Chilly Blossom

Giriş - 1.Bölüm

       Yaşamak istemenin günahı nedir?

       Başkalarının ölümünü seyrederken kendime hep bunu sorardım. Bu şekilde doğmanın neresi yanlış? Hayatlarımızı kendimiz seçebilir miyiz? Yanlış bir şey yapmamama rağmen neden ölen ben olmalıyım?

                   1.BÖLÜM

                    MEGUMİ

       Luke bu manzaraların hoşuma gitmediğini biliyordu. Bu yüzden beni kendine çevirip 'Her şey düzelecek' gülümsemesini yaptı. Ona bakıp artık durmalarını istedim. Bize karşı besledikleri nefretin bitmesini diledim. Artık durmaları gerektiğini bilmeleri gerekiyordu. Ama asla geri çekilmiyorlardı. Bizi bu dünyada hiçbir zaman istememişlerdi.

       Dünya bir gecede lanetlendi. Doğaüstü güce sahip nereden geldiği belirlenemeyen 2 kişi dünyayı kaosa sürükledi. Birbirlerine olan kinleri yüzünden milyonlarca insanın ölümüne sebep oldular. Aralarındaki bitmek bilmeyen savaş masum insanların ölmesine sebep oldu. Sonunda bir taraf daha fazla insanın ölmesini engellemek için geri çekildi ve bir daha feri gelmedi. Kazanan taraf ise açtığı bu kaosun özrü olarak gücünü belirli kişilere dağıtarak yeni bir türün ortaya çıkmasını sağladı.

       Lusterlar.

       Luster ismi doğaüstü güçlere sahip olan kişilere verildi. Luslar güçlerini insanları kurtarmaya ve kaosun tekrar yeryüzüne inmesini engellemek adına kullandılar ve kendilerini eğittiler.

       Üzerinden yıllar geçtikçe Lusların sayısı arttı ve binlerce kişiyi buldular. Kurulan özel okullarda ve özel eğitim kamplarında güçlerini adaleti dağıtmak için kullanmayı amaçlıyorlardı. Ama bu kadar fazla Lus'ın varlığı kaosu getirmeye başlamıştı. Çıkan olayların, ölüm vakalarının çoğu Luslar yüzünden olmaya başlamıştı. Hükümet bunun önüne geçmeyi denese bile başarılı olamamıştı. Luslar çok güçlüydü ve kendi düzeylerinde rakiplere ihtiyaçları vardı.

       Olaylar o kadar büyümüştü ki Luslar hükümetlerin başına geçerek masum insanlara eziyet etmeye başladılar. Dünyanın çoğu yerinde egemenlik sağlamışlardı. Normal insanlar ise yaşamak için çok ağır şartlar altında çalıştırılmaya başlanmıştı. Kaosu kaldırmak için verdikleri sözü tutmamış, kaosu kendileri başlatmıştı. Artık en güçlülerdi. Yani en azından kendileri öyle düşünüyordu. Ve sonra yeni bir tür daha keşfedildi.

       Sombreler.

       Rusya'nın Yujini Adası'nda keşfedilen ilk Som Luslar arasında büyük kargaşaya yol açmıştı. Gücü herhangi bir Lus'ınkinden çok daha ölümcül

       olan Sombreler tek seferde bir orduya kafa tutabilecek kadar güçlüydüler. O Sombre'nin bulunmasından sonra Rusya, Kanada, Grönland gibi birçok yere keşifler yapılmış ama giden ekiplerden bir kişinin bile geri dönememesi büyük paniğe yol açmıştı.

       Luslar, Sombrelerin olduğu gerçeğini tüm dünyaya yayarak onların ölümcül olduğunu ve ellerine geçen ilk fırsatta öldürülmeleri gerektiğini söyledi. Yaşanan kaosları onların üzerine yıkarak halklarının güvenlerini tekrar kazanmaya çalıştılar. Durumun böyle olması istedikleri kadar kaos çıkarmalarını sağladı ve bundan hep Sombreler sorumlu tutuldu. Sürekli rahatsız edilmek tenbıkan Somlar ise bir çözüm aramaya başladılar.

      ''Bugün gerçekten zorlayıcıydı. Bir dahaki sefere abilerinden biri gelmezse ölmeyi göze alabiliriz Meg'' dedi Luke. Ona katılıyorum. Bu sefer gerçekten güçlülerdi. İkimiz için bile çok zorlulardı. Özel eğitimli askerler bile olabilirler.