02: bugün, aşık olduğum gün.

3.9K 296 338
                                    

bölüm 2:
bugün, aşık olduğum gün.



"Günaydın!"

"Hiç gelmeseydin Beomgyu'cum, ben tek başıma hallederdim."

Beomgyu abisinin sözlerine karşı mahçup bir ifadeyle gülümsedi. "Canım hyung'um... Beni bu kadar düşünüyor olman çok duygulandırıyor."

Yeonjun elinde bardakları kuruladığı havluyu Beomgyu'nun yüzüne fırlattığında, Beomgyu yere düşmek üzere olan havluyu yakalarken ofladı.

"Neden herkes bugün bir şeyler fırlatıyor bana?" dedi sabah Taehyun'un uyandırmak için kafasına attığı yastığı hatırlarken.

"Çok konuşma da gel yardım et hadi. Müşteriler çoğalmaya başladı."

Beomgyu kafeye şöyle kısa bir göz gezdirdi. Saat sabah 11 olduğundan çok fazla dolu değildi. Sabahın erken saatleri insanlar işe giderken kahve ve atıştırmalık almaya geldiği için daha kalabalık oluyor, bu saatlerde ise biraz sakinleşiyordu. Arka odaya eşyalarını bırakıp ellerini yıkadıktan sonra tezgâhın arkasına geçti.

Beomgyu'nun küçük yaşlarından beri yaşıtlarının aksine doktor, öğretmen ya da avukat olma gibi hayalleri yoktu.
O her zaman bir kafe sahibi olmak istemişti. Bu yüzden lise ve üniversite hayatı boyunca da hep kafelerde çalışmış, ilerde açacağı kendi kafesi için para biriktirmişti. Hayatının aşkıyla tanışması da tam o süreçte olmuştu. Beomgyu aklına gelen anıyla kocaman gülümsedi.

hayatının aşkıyla tanıştığı o gün:

"Beomgyu, Yonsei Üniversitesi kütüphanesine bir sipariş var."

"Hemen gidiyorum!"

Beomgyu eline verilen paketi teslimat motorunun arkasına koymuş, kaskını da taktıktan sonra yola çıkmıştı. Kendisi de orada okuduğu için yolu ve kestirmeleri iyi biliyordu böylece hemen varmıştı. Okulun kütüphanesine girerken birkaç tanıdık yüzle karşılaşmış, pek de samimi olmayan bir gülüşle selamlarına karşılık vermişti. Arada yakaladığı birkaç iğneleyici bakışı ise hiç umursamamıştı bile. Çalışmaktan utanmıyordu. İlerde sevdiği işi yapacağı için çalışmaktan, hiç hiç utanmıyordu.

Paketin üzerinde ki notta kaçıncı katta olduğunu ve masa numarasını kontrol ettikten sonra neşeli adımlarla 2.kata çıktı. Gözleriyle hızlıca masa numaralarını taradığında 53 numaralı masayı görmesiyle oraya doğru yürümeye başladı. Henüz yüzünü göremediği, kendi yaşlarında olduğunu tahmin ettiği bir çocuk oturuyordu. Yanına vardığında önünde eğilip neşeyle selam verdi.

"Merhaba! Siparişinizi getirdim."

Genç çocuk kafasını kaldırıp Beomgyu'ya baktığında, Beomgyu içinde bir şeylerin eridiğini hissetmişti. Karşısındaki çocuğun güzelliği karşısında şaşkınlığını gizleyememiş, hayranlık dolu bi "waow" çıkıvermişti ağzından.

Taehyun tam paketi alıp teşekkür edecekken duyduğu şeyle durakladı. "Efendim?"

Beomgyu tabiri caizse hâlâ mal gibi suratına bakarken, Taehyun bir cevap bekliyordu. Bir tepki alamayınca da "neyse" diyerek omuz silkmiş elindeki siparişini alıp teşekkür etmişti.

"Ücreti nedir?"

Taehyun cüzdanını para vermek için çıkardığında, Beomgyu hâlâ bir şey söylemiyor hipnoz olmuş gibi karşısındaki çocuğu izliyordu. Taehyun onun bu haline anlam veremeyip kaşlarını çattı. Elini birkaç kez önünde sallayıp "hey!" dedikten sonra Beomgyu sonunda kendine gelebildiğinde afalladı.

my family || taegyuWhere stories live. Discover now