❦33❦ ↑KIRILAN ZİNCİRLER↓

Comenzar desde el principio
                                    

Samira, adamın tüm yaptıklarına rağmen onun da bu ana dayanamadığını görebiliyordu. Hem üzüyor, hem de bunun için kendisi de üzülüyordu.

"Neden?" diye sormadan yapamadı Samira. "Onu kafayı yiyecekmiş gibi sevdiğini biliyorum Araz, bu kadar üzerine gitmek zorunda mıydın?"

Adam ateş saçan gözlerini yanındaki kıza çevirdiği an, kız çoktan sorduğuna pişman olmuştu bile. "Sanane?" Sadece sözleriyle değil, bakışlarıyla dahi aşağılar gibi bakıyordu kıza. "Sen kimsin ki geçmiş karşıma hesap soruyorsun bana?"

Samira, başını onaylarcasına sallayıp önüne döndü. Araz haklıydı, o ve duyguları umurunda olduğu için tüm duyduklarını da gördüğü bu muameleyi de hak ediyordu. Araz duramadı, olduğu yerde önce ne yapacağını bilemez şekilde hareketlendi, hemen sonrasındaysa oda Elly'nin gittiği tarafa yöneldi. Düşünmeden hareket ediyordu, yapacak bir şey yoktu. Samira haklıydı, Araz kadını ne olursa olsun gerçekten delicesine seviyordu.

Elly, otoparka çekilmiş arabasına kavuşmak üzereyken aniden kolunu tutan kişiyle dudaklarını ısırdı. Gelenin kim olduğunu ondan önce gelen kokusundan tanımıştı. "Bırak," diyebildi kelimeler ağzından zorla dökülürken. "Daha fazlasını duymaya ne tahammülüm ne de takatim yok artık Araz, yalvarırım bırak kolumu."

"Sen gittin lan!" diye bağırdı adam öfkeyle. "Sen terk ettin gittin beni! Sen bir kalemde sildin tüm birlikçe geçirdiğimiz seneleri! Sen istemedin beni sen!"

"Ben seni her zaman istedim," diye mırıldandı kadın, hala başı yerde ve artık tutamadığı hıçkırıklarını serbest bırakırken. "Senden hiçbir zamanda vazgeçebilecek değilim ama babamı arkamda bırakamadım. O benim için canını vermişken ben onun söylediklerini yok sayamadım."

Adam kızın kolunu fırlatırcasına bıraktı o an. Bakmaya kıyamadığı kızın babasının rahatsızlıkları dışında ilk defa ağladığını görüyordu. Hatta Elly'i ilk defa bu denli çığırından çıkmış, kontrolsüz bir şekilde görüyordu adam. Gözyaşları arka arkaya yanaklarına boşalıyor, deli gibi sevdiği kadını ilk kez kendisi ağlatıyordu. Araz yutkunamadığını hissetti.

"Evlendin," Sesi titriyor, oda tıpkı Elly gibi ağlamamak için kendisini zor tutuyordu. "Gözlerimin içine baka baka geçtin karşıma hiç tanımadığın bir adama evet dedin." Dilini kurumuş dudaklarının üzerinde gezdirirken kelimeleri seçmekte zorluk çekiyordu. "Dokunmaya kıyamadığım kadının beni darmadağın edip bırakıp gidişini seyrettim ben o gün. Sevmeye, yüzüne dahi bakmaya kıyamadığımın beni zerre düşünmeden terk edip gidişini seyrettim ben."

Araz bir iki adım geriye gitti o an, dolan gözlerini Elly'den saklayabilmek için.

"Sen beni sadece terk etmedin, sen beni mahvettin Elly. Sen beni paramparça ettin. Sen beni artık kimsenin katlanmaya dahi tahammül edemeyeceği bir canavara çevirdin."

Elly'in duydukları karşısında hıçkırıkları artıyor, omuzları sarsıla sarsıla ağlıyordu. Araz'ın bal rengindeki gözlerini gördükçe içi gidiyor, ruhu eksiliyor, gidip de kollarına sığınmamak için kendiyle büyük bir savaş veriyordu. Kasvetli bir karanlık yüreğine çöküyor, nefes dahi alamayacak halde hissediyordu kendisini.

"Ben sadece seni değil, çocukluğumu kaybettim o gün. Geçmişime dair tek güzel anılarım olan gençliğimi kaybettim. Ben kendimi kaybettim Elly, sen beni hiç görmedin."

Elly, sevdiği adamla göz göze geldiği an dudaklarını ısırdı, kalbi ağrıdı. Cehennem çukuru kendisi için harlandı o gece, gökyüzü bile kendileri için ağladı. Tam o anda yok olmayı, gördüğü son gözlerin Araz'a ait olmasını diledi kadın. Dayanamıyordu, bu kadar severken ondan bu sözleri duymayı içi kaldırmıyordu.

ZEHR-İ VİRANDonde viven las historias. Descúbrelo ahora