2. Bölüm: Üç İstek

1K 97 92
                                    

Söz verdikleri gibi, Hermonie'nin Aritmasi dersinden önce Harry'yle birlikte Kütüphane'ye gitmişlerdi. Bir masaya oturmuş, bir yandan önündeki kitapları inceleyip bir yandan sohbet ediyorlardı. Hermonie'nin önünde birden fazla farklı konularda kitaplar doluyken Harry'nin önünde sadece iki kitap vardı.

Kütüphane'ye geldikleri gibi Harry, dün gece Draco'yla durdukları yerlerde dolaşıp onun okuduğu kitabı bulmayı denemişti. Rastgele yerleştirilen bir kitap bulmayı umuyordu, ama hepsi o kadar düzenliydi ki, hangisinin Draco'nun okuduğu kitap olduğuna emin olamıyordu bir türlü. En sonunda içindeki çizim şekilleri ve yazı boyutları gibi faktörleri düşünerek, yanına iki kitap almayı başardı, dün gece okuduğu kitaplara en çok benzeyen bunlar gibi duruyordu.

Şimdi de Hermonie'yle birlikte oturmuşlardı ve o ders çalışırken, kendisi de kitapların içini kurcalamakla meşguldu. Eğer Draco gerçekten de bunlardan birini okuyorduysa, resmen hikaye kitabı okuyormuş demekti. Harry gülmesine engel olamayıp hafifçe kıkırdadı, ama Hermonie dalgınlıktan onu işitmemişti.

Az sonra Kütüphane'nin kapısı açıldığında içeriye Draco girmişti, yanında diğer Slytherinlerden biri yoktu, zaten Kütüphane'ye çoğunlukla yalnız gelirdi. Diğerlerinin okumayı sevdiklerini hiç sanmıyordu.

Harry'nin kitapları çektiği rafa doğru yöneldiğinde kaşları çatıldı, yerinde boşluk bulunan kitabı bulamadığı için başını yana doğru çevirdi ve o zaman Harry'yi gördü. Harry yakalanmamak adına son anda gözlerini kaçırmış ve başarmıştı da, Draco ona doğru yürürken sanki onu hiç görmemiş gibi yapıyordu.

"Gözlerin iyi görüyormuş, Potter." demişti Draco, önüne gelip dikilmiş, gözleriyle kitabı süzüyordu. "Bu kadar etkiliyse, o gözlüklerden ben de bir tane almalıyım."

"Ben belki gözlüksüz göremiyorum ama sen iki türlü de göremiyorsun, Malfoy."

Hermonie herhangi bir bağırış olmadan konuştuklarını gördüğü için araya girmeden önündeki kitapla uğraşmaya devam etti, bir yandan da kulağı onlardaydı, Draco'ya karşı tetikteydi ama Harry laflarının altında kalır gibi değildi zaten.

Draco'nun yüzünde ufak bir sırıtış belirdi, gözleriyle Harry'nin parmağındaki dostbulucuyu kapatan elini işaret etti, "Elini bu şekilde gizlemeye çalışırken seni ciddiye alamıyorum Potter."

Harry aniden derin bir nefes verip elini kapatmayı kesmişti, ama aynı şekilde cevap vermekte de gecikmedi, "Sanki sende de aynısından yokmuş gibi konuşuyorsun."

"Ben aptal gibi onu gizlemeye çalışmıyorum." derken elini kaldırıp dostbulucuyu gösterdi Draco, "Bunun böyle çıkmış olması bizim sorunumuz değil öyle değil mi? Sadece salak, pembe, saçma bir kalp ve bu kadar işte."

"Önüne çıkan seninle dalga geçmediği için sorun etmiyorsun." diye araya girdi Hermonie, dayanamamıştı. "Her geçen Harry'ye bu kalp yüzünden laf atıyor, senden korktukları için bir şey diyemiyorlar."

"Bir süre sonra çeneleri kapanacaktır." dedi Harry, Hermonie'nin araya girip onu savunur gibi konuşması hoşuna gitmemişti, bu yüzden kestirip attı. "Aylar boyunca dostbulucudaki kalple alay edecek halleri yok ya."

Draco başını salladı, "Orası öyle, ama şunu söyleyeyim. Artık oda arkadaşı olduğumuza göre..." Bir süre duraksayıp devam etti, "Derslerden hemen sonra, odalarımız birleşmek zorunda olacağı için, seni şimdiden uyarıyorum. Sakın dağınık biri olma."

"Asıl sen fazla düzenli olma." deyip burun kıvırdı Harry, "Senin keyfine göre hareket edeceğimi mi zannediyorsun?"

Birden parmağındaki dostbulucu parlamış, kısa bir kırmızı ışık dalgasından sonra eski haline dönmüştü. Harry, Hermonie ve Draco üçlüsü şaşkınca dostbulucuya bakarlarken Kütüphane'nin kapısı birden açılmış ve eli yiyeceklerle dolu olan Ron, oldukça ses çıkararak içeriye girmişti. Etraftaki öğrencilerin kızgın uyarılarını es geçerek aradığı kişilere döndü, yanlarına doğru gelip yiyecekleri rastgele masaya yayarken başıyla Draco'yu işaret etti, "Bunun ne işi var burada?"

shampain | drarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin