❦2❦ ↑Gece Gözlü↓

30.4K 1.5K 444
                                    


2. BÖLÜM: "GECE GÖZLÜ."

"Yıldızları görmek için geceyi beklemek gibiydi...

Karanlık yaşanmadan umut ışığı ne anlam ifade ederdi ki.."

Genç kız kitabının kapağını kapatırken aklında yer edinen sözü zihninde tekrar canlandırdı. Bu söz o kadar kendisini anlatıyordu ki..

Sırf bu saraydan kurtulmak adına tanımadığı, hatta onu kadını bile yapmayacağı bir adamla evlenmeyi kabul eden o değimliydi?

Sırf yaşadığı karanlığın arkasından bu kaçışı umut ışığı olarak gördüğü için? O yüzdendi kabullenişi. O umut ışığı çok şey ifade ediyordu kendisine.

Samira o kadar dalmıştı ki içeriye giren Amıne'yi bile fark etmemişti.

"Nasılsın güzel kızım?" dedi Amıne yanına gelip eliyle saçlarını geriye atarken.

"Ben.. Bilmiyorum." dedi genç kız hüzünlü bir şekilde. Zira hala alışabilmiş değildi içende olduğu bu duruma.

Amıne ellerini saçlarından çekip alnına şefkatli bir öpücük bıraktı gözünde hala küçücük olan kızının alnına.

"Bak kızım .." diye başladı söze.

Biliyordu. Her şeyden önce hissediyordu kızının nasıl acı çektiğini. Bunca sene bir kez olsun aratmamıştı annesini ona Amıne. Her daim yanında olmuştu.

"Günlerdir harap ettin kendini. Fayda etmeyecek bilirsin."

Evet biliyordu. Ne yaparsa yapsın bu karardan dönülmeyecekti. Tamam, buradan kurulmak istediği bir gerçekti fakat bu şekilde olsun istemiyordu Samira.

"Hem ben baban ile konuştum. Düğün hemen olmayacak. Bir süre beklenecek. Birbirinizi tanıma fırsatı sunulacak size."

Sanki birbirimizi tanımak istiyorlarmış gibi.. Ne Araz kızı istiyordu, ne de kız Arazı. Bu süreç fazlasıyla zor olacağa benziyordu. En azından Samira için.

Hem kendimi yediği yetmiyormuş gibi bir de Amıne'yi üzüyordu. Yıllarca kendisine annelik yapmış üvey annesini. Hiç düşünmeden üzerine atlayarak boynuna sarıldı Amıne'nin. Başını boyun girintisine koyup doya doya çekti kokusunu içine. Ona minnettardı. Kendisini bu zamana kadar büyütüp öz evlatlarından ayırmadığı için.

Kardeşleriyle kavga ettiğinde en çok Samira'nın yanında durduğu için. Bunu ne kadar annesizliği hissetmemesi için yapsa dokunuyordu bazen genç kıza. Daha fazla üzülüyordu.

Geri çekilirken. "Sen.." deyip durdu bir süre.

"Sen benim annemsin. Bu evden gittiğimde sadece senin yaran kanayacak kalbimde." Dediğinde Amıne'nin gözünden bir yaş süzülmüştü bile.

Boğazındaki yumruyu yutkunarak bile geçirmediğinde devam etti yürek yakan sözlerine.

"Sakın beni unutma olur mu?"

Amıne hıçkırarak ağlamaya başladığında kızının elini alarak gözyaşlarından tamamen ıslanmış dudaklarına götürüp öptükten sonra yanağına bastırdı.

"Allah şahidimidir ki seni ben büyüttüm! Öz evlatlarımdan daha çok sevdim seni. Hep yaradan'dan bahşedilen bir hediye olarak gördüm. Seni orada asla bir başına bırakmayacağım!"

Dedikten sonra kızın elini bırakıp gözyaşlarını silerken Samira'nın giyinmemiş olduğunu fark etti.

"Birazdan nikâhın var ve sen hala hazır değilsin. Çabuk kalk bakayım!" deyip heyecanla olduğu yerden fırladı. Samira'nın moralini biraz olsun düzeltmek istiyordu böyle davranarak.

ZEHR-İ VİRANOnde histórias criam vida. Descubra agora