Baharın izleri--2--

796 251 1K
                                    

Duyduklarım yerimde çivilenip kalmama neden oldu. Hâlâ ne duyduğumu tam kavrayamamıştım. Bunlar şaka mıydı? Yoksa başka birinden mi bahsediyordu? Kafamda daha onlarca soru işareti varken, istemsizce bir adım geri gittim. Bir adım daha ve bir adım daha derken odama gelmiştim. Yatağın üzerinde oturdum. Duyduklarım tekrardan beynimde yankılanmaya başladı.

'Hem belki o da beni seviyordur. Bana çok güzel gülüyor, çok güzel bakıyor,benimle vakit geçirirken çok mutlu oluyor.'

'Ben Bahar'a aşığım.'

Bu nasıl olabilirdi? Ben onu hep bir abi olarak gördüm. Onun bana olan ilgisinin, bana olan sevgisinin abimin ölümünden sonra beni yalnız bırakmamak için olduğunu sanmıştım. Onun da beni kardeşi Elizan gibi gördüğünü sanmıştım. Evet ben sadece sanmıştım. Her şey çok farklıymış. Abim olarak gördüğüm kişinin bana karşı olan duygusu çok farklıymış.

Abim öldüğü yıl çoğu gece gelip benimle sohbet etmesi, ağlama krizine girdiğim zamanlar beni sakinleştirmesi, şefkatle saçımı okşaması, bazen hava almak için beni sahile götürmesi, beni yalnız bırakmamak için odamda ki koltuğun üzerinde uyuması... hepsinde ki amaç çok farklıymış. Bunları düşündükçe kafayı yiyecek gibi oldum. Ne yapmam gerekiyordu, artık nasıl davranmam gerekiyordu? Bilmiyordum.

Bir de şu vardı ki o benim de ondan hoşlandığımı sanıyordu. Ona karşı yaptığım her hareketi yanlış anlayacaktı. Odamın duvarındaki saate baktığımda uzun zamandır burda oturduğumu anladım. Kalçam da epey ağrımıştı zaten. Yerimden kalktım ve o an aklıma kahve makinesinin çalıştığı geldi. Koşarak mutfağa doğru ilerledim. Mutfağın kapısından içeri girerken Caner, mutfaktan çıktığı için sert bir sekilde çarpıştım. Ani çarpışmanın etkisi ile geriye doğru savruldum ve Caner güçlü reflekslere sahip olduğu için beni tek hamle ile belimden kavrayıp kendine doğru çekti. O an ne yapacağımı bilemedim. Caner pür dikkat gözlerime bakıyordu, onun bu bakışları beni rahatsız ettiği için gözlerimi kaçırıp etrafa bakmayı tercih ettim. Rahatsız olduğum her halimden belli olduğu için Caner elini belimden çekip yavaşca geri adım attı.

Aramızda birkaç saniye süren sessizliği Caner bozdu. "Nasılsın? Bir yerine bir şey oldu mu?"diyerek elimle ovaladığım alnıma baktı. Kendi eli ile benim elimi tutup indirdi, bu hareketi bana ikinci bir şok yaşatırken gözlerimi büyütüp ona baktım. Caner'in yüzüne bakınca endişeli olduğunu anladım. Beni önemsediği, bana değer verdiği belliydi ama benim de ondan hoşlandığımı düşünüyordu. Bu düşünceler aklıma gelirken geri adım atıp aramızda, sinirli bir şekilde nefes alıp verdiğini bile hissettiğim mesafeyi 1-2 adımla açtım ve cevap verme gereksiniminde bulundum.

"Yok bir şey olmadı, teşekkürler. Kahve makinesini açık unutmuşum da onun için geldim." deyip kahve makinesine doğru ilerledim ve kapalı olduğunu görünce Caner'e döndüm. "Su almak için gelmiştim. Açık olduğunu görünce unuttuğunu düşünüp kapattım."diyerek açıklama yaptı.

Ben yavaş bir şekilde başımı aşağı yukarı sallamakla yetindim. Arkamı dönüp mutfaktan çıkarken "Dur! Bekle."diyerek durdurdu beni. Kafamı ona çevirdim ve buzdolabından buz çıkardığını gördüm. Buzu bana uzatıp "Al alnına koy. Kızarmış zaten, morarmasın bari." Ben buza anlamsız bakışlar atarken "Neyi bekliyorsun Bahar? Alsana şunu." deyince buzu aldım ve mutfaktan çıkıp odama doğru ilerledim. Alt tarafı kızarmıştı yani birkaç saate geçerdi. Niye bu kadar abartmıştı ki bunu?

Belki de onun yaptığı normaldi sadece ben hafife alıyordum. Babamdan ve amcamdan yediğim dayaklardan sonra bu ufak kızarıklık benim canımı acıtmıyordu. Babamın kemer, amcamın da sopa ile daha ben 6 veya 7 yaşımdayken hiçbir suçumun olmadığı halde uygulamaya başladıkları şiddetten sonra bu kızarıklığın acıtmaması normaldi.

Esaret mi? Cesaret mi?Where stories live. Discover now