"Bu okula geldiğimde neden Yiğit'in çocukluktan beri bana aşık olduğunu söylemedin ki Duygu?"

Dudağıma dişlerimi geçirip, karşımda duran Gamze'ye gülümsedim.

"Sen, Yiğit'in sana hissettiği duyguya aşk mı diyorsun? Yıllardır başka kızlarla sevgili olmuş, başka kızları öpmüş Yiğit sana aşık, öyle mi?"

Gülerek konuştuğumda, onu izliyordum. Yüzündeki alaylı ifade küçük bir oranlada olsa silindiğinde devam ettim.

"Küçükken bana herkesin içinde sormuştun Gamze. Yanımızda Yiğit'in olmasına rağmen, en yakın arkadaşım olmana rağmen... Yüksek bir sesle 'Yiğit'i seviyor musun Duygu?' demiştin. Hatırlıyor musun?"

İnatla yüzüne baktığımda bana cevap vermememişti.

"Tabi ki hatırlıyorsun! Ben ne cevap vermiştim, onu da hatırlıyorsundur. Senin yüzünden, tepkilerden korktuğum için Yiğit'in gözlerine baka baka herkesin içinde 'Ben, Yiğit'i asla sevmedim, sevmemde.' demiştim."

O anı hatırlayınca Yiğit'in kalbini tekrardan kırdığımı hissettim. Ben Yiğit'in kalbini çok küçükken kırmıştım. Sonrasında biz büyüdük, bu sefer de benim kalbim Yiğit tarafından sürekli kırılmaya başladı. Ama suç benimdi.

Ondan hoşlandığım hâlde, onun gözlerine baka baka seni sevmedim, sevmem de demiştim.

Bir pinokyo gibi yalan söylemiştim. En nefret ettiğim masal kahramanı gibi...

Düşüncelerimden sıyrılıp, Gamze'ye bakmaya devam ettiğimde ne yapmam gerektiğini bilmeden öylece kalakalmıştım.

Resmen 73835 bölüm sürecek dram dizisinin içine düşmüştüm. Biraz da komedi gerekiyordu, hayatıma.

"Ben seni hep arkadaşım gibi görürken, sen bana hep kötülük yapmışsın Gamze. İyi bir insan olmak sana zor mu geldi?"

Cümlemin bitmesiyle, kapının açılması bir oldu. İçeri giren 3 kız ile Gamze'ye bakmaya son verip gelen kızlara baktım.

"Bakın burada kimler varmış? 2 tane kaşar."

Bade'nin sesi kulaklarıma dolduğunda, gözlerimi kapatıp içimden sabır diledim.

Benimle hesaplaşmak için başımın ağrıyacağı günü bekliyorlardı bunlar?!

"Kaşar senin..."

Devam etmek istemediğim için cümlemi yarıda kesip, konuşmayı bırakmıştım. Cümle çok yanlış yerlere gidiyordu çünkü.

"Ne dedin sen?"

Üzerime yürüyen Bade'ye göz devirip, elimi aniden zonklayan başıma yerleştirirken gözlerim kapanmıştı. Gazi olduğumu söylesem, beni rahat bırakırlar mıydı?

Aniden omuzlarımdan itilmem ile geriye doğru sarsıldığımda gözlerimi açıp başımdaki elimi indirmiştim. Sinirle ona baktım.

"Bade, derdin ne senin? Bulaşma bana!"

Yanlarından geçip gitmek için adım attığım sırada da bu sefer yanındaki iki kız beni durdurmuştu.

"Telefonunu ver."

"Ne?!"

Kumral kız, beklemeyip hızla elini ceplerime sokmaya çalışırken, Gamze kızın kolunu yakalayıp geriye doğru ittirmişti.

"Zorba mısınız? Dokunmayın Duygu'ya!"

Geriye doğru sendeleyen kız beni korumak için kolunu tutmuş olan Gamze'nin saçını çektiğinde kısık sesli bir inilti çıkmıştı Gamze'nin dudaklarından.

"Hey, yavaş ol."

Gamze'yi saçını çeken kızdan kurtarıp önüne geçtiğimde, kızı geriye doğru ittim.

"Hangi mafya filmini izlediniz, kitabını okudunuz bilmiyorum ama kendinize gelseniz iyi olur. Rahat bırakın bizi."

Ciddi bir ifade ile bağırmama hiçbiri kulak asmamıştı. Alayla sırıtıyorlardı.

Üzerime doğru gelen Bade, aniden at kuyruğu şeklinde bağlı olan uzun saçlarımı yakaladığında, başımın daha çok ağırması ile onun elini tutup saçımı elinden kurtarmaya çalıştım.

"Gerizekalı, saçımı bıraksana."

Yüksek sesle bağırıp, bütün gücümle Bade'yi ittiğimde saçımı onun elinden kurtaramamıştım. Bu nasıl bir inattır arkadaş. Bırakmıyordu.

Saçımı kurtaramadığım gibi Bade'nin beni çektiği yere ilerliyordum bütün acizliğim ile. Gamze'den uzak bir tarafa çekiyordu beni.

Saç köklerim keskin bir acı ile beni imtihan ederken, acıdan dolayı istemsizce tırnaklarımı Bade'nin eline geçirmiştim.

"Sana saçımı bırak dedim, anlamıyor musun?"

Dişlerimi sıkarak dudaklarımdan zar zor bu cümleyi çıkartmıştım.

"Benimle baş edemezsin Duygu! Bana hesap vereceksin."

Tükürürcesine konuşan Bade, dediklerimi gram dinlemiyordu.

Hırsla saçımı bırakıp, beni geriye doğru iten Bade ile dengemi sağlıyamamıştım.

Sırtım aniden soğuk duvar ile buluştuğunda, başım ise yüksek bir ses ile duvara çarpmıştı.

İşte buydu, işkence gibi olan baş ağrım sonlanırken bu sefer de gözlerim kapanmıştı.

●●●

Bölümü, sela sesiyle sonlandırıyorum.
Duygu'yu öldürdüler resmen.

Canım sıkıldı, komik bir
bölüm yazmaya gidiyorum.

Son olarak, sevgilerle💎

𝘿Ö𝙑𝙈𝙀𝙇𝙞 & 𝙑.𝙄.𝙋. / 𝙩𝙚𝙭𝙩𝙞𝙣𝙜☣Where stories live. Discover now