Chapter 1

2K 71 48
                                    

Bitti Tony. Üzgünüm.

Pepper bekle!

Kendine dikkat et.

"Siktir..."

Tony yüzünü sıvazladı ve ofis koltuğuna yaslandı. O ve Pepper'ın ayrılmasının üzerinden bir hafta geçmişti ama yine de ayrılık acısı ilk günkü gibi tazeydi. Bu yüzden birçok icatının incelenmesi üzerinde çalışarak bu histen kaçınıyordu. Bunun üstesinden gelecek ve milyonların hayatını kurtaracaktı. Doğru ya. Tony acıyla kıkırdadı. Pepper'ın ondan ayrılmasının başlı sebebi işinin onu tüketmesiydi.

Tony bilgisayar ekranını kapattı ve masasından kayarak buzdolabına doğru yürüdü. Dolabı biraz eski Çin yemekleri ve bazı biralar dışında çoğu zaman boştu. Kutuya yapıştırılmış notu görünce kaşlarını kaldırdı.

Ayrılık adına üzgünüm. Genellikle birkaç bira beni neşelendirir. Kararında iç.
  -Stephen S.

Tony iki şişeyi kaparak ağırbaşlı bir şekilde gülümsedi. İlkini su içermiş gibi dakikalar içinde bitirdi. "Oh evet ... Şimdiden daha iyi hissediyorum." Tony ikincisini açtı ve çınlamalar başlayınca onları geçirmek için biraz temiz hava almaya karar verdi. Tony; en sevdiği kırmızı pardesüsünü ve altın terliklerini kaptı, dışarıda birasını yudumlarken yürüdü. Serin havanın ve akan hafif meltemin tadını çıkarırken çınlamaları şimdi gerçekten geçiyordu.

"Ah, çok daha iyi~" dedi Tony sarhoş ağzıyla. Uzun bir yudum aldı ve yumruk sesi duydu. Çok gürültülü bir vuruş. Sağına baktığında, çöpün içinden geçen bir kedi ya da rakunun sesini duymayı bekliyordu. Onun yerine kapısı açık olan küçük arabanın karşısında iki beden gördü. Bir adamın arabadan başka bir cesedi çıkardığını gördü. "Bu ne siki-" Tony birkaç kez gözlerini kırpıştırdı ve ona bir şeyler görmesini sağlayanın alkol olması için dua etti. Kanlı ellerle kaplı komşusu Stephen Strange'in topallayarak cesedi sürüklediğine inanmak istemiyo- Tony hasta hissederek ağzını kapattı.

"Tony?"

Oh, siktir!

Tony, Stephen'ın onu görmemesini umarak geri adım attı, hatta o Stephen mıydı ki?!? "T-Tony. Um... Göründüğü gibi değil! Ben uh sadece çöpü çıkarıyorum...." Tony'nin şişesi ellerinden kaydı ve o, şişe yere düşüp parçalanmadan önce koşmaya başladı. "TONY DUR!" Kahretsin! Siktir, tanrım hayır!

Tony boş caddede koştu ve Stephen'ın onu yakalayabileceğinin korkusuyla arkasına bakmaya cesaret edemedi. Lanet terlikleri yüzünden daha hızlı koşabilmeyi diledi.
"Oh-AGH" Tony takılıp dizlerinin üzerine düştü ve yakıcı acıyla tısladı. Ona yetişen ayak seslerini duyabiliyordu ve aceleyle ayağa kalkmaya çalıştı. Tam olarak kalkamadan önce, bir şey elini kapıp onu yere serdi.

Duyduğunu hatırlayabildiği tek şey, çıldırmış mırıldanmalar ve bağırışların karışımıydı.

***

Yüce Tanrım neden? Neden tüm insanların içinden o?

Stephen ıslak paçavrayı alıp Tony'nin kafasının yanındaki kanı silerken öfkeliydi. Adama o tuğlayla vurmaktan çok nefret etmişti ama durumun hararetiyle yapmıştı bir kere.

Kafası temizlendiğinde Stephen, Tony'nin çürük dizlerini düzeltmeye başladı. Kırık bir cama düşmemesi bir mucizeydi. Bilinçsiz adamın vücudu bir an sarsıldı. Stephen, Tony'nin henüz uyanmayacağından emin olmak için bekledi. Uyansa bile Tony'nin bileği ve ayak bilekleri iple bağlı olduğu için fark etmezdi. Ayrıca apaçık bir nedenden dolayı ağzını bir bezle bile kapatmıştı.

Keşke bu yüzden böyle bağlanmasaydın. Stephen yüzünün kızardığını hissederek başını salladı. "Sırası değil, Strange!" Kendine tısladı. Sadece bir saat önce gerçekleşenlerden sonra aşkını bu şekilde düşünmek uygunsuzdu. Ama ona bir bak senin için bağlanmış. Sadece senin için~ Stephen inlemesini önlemek için ağzını kapattı. Tony'nin gözlerinin titreyerek açıldığını görmek yeterli değilmiş gibi görünüyordu. Tony tamamen uyandığında Stephen rahatlatıcı görünmek için elinden geleni yaptı.

"H-hey Tony. Başın nasıl?"

Mükemmel Strange, gerçekten mükemmel.

Tony konuşmaya çalışırken gözleri genişliyordu ama ağzının örtülü olmasından beklenildiği gibi boğuktu. "Lütfen çırpınma, ben sadece yaralarını tedavi ettim."

Tony, kafasını iplerine  bakmak da dahil olmak üzere her yere bakarken ciyakladı. Stephen'a sanki o, hayaletmiş gibi bakarken çığlık attı. Not edelim, hâlâ kanlı kolsuz üstünü ve eşofmanlarını giyiyordu, bu yüzden Tony'nin dehşete düşmüş tepkisine sinirlenemezdi.

"Tony, sakin ol ve açıklamama izin ver." Stephen güven vermek için Tony'ye dokunmaya çalıştı ama adam neredeyse koltuktan düşüyordu. Tony ondan uzaklaşmak için çabalamasına rağmen Stephen onu yakaladı.

"Tony-dur-a-biLİR MİSİN!?"

Tony dondu ve sustu. Stephen, Tony'nin çok uzağında olmayan yerde otururken, adam tekrar düşmeye çalışınca iç çekti. Başını sallayarak güldü, ilk resmi buluşmalarının böyle bitmesini gerçekten istemiyordu ama ne yapabilirdi ki? "Tony, aklından geçen bir sürü soru olduğunu biliyorum." Tony, ağzından küfürler ederek öfkeyle başını salladı. "Bak yanlış adım attık. Aslında, bence bu sadece büyük bir yanlış anlaşılma. Eğer beni dinleyebilirsen bu harika olur!" Stephen ellerini dizlerinin üzerine koyarak gülümsedi. Tony ona tam olarak 1 dakika 5 saniye baktı. 1 dakika 6. saniyede kanepeden düşüp yaralı dizlerine çarpıp yaralarının yeniden açılmasına neden olana kadar tekrardan bağırmaya başladı. Sonra Tony ani acı karşısında ağlamaya başladı. Stephen kendi varlığının her zerresine lanet ederken avuç içiyle yüzüne vurdu.

Tüm günler içinde neden şimdi evden çıkmaya karar verdin ki?

just take a out the trash | ironstrangeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin