Bölüm 6

1.5K 128 23
                                    

Arel hanımla kahvaltı yaptıktan sonra arabaya geçtik. Yaptığı gerçekten güzel bir hareketti.
Sürekli yalnız başına geldiği yere, beni getirmesi ayrıca hoşuma gitmişti.
Kendimi bu kadar kısa sürede özel hissetmeli miydim? Bilmiyorum ama, Arel hanımın çok çekici olduğuna emindim.

Hem düşünceli, hem de çok güzeldi. Umursamaz tavırları çekici kılıyordu onu. Ve bir de başarıları.
Etkilendiğim kadınlar arasına kesinlikle girer.

"Araba kullanırken izlenmek hoşuma gitmez pek"

Söylediğiyle irkildim. Ben onu mu izliyordum?
Bunun bile farkına varamamışım.

"Ş-şey ben dalmışım. Özür dilerim."

Gülümseyerek araba kullanmaya devam etti.

"Ee Lena, ailen burda mı kalıyor?"
"Evet"
"Onlarla mı yaşıyorsun?"
"Iıııı hayır. Kendi evim var."
"Anladım. Bir sorununuz mu vardı?"
"Yok hayır. Ailemi seviyorum. Sıkıntımız yok yani, sadece kendimi böyle daha iyi hissederim diye çıktım ayrı eve."
"Anladıııımm."
"Siz"

Söylediğimle yüzündeki gülümseme silinmişti.
Derin bir nefes aldı, sonra yavaşça verdi.

"Ailem yok benim"

Ne diyeceğimi bilemedim ama yüzü düştüğü için üzülmüştüm.

"Ş-şey ben özür dilerim"
"Özre gerek yok. Hadi kapat konuyu. Evden almam gereken dosyalar var bu yüzden benim eve gidiyoruz sonra yolun farklı olduğunu anlayıp 'Arel hanım beni kaçırıyor' diye düşünme."

Bunu dedikten sonra göz kırpıp, gülümsemişti tekrar.
Aniden değişen ruhsal hali vardı.
Ya da öyle yansıtmak istiyordu. Ama bu kadın, gazetelerdeki çengel bulmaca gibi karışıktı. Onu çözesim, çözdükçe anlayasım geliyordu.

Yaklaşık 20 dakika sonra evine gelmiştik. Arabadan inip, eliyle inmem için komut verdi. Ben de indim.

Tahta kapı arkasında yemyeşil bahçesi olan, düzenli bir şekilde dikilmiş küçük ağaç ve çiçekler vardı.
Evi de bahçesi kadar gösterişliydi.
Kapıyı açınca arkasından içeriye geçtim.
Ev tamamen Arel hanım kokuyordu.
Genellikle siyah renk tercih edilmişti. Evin pencere pervazları ve kapıları siyahtı, mutfak ve salon iç içeydi ama kesinlikle kocamandı. Mutfakta da siyah renk yoğundu.
Tezgah, dolaplar ve ortada duran küçük tezgah.
Aynı şekilde televizyon ünitesi ve koltuklarda siyaha hakimdi.
Evde açık olarak gördüğüm tek renk kremdi.
Ve evinin böyle bir düzende olması aşırı hoştu.

"Sen geç otur, ben yukardan dosyaları alıp geliyorum."
"Tamam Arel hanım."

Merdivenlerden yukarıya doğru çıkmaya başlarken, ben de koltuğa oturdum.
Evin kokusu beynimi tamamen sarmıştı.
Başkaydı Arel hanımın kokusu. Çok başkaydı.

Kafamı sol tarafa çevirince, boydan camlarla kaplı salonun öbür tarafını gördüm. Dışarının yeşilliği tamamen görünüyordu. Hemen önünde, piyano vardı. İlham alınıp, çalınacak bir yerdi.
Bu evi, iyi bir mimarın yani Arel hanımın dekore ettiği apaçıktı.

Yerimden kalkıp piyanoya doğru yürüdüm.
Küçük tabure tipli sandalyeyi çekip oturdum.
Havanın kapalı olması ve yağmurun hafif hafif yağması ilham kaynağım olmuştu.
En sevdiğim "Canon" parçasını çalmaya başladım.
En sevdiğimdi çünkü ağır ağır başlayan ton, sonradan ritimle beraber akıp gidiyordu.

•••

Son nota darbemi de bastıktan sonra, alkış sesiyle arkamı döndüm.
Arel hanım beni alkışlıyordu.

"Şey ben öyle görünce dayanamadım kusura bakmayın, izinsiz gi-"
"Çok güzeldi"

Söylediğiyle hem sözümü kesmişti, hem de utandırmıştı. Sadece gülümsedim. O ise bana bir adım daha yaklaştı.

"Bu listeden mi seçtin?"

Eliyle işaretlediği, piyanonun üstünde duran listeye baktım.
2.sırada duruyordu Canon.
Şaşkınlıkla Arel hanıma baktım.

"Aaa hayır. Ben bu listeyi farketmedim bile. Sadece en sevdiğim parçaydı Canon."

Gelip yanıma oturdu.

"Benim de en sevdiğim ikinci parçadır. Güzel tesadüf oldu. Vee sen çok güzel çaldın."

Gözlerimin içine bakıyordu. Ne kaçırdım gözlerimi, ne kaçırdı.
Bir süre bakıştıktan sonra, piyanonun üstündeki listeyi eline alıp baktı.

"'Vivaldi.' En sevdiğim parça, bilir misin?"
"POALOF'ta çalınan parça."

Hayretle bakmaya başladı.

"İzledin mi o filmi?"
"Evet. İzledim tabii ki. Aşırı güzel. Hatta en sevdiğim film diyebilirim."
"Ah Lena. Bak daha çok girdin gözüme.
O fiiiillmmm. Ahh o film. Mükemmel."
"Vivaldi'yi de orda öğrenmiştim. Çalmaya çalışsam da, pekte yapamadım. Zorlayıcı, hızlı notaları var."

Gülümseyerek önüne döndü. Elindeki kağıdı piyanonun üstüne koyup, parmaklarıyla tuşlarda gezinmeye başladı.
Gözlerini kapatıp, derin bir nefes aldı.

"Hazır mısın Lena?"
"Hı hı"

Sonra, sonra o mükemmel parçayı çalmaya başladı.
Müziğin mükemmelliğiyle beraber, parmakları tuşlarda hızla gelip gidiyordu. Parmaklarına çok yakışıyordu.
O kadar güzel çalıyordu ki, hayran bir şekilde dinlemek kalıyordu bana sadece.

Bitirdikten sonra tekrar gözlerime baktı.
Bakışı, istemsizce titretmişti içimi.

"Beğendin mi?"
"Ç-çok"

Gülümseyerek ayağa kalktı. Benim de kalkmam için, elini uzattı. Uzattığı elinden güç alarak ayağa kalktım. Sıcacıktı eli.

Yan tarafta duran sehpanın üstünden, dosyaları aldı.

"Evet Lena hanım, artık çıkabiliriz."

Bir kaç adım yürüdükten sonra tekrar konuştu.

"Beğendin mi evimi?"
"Evet. Çok güzel bir eviniz var."
"Hmm, o zamaaann bir gün yemeğe çağırabilirim seni"

Utanarak ve gülümseyerek cevap verdim.

"Tabii"
"Bu arada öyle heveslenme, yemekleri kendim yapmam çünkü beceremem. Dışardan söylerim. Ama sen yemek konusunda iyiysen eğer, erken gelirsin beraber hazırlarız."
"İyiyim aslında ama bilm-"
"Şşş itiraz istemiyorum. Geleceksin"

Gülümsedim. Sonra da evden çıkıp arabaya bindik.
Sessiz geçen yolculuğun ardından şirkete ulaşmıştık.
Odalarımız yan yana olduğu için, beraber asansöre bindik, sonra da indik.
Asansör açılınca önden çıkıp, odama doğru yürümeye başladım.

"Lena"

Arel hanımın seslenmesiyle ona döndüm.

"Teşekkür ederim Lena. Uzun zaman sonra ilk defa böyle huzurlu hissettim."

Gülümsedim. Bu beni gerçekten mutlu etmişti.

"Ben teşekkür ederim Arel hanım, bana da iyi geldi."

O da gülümsedikten sonra odalarımıza çekildik. Koltuğuma oturup, derin bir nefes aldım.
Sonra da, günümüzü ve Arel hanımı gözden geçirmeye başladım.

Lenanın kelebekleri uçmaya başladı mı sizce??
Oy verip, yorum yapmayı unutmayın:)
Seviliyorsunuuzz❣️

İZ ~girlxgirl~Where stories live. Discover now