Gözlerimden yaşlar damlarken başımı salladım.

Evladını kaybetmiş bir anneye evlat da olurum.

"Beni eve götürür müsün Duygu, Hayal için Yasin-i Şerif okuyacaklar. Benimle gelir misin eve?"

Benden ayrılan Serra Teyze'ye hüzünlü gözlerle bakarken cevap verdim.

"Tabi, yorgunsunuz. Taksi bekliyor, sizinle gelirim ben de."

Serra Teyze son kez Hayal ile vedalaşıp bana döndüğünde ona destek olarak taksiye yürümesine yardım ettim.

1 yıl içerisinde 20 yıl yaşlanmıştı. Ölüm bu kadar zorsa neden vardı ki?

Mezarın çıkışına geldiğimizde arkamı dönüp bakma ihtiyacı duyduğum sırada Sarp'ın bize baktığını görmüştüm.

"Duygu, gidelim mi artık?"

Seslenen Serra Teyze ile taksiye binip, ardımızda bıraktım Sarp'ı...

☆☆☆

Derin nefesler alıp, başımı göğe doğru kaldırdım. Rüzgâr, tişörtümün içine sızıp tenimi iğnelerken bunu önemsemeyip yürümeye devam ettim.

Acıydı bugün. Can yakıcıydı.

Bugün mutlu olan kimse yoktu.

Saat akşama geliyordu. Gökyüzü bile Hayal için üzgündü bugün. Evdeki Yasin-i Şerif okutulması sona erdiğinde Serra Teyzeyi o evde yalnız bırakıp kendi evime gidiyordum.

Yolun ortasına oturup sonsuza kadar ağlamak istiyordum. Toprağın altında soğuktan titreyen Hayal için.

Kocaman evde yalnızlıktan dolayı titreyen Serra Teyze için.

Hiçbir şey yapamadığımız için...

Annemin, babamın olduğu sıcak evime yaklaşırken içimde büyüyen acı ile ağlıyordum.

"Duygu?"

Sarp'ın sesini duymam ile olduğum yerde durdum. Evime gelmiştim. Ama Sarp'ın ne işi vardı burada?

"Sarp?"

Yanıma yaklaşan Sarp, yüzümdeki yaşlara şaşkınlıkla bakınca elimle yüzümdeki yaşları sildim.

𝘿Ö𝙑𝙈𝙀𝙇𝙞 & 𝙑.𝙄.𝙋. / 𝙩𝙚𝙭𝙩𝙞𝙣𝙜☣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin