Nisa: Nerdesin. Geldim ben

Akın: Ben de geldim. Seni göremedim. Aslında şuan çocuklu birini sana benzettim ama kızma

Etrafıma bakındım ve Akın'ı gördüm. Az ileride bana bakıyordu. Yüzünde garip bir bakış vardı.

Yanına vardığımda "benim zaten" dedim gülerek.

O ise bana bakmadan "bu kim" dedi kerem'e bakarak. Keremde dik dik ona bakıyordu.

"Tanıştırayım. Kardeşim kerem"

"Demek şu meşhur kayınbiraderim sensin. Merhaba kerem"

Kerem onun söyledikleri üzerine tekrar boynuma sarıldı.

"Beni sevmedi galiba"

"Yok ondan değil, daha tanımıyor ya seni o yüzdendir."

"Neyse gel ben bir sana sarılayım" deyip bana sarılıyordu ki bunu duyan kerem hızla minik elleriyle akın'ı iterek "dit, bıyak abyamı" dedi. Yüzünde ise kendine göre sinirli bana göre tatlı gelen bir ifade vardı.

"Nisa bu hep böyle yapmaz inşallah. Adamakıllı bir göremedim, sarılamadım kızım sana. Hem kardeşini niye getirdin sen"

"Keyfimden getirmedim herhalde. Annem keremi getirmezsem gitmeme izin vermeyeceğini söyleyince mecbur kaldım maalesef"

"Neyse bu seferlik idare edeceğiz artık. Hadi gidelim o zaman" diyerek arabaya doğru ilerledi. Tabi bizde arkasından ilerledik. Arabaya varınca keremi arka koltuğa bırakacaktım ama sarılmış bırakmıyordu. Onunla öne de oturamayacağıma göre mecburen arkaya oturmuştum.

"Anlaşılan bu gün senle pek yakın olamayacağım. Kaç yaşında kerem"dedi akın sitemle.

"Üç" dedim kısaca.

"İyi neyseki konuştuklarımızı anlayacak yaşta değil daha"

"Sen yinede çokta emin olma"

"O ne demek o"

"Bazen benim bile beklemediğim şeyler aklında kalıyor. Anneme söyleyebiliyor demek"

Cevap vermeden yola bakmaya devam etti. Sanırım biraz kızmıştı.

"Nereye gidiyoruz" diye sordum merakla.

"Sürpriz"

"Peki öyle olsun bakalım. Birşey soracağım. Sen dün evimi nasıl buldun"

"Bir telefonuma baktı. Bizim Halil abi var. Babamın adamlarından biri. İyi biridir. Ondan öğrenmesini istedim"

"Eve nasıl girdin peki"

"Tırmanarak. Eviniz müstakil zaten. E sende ikinci kattasın. Çokta zor olmadı yani"

"Benim odamın orada olduğunu nereden biliyorsun"

"Arabanın içindeyim diye pencereden baktığını göremeyeceğim diye bir şey yok değil mi?"

"Her şeye de bir cevabın olsun zaten"

"Olur tabi. Sen sor yeter ki"

"Abya mama" diyen keremle "tamam ablacım gidince vereceğim"dedim. Yanımda bir şey yoktu şu anda. Nasıl unutmuştum ki ben bunu.

Az sonra akın yol kenarında durdu.

"Geldik mi?"

"Hayır. Bekleyin geliyorum hemen" deyip arabadan indi ve gitti. Aradan on dakika kadar geçtikten sonra arabaya bindi ve arkaya poşet uzattı.

"Ne bu" dedim uzattığı poşeti alırken.

"İçinde su ve bir kaç yiyecek var. Meyve suyu falan da var. Kerem'e verirsin. Acıkmıştır belki bisküvi falan var işte. Sende yiyebilirsin çok aldım o yüzden"

Rastgele Numara | Texting |Where stories live. Discover now