Neden?!'" "Biraz kafanı dağıtman gerek Harry. Benimle gel."
Uzattığı elini tutup ayağa kalktım.
---
Kafamı cam tarafına çevirdiğimde "BURN" yazan tabelayı gördüm. "Ne işimiz var burada?" Artık bağırmak için gücüm bile kalmamıştı. Zorla nefes almak en boktan şeydi. "Benim de ihtiyacım var dostum. Sadece iki bira içeceğiz ve gideceğiz." Belirsizce kafamı salladım ve beyaz Mercedes X5'ten çakıllı yola adımımı attım. Yürümeye başladığımda Liam'ın sesini duydum. "Dostum kapıyı kapatsan fena olmazdı." Gülümsedi. Çatılmış kaşlarım eşliğinde arabaya geri yürüdüm ve açık olan kapıyı kapattım. Ne gülümsemek ne de kaş çatmaktan başka bir tepki vermek için yeterince güçlü değildim. Yoğun sigara, ter ve içki kokan yüksek sese sahip mekana girdiğimde istemeden de olsa gözlerimi kıstım. İçeride kırmızı siyah tonlar ağırlıktaydı. Barmen ve barmaidlerin olduğu kısmın arkasında yapay bir ateş yanıyordu. Ateş ne alaka diye düşünürken mekanın adının "Burn" olduğunu hatırladım. Herkesin vücudu neredeyse birbirine yapışmış durumdaydı. İğrenerek onları bakmayı kesip ortalarından geçtim. Liam nerede kalmıştı? İyi ki yıllar sonra sikik bir araba almıştı. Gününün neredeyse tamamını arabayla ilgili saçma işlerle geçiriyordu. Bar sandalyesine oturduğum an üzerinde siyah bir büstiyer olan barmaid ne içmek istediğimi sordu. Fazlasıyla dolgun olan göğüsleri neredeyse o büstiyere sığmıyordu bile. Gözlerimi tüm vucudunda gezdirdim. Pürüzsüz bir teni vardı. Sarı saçlarının arasındaki morlar ilgimi saçlarına çekti. Kumral teni ve saçları birbirine uyum sağlıyordu. Kızı gözlerimle soymayı bırakıp başlangıç olarak bira istediğimi söyledim. Liam sonunda yanıma oturduğunda ve telefonuyla ilgilenmeyi bırakıp bana döndü. Bu arada sarışın barmaid biralarımızı önümüzdeki masaya bıraktı. Dilimden boğazıma doğru kayan biranın verdiği tadı hissettim ve Liam'a baktım. "Harry, diyorum ki bir ya da iki haftalık tatile mi çıksak? En azından biraz rahatlarsın. Hem eğleniriz de ve ayr-" Liam konuşurken kafamda onun sesini kesip ikinci biramın dibinde kalan son damlayı yudumladım. Kafam tutamayacağım kadar kötüydü. Birkaç dakika sonra sandalyemi dans edenlere döndürdüğümde kızıl saçlı bir kızın bana doğru geldiğini gördüm. Kıvırtarak yürüyordu ve kalçası mükemmel derecede güzel görünüyordu. Kırmızı gömleği, siyah mini eteğiiyle güzel bir uyum oluşturuyordu. Kızıl saçlarını sol omzunda topladı ve önümde durdu. Üzerindeki parfüm fazlasıyla çekiciydi. Bana yaklaşıp siyah tırnaklarını ensemden saçlarımın içine daldırdı. Kırmızı dudaklarını kurumuş olan benimkilere bastırdığında ne yapacağımı bilmiyordum. Sıcak dili soğuk dudaklarımı zorladığında her şeyi siktir edip kendimi olacak şeylere bıraktım. Kucağıma oturduğunda ağzımdan sesli bir küfür kaçtı. Uzun zaman sonra Caitlin'den başka biriyle öpüşüyordum. Kalbim resmen kıçımda atıyordu. Kızın sert hareketleri beni daha da zorluyordu. Dudaklarımı kızdan ayırıp Liam'a baktığımda neredeyse kendine değildi. Salakça şarkılar söylüyordu. Her şey gibi onu da siktir edip kızın beni karanlık koridorda yönlendirmesine izin verdim. Koridordaki duvarlar ve kapılar birbirine giriyordu. Hatta bir ara tel boynuzlu beyaz, pembe kuyruklu bir at gördüğüme bile emindim. Kız hızla beni bir odaya çektiğinde vücudum alev alıyordu. Şu lanet olası adrenalin ve endorfin denen hormon beni bok gibi bir duruma soktu. Kızın gömleğinin düğmeleri ve eteğinin çıkışı en son olması gereken şeydi.
---
Güneş ışıkları gözkapaklarımı istila etmeye başladığında başıma müthiş bir ağrı saplandı. Şu siktiğimin baş ağrısı gözlerimi açmama engel olacak kadar yoğundu. Nihayet gozlerimi araladığımda siyah duvarları olan bir odada olduğumu anladım. Sol tarafa baktığım an kaşlarım çatıldı ve söylenebilecek tek kelimeyi dudaklarımı n arasından savurdum. "Siktir!"

-Caitlin-
Polis memurunun teklifi üzerine yakınlardaki bir kafeye gitmek için dışarıya çıkmıştık. Her zamanki hava yerini koruyordu. Güneşli ama aynı anda hafif bir rüzgâr... Tıpkı ruhum gibiydi. Mutluydum ama bir yanım da Harry'ye karşı duyduğum özlemle boğuşuyordu. Sonunda ruhumun sesini susturup Will'e baktım. Sanki bir anda her şey durmuştu. Siyah bir eldiven ve Will'in bir anda kayboluşu... Ağzıma kapanan bir bez parçası ve burun boşluğumun yanışı...
---
Gözlerimi açtığımda burnumu çekme isteğiyle karşılaştım. Tanımadığım, daha önce görmediğim bir yerdi. Dolaplar ve perdeler siyah tonlardaydı. Odanın duvarları tam aksine beyaz bir renge sahipti. Bulutların altında yatıyormuşum gibi hissediyordum. Kısa süreli duvar ve tavanla bakışmamı kesip nerede olduğumu sorgulamaya başladım. Bu düşünceyi de kesip tuvalet ihtiyacımın olduğunu fark ettim.
Arkadaşlar yeni bir karar aldım. Yeni bölümleri her cumartesi paylaşacağım :) Bölümler kısa olabilir ama artık daha sık paylaşacağım ^^ xx

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 12, 2015 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Dark Places [Harry Styles (1D)-Kristina Romanova]Where stories live. Discover now