3.Bölüm : Bir Yere Ait Olmak

Start from the beginning
                                    

~*~

Taksiciye verdiğim adrese doğru ilerlerken kulaklığımı takmış müzik dinlediğimde camdan dışarıyı izliyordum ki aracın durmasıyla önüme dönerken otele geldiğimi fark ederek parayı ödeyip indim. Bagajdan çıkardığım bavulla birlikte içeri girerek resepsiyona ilerlediğimdeyse kimliğimi çıkarıp görevli personele uzattım.

"İyi geceler. Bir kişilik oda tutacaktım." dediğimde orta yaşlı kadın başını sallayarak işlemleri hallederken sıra ödemeye geldiğinde kredi kartımı çıkardım ancak post makinasına taktığı karttan uyarı gelmesi sonucu kartımı geri verdi.

"Üzgünüm hanımefendi ancak kartınız bloke edilmiş. Ödemeyi başka şekilde yapmanız mümkün mü?" diyen kadına hayretle bakarken kimliğimi de bana uzattığında kaşlarım çatıldı.

"Bu imkansız. Daha bu sabah kullandım. Hiçbir sorun yoktu." desem de başını iki yana salladığında bu kez cüzdanımı açıp nakit para çıkardım ancak yetmeyeceğini fark ederek geri koyarken umutsuzca kadına baktıktan sonra kimliğimi alıp otelden çıktım. Anlaşılan Mahir'le uğraşanlar her kimse şimdi de benimle uğraşmaya başlamıştı. O esnada aklıma gelen fikirle telefonumu çıkarıp üniversiteden arkadaşım olan Gizem'i aradım.

"Alo Gizem. Senden bir şey iste-"

"Canım sonra konuşsak olur mu? Samet'le yemek yiyoruz." deyip lafı ağzıma tıkan Gizem'in cümlesi sinirle solumama neden olurken bir müddet sessiz kaldım.

"Olur. Ben de öylesine aramıştım zaten. Size afiyet olsun." dedikten sonra telefonu kapattım. "Çok güzel. Şimdi nerede kalacaksın bakalım Yıldız Aslan?" diyerek kendi kendime konuşurken kenardaki durağa geçip oturduğumda çenemi ellerime yaslayıp etrafı izledim. Hava gittikçe soğumaya başlamıştı ve her an yağmur yağacak gibi bir hava vardı. Yapacak bir şey olmadığı için avukatlık büroma gitmeye karar verirken karşıdaki sokak lambasının altında siyah kabanlı, siyah şapkalı bir adam gözünü dikmiş bana baktığında tedirgin olarak çaktırmadan ayağa kalktım. Ardından bavulumu da alıp usul usul ilerlemeye başlarken birkaç dakika sonra taksi bulmak için arkama baktım ve adamın peşimden geldiğini fark ettiğim gibi gözlerimi büyütürken adımlarımı hızlandırıp bulduğum ilk sokaktan sola saparak bir apartmanın boşluğuna saklandım. O an ne yapacağımı bilemeyerek tedirgin bir şekilde beklerken çantamdaki biber gazını çıkardım fakat neredeyse bitmişti. O sırada telefonum çalmaya başlarken telaşla çantamdan çıkarıp sesini kıstım ve ekranda Mahir'in adını görürken bir süre düşündükten sonra açtığımda tam bir şey diyecekti ki ondan önce davrandım.

"Mahir peşimde bir adam var. Deminden beri beni takip ediyor. Biber gazım vardı o da bitmiş. Ne yapacağım?" diyerek sessizce konuştuğumda bir süre karşıdan hiçbir cevap gelmezken uzakta bir yerde bir arabanın ani fren yaptığını hem telefondan hem de bulunduğum yerden işittim.

"Tamam. Tamam sen sakin ol. Fazla uzakta değilim. Yerini söyle geliyorum." dediği sırada adamın ayak sesleri gittikçe yaklaştığındaysa elimi ağzıma kapatıp beni duymaması için nefesimi tuttum. "Yıldız orada mısın? Bir şey söyle." diye bağıran Mahir'e cevap vermeye kalmadan adam elindeki fenerle ilerlerken en sonunda ışığı yüzüme tuttuğunda gözlerimi kapatarak derin bir nefes verip geri açtım. Ardından adam bana yaklaşıp telefonumu alırken tam çığlık atacaktım ki ani bir hareketle elini ağzıma kapatıp başını iki yana salladı ve telefonumu alıp Mahir'in yüzüne kapadıktan sonra bana geri verdi.

"Sesini çıkarma. Sana zarar vermeye gelmedim. Şimdi elimi yavaşça ağzından çek-" diyordu ki hiç beklemediği bir anda çenesine bir yumruk atarak dengesini bozarken çantamdaki biber gazını çıkarıp son bir ümit bütün şişeyi gözüne sıktım. Adam bağırarak geriye doğru yalpalarken biber gazım tamamen bittiğindeyse bu kez boş şişeyi kafasına attım ve arkamı döndüğüm gibi koşmaya başlarken eş zamanlı olarak bulunduğumuz sokağa ani bir manevra ile giren arabanın ışıkları gözümü aldığında içinden inen Mahir'i görüp sesli bir nefes verdim. Şoför koltuğundan inen kumral, genç bir adam ise gözünü tutmaya devam eden adamın yanına giderken Mahir birkaç adımda yanıma geldiğinde hiç yapmayacağım bir şey yaparak yanına gidip bir anda boynuna sarıldım; Mahir'in elleri birkaç saniye havada kaldıktan sonra sırtımı bulduğundaysa sesli bir nefes verip ihtiyaçla gözlerimi kapadım.

Amir (Avukat Kitabı Serisi)Where stories live. Discover now