BEŞ

40.9K 860 118
                                    

***Düzenlenmiş bölümdür. Diğer bölümler de düzenlenecektir.***

Çıkış saati gelip çattığında genç kadın odasını toparlayıp lavaboya giderek makyajını tazelemeye başladı. Karnında hissettiği heyecandan kaynaklı bir ağrı başlamıştı ve bu yemeğe gitmeye pek de istekli değildi ancak bu adamı tanımak da istiyordu. Yalan değildi. Rujunu sürüp üzerini düzelttiği sırada telefonunun melodisi tuvalette yankılandı. Çantasından telefonunu çıkardığında Aral'ın aradığını görmek bedeninin sıcaklamasına neden olmuştu. Gerginlikten titreyen ellerini zapt etmeye çalışarak aramayı yanıtladığında o ilgisini çeken sesi işitti. "Rica, neredesin?"

"Tuvaletteyim, geliyorum şimdi kusura bakmayın beklettiğim için."

"Sorun değil." O şefkat dolu ses kulaklarına dolup tüm bedenini etkisi altına aldığında hafifçe gülümsedi. "Bekliyorum arabada."

"Peki, teşekkür ederim."

"Görüşürüz." Telefonu kapatıp çantasına koyduktan sonra daha fazla bekletmeden aşağıya inen genç kadın, şirketin önünde duran tanıdık arabayı ve hemen içinde kendisini bekleyen adamı gördü. Bakışları kesiştiğinde güçsüzleştiğini çoktan anladığı bacaklarının üzerine yüklenerek arabaya doğru ilerledi ve yaklaşık on adım sonra kapısını açıp yerleşti araca. "Beklettiğim için tekrar kusura bakmayın Aral Bey."

"Sorun olmadığını söylemiştim Riva," diyerek gülümseyen genç adamın dudaklarına kısa bir an bakan Riva, utanarak bakışlarını kaçırıp iç çekti sıkıntıyla. "Ayrıca iş saatleri dışındayız bey demene gerek yok. Randevuya çıkıyoruz sonuçta, iş yemeğine değil."

Riva anladığını belirtircesine kafasını salladı usulca. "Nereye gideceğiz? Yani uzak mı?"

"Pek değil. Neden sordun?" Arabayı çalıştırdığı esnada kısa bir an gözlerini yanındaki kadına çevirdi Aral ve sonrasında yola odaklandı.

"Biraz yorgunum da eve pek geç gitmemek için sordum. Yol uzun olunca vakit de gecikiyor ondan yani."

"Saat kaçta uyursun ki?"

"Fark etmiyor ama genellikle erken uyurum Alezya'ya göre. Geç uyuduğum zamanlar nadirdir."

"Mesela?"

Sohbetlerinin ilerliyor olmasına çok sevinen adam bunu belli etmemeye çalışarak tüm merak ettiklerini yanındaki kadına ilgiyle sormaya devam ederken ne cevap alacağını da merak ediyordu.

"Kahve içtiğim günün akşamları, yılbaşı gecesi ve üzüldüğüm günlerin geceleri geç uyurum."

"Çok üzülür müsün?" Bu sorusuyla birlikte meraklı gözlerini Riva'ya çeviren genç adam arabayı da sağa çekerek durdurdu.

"İnsanların beni üzmesine engel olamadığım zamanlarda evet, çok üzülürüm ama bu sık olmaz çünkü hayatıma insan almayı sevmem. Sadece Alezya var."

"Özür dilerim, hemen geliyorum." Arabadan hızlıca inip önünde durdukları çiçek dükkânına girip genç kadının kıyafetleriyle uyumlu bir buket yaptırarak tekrar arabaya döndü. Pembemsi ve beyazımsı bir renge sahip lalelerin oluşturduğu buketi genç kadının bacaklarının üzerine bırakarak göz kırptığında karşısında hem utanan hem de şaşıran bir halde duruyordu Riva.

Kızıl Tutku Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin