santa tell me

122 23 20
                                    


Jaehyun yolculuğa çıkmak için her şeyini hazırlamıştı. Fazla bir eşya almayı da düşünmüyordu. Kalacağı süre çok uzun değildi. Noel için gidiyordu ve kısa sürede dönmesi gerekiyordu. Hayatı boyunca bir noel haricinde hepsini ailesiyle birlikte geçirmişti. Bu yılında farklı olmasını istemiyordu. Peki o tek bir Noel'i kiminle geçirdiğini sorarsanız, cevap basitti. Aşık olduğu adamla geçirmişti. Ona o Noel'den önce aşık olmuştu ama o gece aslında kendine itiraf ettiği ilk zamandı. Onu başka bir kızla gördüğünde kıskanmıştı evet ama aşk olduğuna çok fazla inanmamıştı.

Bu yüzden en çok kar onu hatırlatıyordu, küçük kalbine. Çünkü her şeye rağmen bir saflığı olduğunu düşünürdü. Kar gibi saf ve güzeldi onun için.

Ayrıca kış aylarında kar yağdığında daha çok zaman geçirme imkanları olmuştu. Basketbola ayıracakları vakitlerini birbirleriyle konuşmaya ayırıyorlardı. Bu sayede birbirlerini birazda olsa tanımışlardı. Johnny ona en iyi arkadaşı olduğunu bile söylerdi böyle zamanlarda. Özellikle sıcak çikolata içtiklerinde daha neşeli olduğunu fark etmişti Jaehyun. O zamanlarda daha çok gülümserdi. Ve çok az ettiği iltifatlardan birini de sıcak çikolata içtikleri bir zaman yapmıştı. Bu kokunun verdiği o hoş his gibi senin kokunda demişti. Daha sonra konuyu hemen değiştirdiğinde Jaehyun onun utandığını anlamıştı. Burukça gülümsemişti. Çünkü kalbi yinede buruktu her zaman. Kendisini asla o duygularla sevmeyeceğini düşünürdü.

Yolculuğu otobüsle yapacaktı. Jungwoo'da ona eşlik edecekti ama bazı işleri çıktığı için gelemeyecekti. Yalnız başına yolculuk yapmayı sevmezdi ama katlanmak zorundaydı. Dışarıyı izleyip müzik dinleyerek güzel zaman geçirebilirdi. Bu yüzden yanına sony wolkman mz-1 cihazını almayı unutmamıştı. Sevdiği şarkıların olduğu üç kaseti de yanına aldığı küçük çantaya yerleştirmişti.

Anıları aklında canlanacağı için korkmasına rağmen heyecanlıydı da. Kış ona ayrı bir neşe katıyordu ve Noel'de mutlu olması gerekiyordu. Bineceği otobüse doğru yürürken gülümsemeye çalıştı. Farkında olmadan da gülümsemesi büyümüştü. Onun böyle gülümsediğini gören insanlar nedenini merak ederek ona bakarken, onlarda farkında olmadan gülümsüyordu. Hüzün gibi mutlulukta bulaşıcı olabiliyordu.

Karlara bastığında çıkan seste onu eğlendirmeye başlamıştı. Otobüsü birazdan hareket edecek olmasaydı, biraz daha bırakırdı ayak izlerini beyazların üzerine. Elindeki çantanın ağırlığını bile unutmuştu o an. Ama tam otobüse binerken gülümsemesi solmuştu. Yalnız olduğu tekrar aklına gelmişti. Yılın ilk karında birileriyle kartopu oynamak isterdi. Sadece kasabaya döndüğünde birkaç arkadaşı ile karşılaşıp çocukluklarında olduğu gibi oynamayı ummuştu. Bu sırada kapının girişinde öylece dikildiğini ise ona seslenen ses ile fark etmişti. Özür dileyerek kendi koltuğuna doğru ilerlemeye başlamıştı. Otobüsün çoğu koltuğu dolmuştu bile. Ama iki kişilik boş koltukların bulunduğu yerin kendi kısmı olduğunu fark etmişti. Cam kenarına oturarak dışarıyı seyredebilecekti.

Üzerine dönen birkaç bakışı fark etmişti ama hiç dönüp bakmamıştı bile. Koltuğuna ulaşarak oturmadan önce valizini üst kısımdaki boşluğa yerleştirmişti. Yanındaki küçük boy çantasını ise oturduğunda kucağına koymuştu. İyice yerine yerleşerek biraz etrafa göz atmıştı. İnsanlar ordan oraya koşuşturuyordu. Sevdikleri ile kutlamak istiyorlardı bu özel günü. Geç kalmak istemediklerinden de adımları hızlıydı. Gözlerini dışarıdan çekmesine neden olan şey yanına yerleşen bedendi. Kendinden bir on yaş büyük olduğunu düşünüyordu adamın. Göz göze geldiklerinde kafasıyla hafif bir selam vermişti. Ardından otobüs harekete geçtiğinde vakit kaybetmeden çantasındaki küçük kaset çaları çıkarmıştı. Noel'e uygun bir şarkı yanındaydı ve yolculuğa onunla başlamak istiyordu. Kulaklığı yerini bulduğunda kaseti takarak oynatmıştı. Şarkının ritmini duyduğunda iyi hissediyordu, ne kadar onu hatırlatıyor olsa da.

arcade; johnjae Where stories live. Discover now