17.Bölüm 🌙|"En Güzel Gün."

Start from the beginning
                                    

Beni kendinden biraz uzaklaştırıp yüzüme baktı. Gözyaşlarımı silerken, "Bazen, sadece güçlü durmak zorundasındır. Birilerini korumak için güçlü olmak zorundasındır. Ama bazen de bırak o korumak istediklerin korusun birazda seni. Sürekli savunamazsın, biraz da korunma ihtiyacı duy."

Ne demeye getirdiğini az çok anlayabiliyordum. Yavaşça kafamı salladığımda gülümsedi. Ardından yatağımda yanıma uzanıp kollarını açtığında sarıldım sıkıca.

Tuhaftır, nedense hep en beklemediğiniz yerler güvende hissettirir bizi.

Kimi zaman uzak kalmak zorunda olduklarınız güven verir, evinizde hissettirir. Ve öyle gariptirki siz uzak kalmak bir yana dursun, ondan bir saniye ayrı kalmak istemezsiniz. Onun için kuralları çiğnemek zor gözükmez. Sadece elinizi tutsa; hem korunmaya ihtiyaç duyan biri çıkar içinizden, hemde onun için her şeyinizi feda edebileceğiniz biri...

Kimi zaman ise sizinle tamamen aynı duygulara, düşlere, hayallere sahip kişiler güven verir. Sanki birbirinizin yansımasısınızdır. Onun gözlerine baktıkça kendinizi görürsünüz. Ama her işte olduğu gibi burada da bir terslik vardır. Her ne kadar aynı olsanızda tamamlayamazsınız birbirinizi. Karanlığı aydınlık tamamlar, beyazı siyah tamamlar, Ay'ı gece tamamlar. Ama ne karanlığı karanlık tamamlayabilir, ne beyazı beyaz, ne de gece'yi gece...

Eş kutuplar yan yana gelince herkes mükemmel bir çift olduklarını sanır, düşüncelerinizin uyumuna bakarak. Ama bilmezler ki asıl uyum ruhtur.

Ve sakın unutma; eş ruhlar birbirini iter, zıtlar çeker!

Peki şimdi sen söyle, eş ruhlar birbirini çekecek kadar asi midir? Yoksa kurallara uyup birbirlerini itecek kadar güçsüz mü?

Gözlerimi kapatıp kendini belki uykunun, belki de onun hoş kokusu ve sıcak kolları arasına bıraktım...

°°°

Ertesi sabah uyandığımda onu yanımda görememem ile içimi bir korku kaplamıştı. Neredeydi? Yoksa dün gece hiç yanımda değildi de ben rüya mı görmüştüm?

Ben aklımdaki sorular ile boğuşurken birden odanın kapısı çaldı. "G-Gel."

İçeri girenin Adrien olduğunu görünce rahat bir nefes almıştım. "Prenses Uyuyan Güzel, sizi artık kahvaltıya almamız gerekiyor."

Kaşlarımı çattım. "Daha erken değil mi? Alarm çalmadı."

Yatağımın yanındaki telefonumu alıp saate baktığımda gözlerim fal taşı gibi açıldı. "ÖĞLEN OLMUŞ NEDEN DAHA ÖNCE KALDIRMADIN? BAYAN AZURA ÖLDÜRECEK BENİ!"

Tam hızlıca lavaboya gidecekken birden beni tutup kucağına alması ile şok oldum. "ADRİEN BIRAK BENİ GEÇ KALDIM DİYORUM!" Dedim çırpınarak.

Yüzünü buruşturup konuşmaya başladı. "Marinette bağırma. Kulak zarlarım patladı."

Somurttuğumda gülüyordu. "Bugün izinliyiz."

"Devlet memuru muyuz biz adam? Ne izini! Bırak gideyim!" Kahkaha attı. "Bugün tatil Marinette. Hadi üstünü giyin sonra kahvaltıya. Sonra da Dünya'ya gideceğiz."

"Niye ki?"

"Gezeceğiz."

"Ama iş-"

Yasak - Miraculous Where stories live. Discover now