16. Bölüm: Yeni Masallar, Eski Kâbuslara

Start from the beginning
                                    

Ayaz'ın kalbi, dakikada üç çuval kan pompalayacak kadar hızlı atmaya başladığında terleyen avuçlarını dizlerine küçük bir çocuk gibi sürterek onlara doğru yürümeye başladı, suratında çekingen bir ifade vardı. Tuğçe anneannesinin omuzuna kafasını yaslamış, onu seyrediyordu. Bu adamın ruhu bedeninin aksine hiç büyümüyordu ve bu öyle güzeldi ki. Elini yüzüne yaslayıp yıllarca onu seyredebilirdi.

"Merhaba efendim, ben..." Anlık bir Tuğçe ile bakıştılar. "Ayaz galiba."

Anneannesi ve Tuğçe, birbirlerinin suratlarına doğru kahkaha atmaya başladıklarında her ne kadar sıçıp batırmış olsa da Ayaz da gülmeye başlamıştı. Kadın çok sempatik ve tatlıydı, Ayaz ise salaktı. Anlaşabilirlerdi.

Ayaz, Sultan Hanım'ın elini öpüp alnına koyduğunda, Sultan Hanım, "El öpenlerin çok olsun evladım," dedi şen bir sesle. Bu çocuğu hemen sevmişti. Onda güvenli, sevgi dolu bir enerji vardı ve rol yapamayacak kadar da şapşal bir çocuğa benziyordu... Aranan damat.

"Aslında keşke alnıma koymasaydım elinizi ya, o yaşlılara yapılıyordu değil mi? Siz çok genç gösteriyorsunuz." Kadına doğru yanaşıp, kulağına fısıldar gibi yaptı. "Tuğçe'nin sizden daha çok kırışığı var..."

Sultan Hanım kafasını arkaya atarak kocaman bir kahkaha attığında, Tuğçe de gülerek Ayaz'a omuzunu içeri göçertecek türden reaksiyonlar göstermeye başlamıştı. Ayaz, anneanneyi kafalamış olmanın rahatlığıyla arkasına yaslandı ve avucunun içiyle dudağının Sultan Hanım'dan tarafa olan tarafını kapatarak Tuğçe'ye öpücük attı. Sultan Hanım görmüştü ama yine de görmemiş gibi yaptı. Hevesi kırılmasın yavrucağın.

Sultan Hanım'ın evi, küçük, otantik ve huzurluydu. Tüplü televizyonu salonun ortasında duruyordu, televizyonda bir Hint dizisi oynuyordu, Ayaz'ın bu konudaki ilk çıkarımı Hint isimlerinin bok gibi oldukları yönündeydi. Gözlerini etrafta gezdirdi. Burada o kadar çok çerçeve vardı ki... Hepsi anılarla doluydu ve kadın her anını bir çerçeve içinde yaşatmıştı sanki. Ancak en büyük çerçevede kendisi olmadığına yemin edebileceği, siyah saçlı beyaz tenli ve dikkatli bakınca Tuğçe'ye epey benzeyen, yüzü ay gibi parlayan bir kadın vardı. Duraksadı. Bu onun annesi olmalıydı.

Gözlerini Tuğçe ile anneannesine çevirip onlara baktı; gülüşüyor, sarılıyor ve konuşuyorlardı. Öyle şenlerdi ki... Bu büyük çerçevedeki kadının ölümü bir anneye evlat acısı çektirmiş, küçük bir kız çocuğunu ise annesiz bırakmıştı ama hayatın çerçevesinde hareket eden bir fotoğraf gibi onlar, yaşamaya devam ediyorlardı. Gidenler birçok şey götürürdü ama sanırım kalanlar da el ele tutuşarak hayatın acımasız temposuna ayak uydurabiliyorlardı.

Zihninden geçirdiği düşüncelerin ve bu düşüncelerle eş zamanlı olarak Tuğçe'nin geçmişinde yaşadıklarını göz önüne alışının onun göğsüne kocaman bir acıyı çöreklendirdiğini hissettiğinde, gözlerini tekrardan ona çevirdi. Mutlu görünüyordu, ne de olsa hiçbir acı sonsuza dek sürmüyordu ama elinde sihirli bir değnek olsaydı; bunu kesinlikle onun önünde bir kalkan olarak kullanır, ormanda yürürken bacağını yakan kötü huylu otların bile önüne geçerdi. Yüzünün hep gülmesini sağlardı, anne babasından da masal dinleyebilmesini ve ağlayarak uyuyakalmak nedir hiç bilmemesini.

O, Tuğçe'nin güzelliğine dalıp gitmiş hâlde tüm bunları göğsünde buruk bir hisle düşünürken, "Ee, Ayaz oğlum," dedi Sultan Hanım; Ayaz, bu sayede bir transtan uyanır gibi gözlerini kırparak ona doğru dönmüştü. Bu durum Tuğçe'nin yanaklarının ısınmasına neden oldu. "Tuğçe daha önce o zibidi Hüseyin harici hiçbir erkeği getirmemişti yanıma. Hüseyin de, biliyorsun yani... Zibidi. Özledim kız sıpayı Tuğçe ya. Neyse." Tuğçe ile Ayaz kadının dediklerine gülerlerken, Sultan Hanım gülüşünün ardından derin bir nefes alarak devam etti. "Sende bir şeyler olmalı yani," dedi biraz muzip, biraz da esrarengiz bir sesle. "Farklı bir şeyler. Yoksa benim torunum o marul kafasına taktığı herkesi getirmez buraya."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 26, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Küçük Mucizeler Müzesi Where stories live. Discover now