Eyvah, diye geçirdim içimden. Çok fena sarhoş olmuştu.

"Patlat o zaman bir İsmail YK bize," dedi Özgür gülerek, yanındaki kızın elindeki bardağı aldığında. O nereden biliyordu be?

İnsanlara ön yargılı yaklaşmak istemiyordum ancak bu çocuk, kesinlikle ben yavşağım diye bağırıyordu. Bade haklıydı. Bu sabaha kadar onlara birilerini yamamadan durmazdı asla, pis yeşil ürkütücü gözlerindeki bakıştan belliydi.

Kamerayı Kayrahan'a doğrulttuğunda Kayrahan dudaklarına götürdüğü birayı çekerek koluyla anında yüzünü kapattı, "Ya orospunun fırlattığı!" diye bağırdı. "Flash gözümü alıyor!"

Özgür ayağa kalktı. Arkasındaki Kılıç, kenardan görünüyordu ve şimdi yanına bir kız oturmuştu ancak Kılıç kızla konuşmuyordu, Özgür'ün haline gülüyordu. Yanındaki Oder ise esmer kızla konuşmayı kesmiş ve Dolunay denilen kızla konuşmaya başlamıştı.

Birden Özgür kamerayı yere düşürdüğünde kamerayı Kayrahan eline aldı, Özgür'ün sırtına çıkmıştı. Ağzında yanan bir sigara vardı. Kayrahan'ın sigara kullanmasına hala alışamamıştım. Gecenin bu saatinde neden güneş gözlüğü taktığını anlayamamıştım ancak her şey o kadar saçmaydı ki buna odaklanamamıştım.

"Yürrrüü oğlum benim, deh, dıgıdık dıgıdık!" diye bağırdı Kayrahan. Herkes onlara bakıp gülüyordu.

"Siktir git lan!" diye bağırdı Özgür gülerek. "Havuza düşeceğiz, amına koyduğumun malı! Ata mı benziyorum ben?"

"Amaç o yavrum," diye bağırdı Kayrahan da, kamerayı kendinden uzaklaştırarak havuza doğru çevirdi. Havuzun içi epey bir kalabalıktı. Dans edenler, öpüşenler ve yüzenler vardı. "Açılın lan! Biz geliyoruz!" diye bağırdı Kayrahan kalabalığa doğru.

Özgür, "Seviyorum lan bu hayatı!" diye bağırdı. Özgür telefonu Kayrahan'ın elinden alarak, "Dolunay, tut telefonu lan," diye bağırdı ve telefonu havaya doğru fırlattı.

Dolunay denilen kız aniden telefonu tuttuğunda kamerayı doğrudan Kayrahan ve Özgür'e doğru çevirdi. Kayrahana dönmüştü, Özgür'ün sırtına çıkmıştı. Ayağını Özgür'ün poposuna doğru geçirip ona sert bir tekme attığında Özgür dengesini kaybetti, tam o sırada Kayrahan ondan ayrılarak kendini kurtarmak istedi ancak Özgür buna izin vermeyerek Kayrahan'ın kolunu kavradı ve kendisiyle beraber onu da havuza sürükledi. Böylece ikisi de suyu boylamış oldu.

Dolunay kahkaha atarak kamerayı kendilerine doğru çevirdiğinde, "Sima!" diye bağırdı. "Şu mal Özgür'e baksana. Boğuluyor sanki gerizekalı!"

Sima dediği anda refleksle Dolunay'ın baktığı yere baktım. Esmer bir kız evin kapısından çıkarak Kılıçlara doğru ilerlemeye başladı. Üzerinde bir büstiyer, altında siyah bir kot şort,
onun altında ise siyah bilekli Vanslar vardı. Siyah saçlarını iki yandan örmüştü, yüzünü bana dönmediğinden tam olarak inceleyemiyordum ancak dudaklarında kırmızı bir ruj olduğunu fark etmiştim.

Kız Kılıçların yanına vardığında, hemen ardından da dudaklarına büyük bir votka şişesi dayamış olan Barlas evden çıkarak Kılıç'a doğru ilerlemeye başladı.

Evden art arda çıkmışlardı?

Sakin. Sakin olmalıydım. Sakin olmalıydım, değil mi? Hem bu gerçekse bile mutlaka bir açıklaması vardı. Kayrahan da az önce evden çıkmıştı. Evin içerisi kalabalık görünüyordu. Her zaman yaptığım gibi dinlemeden etmeden saldırarak zaten aramıza örülmüş duvarları daha da kalınlaştırmak istemiyordum.

NEYRANWhere stories live. Discover now