Başlangıç

122 7 3
                                    

Uyandığımda annem kahvaltıya çağırıyordu, babam ise işine yetişmek için aceleyle kravatını bağlıyordu. Günlük olan şeylerdi bunlar.  Yatakta oturup dışarıya baktım, hava bulutlu ve ılık gözüküyordu. Bilirsiniz,  normal bir pazar sabahı işte. Yüzümü yıkamak için banyoya ilerlerken kardeşim Emily banyoyu benden önce kaptı.
 '' Çık Emily sadece yüzümü yıkayacağım! '' 

 '' Acelem var Brandon arkadaşlarımla buluşacağım yüzünü sonra yıka. '' 

Emily benden sadece bir yaş küçüktü,  keşke daha küçük olsaydı. Böylece onu  ikna etmem biraz daha kolay olurdu. Annem bizi bir kez daha çağırıyordu. Emily koşa koşa çıkarken, ben de yüzümü yıkamak için acele ettim. Su musluktan akarken aynaya baktım. Bugün bir şey varmış gibime geliyordu. Ah,  doğru ya bugün okul seçimi vardı. Hemen yüzümü yıkayıp merdivenlerden aşağı indim. Kahvaltı hazırdı, herkes başlamak için beni bekliyormuş. Hemen oturdum. Babam o kadar hızlı yiyordu  ki daha ben tabağımı hazırlarken o bitirmiş, evden çıkmıştı.  Olabildiğince şu okul işini hatırlamamaya çalışıyordum ama annem ve Emily'nin bana bakışları yüzünden sürekli aklımdaydı. Nereyi seçeceğimi hiç bilmiyordum, mutlu olabileceğim bir yer istiyordum. Ama ailemden uzak kalacaktım. Dalmış tabağımda zeytinle oynadığımın farkında bile değildim.
 
''Brandon, İyi misin? '' diye sorduğunda  annem,  kafamı kaldırıp ona cevap verdim.
 
''Sadece şu okul hakkında düşünüyordum da. ''
 
''Evet, bugün gidip seçimimizi yapacağız'' dedi.

Birden nedense tuhaf hissetim.  Okumayı seviyorum fakat bu biraz farklıydı, demek istediğim kendimi olgunlaşmış hissediyordum. Bu da yeni sorumluluklar anlamına geliyordu. Kahvaltı bitince toplamaya yardım ettim. Ardından Emily arkadaşlarıyla buluşmak için çıktı. Bende odama çıkıp giyeceğim kıyafetleri hazırladım. Siyah bir tişört ve onun tonlarında bir kot seçtim, yatağın üzerine serdikten sonra   penceremden dışarıyı baktım. Hava daha da kapanıyordu,  yağmur yağacak gibiydi. Biraz uzandım,  gergin olmamam gerekiyordu.  

 Annemin sesi ile yeniden uyandım. Kalkıp üzerimi değiştiriyorum. Annem çoktan hazırlanmış, beni bekliyordu. Hava hala kapalı olduğu için üzerime bir şey alsam iyi olacak diye düşünerek  bordo ceketimi aldıktan sonra annemle beraber kapıdan çıktık. Sokağa çıktığımızda annem komşulara selam verip garaja doğru gidiyordu ben de nezaketen aynısını yaptım. Babam arabayı bize bırakmıştı. Arabaya  bindikten sonra seçim binasına doğru yol aldık. Yol boyunca ailemi ve seçeceğim okulu düşünüp durdum.
Sonunda binaya vardığımızda bizim gibi birçok kişi olduğunu  gördüm. Seçeceği yere henüz karar verememiş kişiler ve yanlarında ne yapmaları gerektiği hakkında konuşan bir diğer kişiler. Ama bir fark vardı ki annem endişeli  değil,  gayet mutlu görünüyordu.

Giriş kapısının önünde  upuzun bir sıra vardı. Beklerken etrafa ve insanlara göz attım, çoğu kişinin elinde kağıtlar vardı. Kimileri ise  telefonla konuşuyordu. Bazı öğrenci adayları gözüme çocuk bazıları ise adam gibi geliyordu. Sonunda sıra bize geldiğinde bayan kimliklerimi aldı ve bizi biraz bekletti. Ardından içeri girdik.

 İçerisi çok büyüktü, duvarlarda seçilecek okulların resimleri altında okul kapasitesi ve kalan boş yerler yazıyordu. Seçmeni kolaylaştıracak bir etken daha. Seçtiğimiz okulun adını köşedeki formlara doldurmamız gerekiyordu. Annemle okulları inceledik. İlk bir kaç okulu hiç beğenmedim ayrıca kalan boş yer sayısı fazlaysa bu da demek ki o okul pekte tercih edilmiyordu. Benim tercih etmem de beklenilemezdi.  Biraz daha baktıktan sonra gözüm bir okulda kaldı. Yanına gittiğimde şato gibi okul çok ihtişamlı gelmişti  gözüme. Boş yer sayısına baktım hemen.  Umarım boş yer var-Ne 9 mu? Ne çok seçilmiş.
 
''Bu okul nasıl ? '' diye sordu annem.
 
''Gayet hoş, ancak çok az yer kalmış ''  Annem kafasıyla onayladı beni.
 
''O zaman gecikmeyelim ''

BRANDON [Düzenleniyor]Where stories live. Discover now