Kızıl Tutku

BİR

***DÜZENLENMİŞ BÖLÜMDÜR. DİĞER BÖLÜMLER DE DÜZENLENİYOR.***

"Bir kitabın ilk sayfası açıldı. Kalem, kağıdı örseleyip kendine buladı."

Beyaz nevresime dağılan kızıl saçlar ve geceliğin kapatamadığı beyaz ten, yatağı süslerken genç kadının uykusunu bölen o alarm sesi yükselerek odada yankılandı. Bugün iş görüşmesine gideceği için onlarca alarm kurmuştu ve şimdi de o alarmlardan biri çalıyordu.

“Lütfen biraz daha,” diyerek uykulu sesiyle homurdanan kadın elini uzatarak alarmı kapatıp uyumaya devam ederken birkaç dakika sonra yeniden yükseldi alarmın rahatsız edici sesi.

Oflayarak yataktan kalkan genç kadın henüz üzerinden atamadığı uykusunun ağırlığıyla esneyerek odasını terk etti. Lavaboya girip dişlerini fırçalayarak yüzünü ve ellerini yıkadıktan sonra kurulanıp koridorun sonunda yer alan mutfağa geçti. Dünden kalan birkaç poğaçayı ve çeyrek simiti mikrodalga fırına koyup ısınmasını beklerken dolaptan çıkardığı meyve suyunu büyük bir bardağa koyup iki küp buz attı. Şu an çay ya da kahve yapmaya fazlasıyla eriniyordu ve açken bayılmayacağından emin olsa o poğaçaları ısıtmakla bile uğraşmazdı.

Yanaklarına düşen kızıl saç tutamlarını kulaklarının arkasına sıkıştırıp omuzlarına dökülenleri de geriye iterek yer yer çillerin bulunduğu köprücük kemiklerini açığa çıkardı. Yanakları ve burnunun üzeri de aynı şekilde çilliydi ve yeşil gözleriyle birlikte yüzünde ayrı bir manzara oluşturuyordu. Usta bir ressamın fırçasından can bulan tablo gibi.

Daha çok ufakken anne ve babasını kaybeden genç kadın, reşit olana kadar kaldığı yetimhaneden ayrıldığı gün kazandığı üniversitenin devlet yurdunda bulmuştu kendini. Hayatın karanlık yüzünü gördüğünde başarılı olmaktan başka çaresinin olmadığını anlamış ve çektiği zorlukları bir yana bırakarak derslerine odaklanmıştı. Lisans bölümü olarak bitirdiği moda tasarımının ardından yaptığı stajın da katkılarıyla kendini geliştirmeyi büyük ölçüde başarmıştı. Bu başarıda gittiği kursların etkisi ve aldığı eğitimlerin katkısı da göz ardı edilemezdi.

Mikrodalga fırının ışığı kapandığında ısınan poğaçaları ve simiti alarak mutfak masasına oturan genç kadın ufak bir ısırık aldığı peynirli poğaçanın ardından uzunca bir yudum içti meyve suyundan. Birkaç dakika sonra yarısından fazlasını yediği poğaçanın kalan minik bir parçasını da ağzına atarak meyve suyunun son yudumlarını içtiği esnada kapatmayı unuttuğu diğer bir alarmın sesi yükseldi evin içinde.

Odasına geçip alarmlarının tümünü kapatan genç kadın yatağını düzenledikten sonra elbise dolabını açarak beyaz, şortlu etek ve siyah, ince askıları olan büstiyer çıkarıp giydi. Su dalgası yaptığı saçlarını lavanta kokulu saç losyonuyla tamamlayarak yüzüne ve kollarına sürdüğü güneş kreminin ardından biçimli ve hafif dolgun dudaklarına şeftali tonlarında, ışıltılı bir parlatıcı sürdü. Şimdi tamamen hazırdı. Geriye çantasını ve hazırladığı CVyi alıp çıkacaktı evden.

İnternetten bulduğu bir şirketin iş ilanını görmüştü ve şimdi de onun için çantasını alıp tek bant, topuklu sandaletlerini giyerek evden çıkmıştı. Gözüne kestirdiği taksiyi durdurmak üzereyken telefonunun çalmasıyla kaçırdığı taksiye iç çekip telefonunu açtı. Üniversite arkadaşı Alezya arıyordu.