__ İlk önce hemen birkaç test yapacağız ama endişelenmeyin… Ben bunun geçici olduğundan eminim! Başınızın altında ki şişliği görseydiniz hak verirdiniz bana.

Bu o kadar iyi, babacan bir yaklaşımdı ki Selen bir an elini okşayan yaşlı ele bakarken yavaşça sakinleşmişti ama sakinleştikçe daha çok korkuyor, kendini çaresiz ve yapayalnız hissediyordu. Ama bu karşısında ki adamın tavırları o kadar sıcaktı ki bir umut sordu hemen.

__ Beni önceden tanıyor muydunuz?

__ Evet, aile doktorunuzum Selen Hanım.

__ Selen… İsmim mi?

Bunu çenesi titreyerek söylemişti, öylesine masumdu ki Ilgaz Bey içinde derin bir şefkatin uyandığını hissetti. Başını olumlu anlamda sallarken Selen iyice kötü olmuştu.

__ İsmim bana öyle yabancı ki… Ya bu geçici değilse?
__ Daha ilk andan kendinizi zorlamayın, çok zor bir durum biliyorum ama yalnız olmayacaksınız. Hemen testinizi yapalım önce…

__ Bir dakika! Aile demiştiniz… Yani ailem… Onlar burada mı?
__ Anne ve babanızı bilmiyorum, siz evlisiniz Selen Hanım.

__ B_ben mi?
Aslında şaşırmamalıydı, kaç yaşında olduğunu bile hatırlamıyordu ki! Şaşkınca hemen sol eline baktı ama alyans takmıyordu. Acaba düşerken tesadüfen çıkmış mıydı parmağından?
__ Bir doktor olarak iyiliğiniz için bir şey isteyebilir miyim sizden?

Selen ne yapacağını bilemeyen bakışlarını tereddütle doktora çevirince yavaşça gülümsedi Ilgaz Bey.

__ Kendinize zaman verin. Her şeyi bir an da hatırlamanız mümkün olmayabilir ve eğer hafızanızı zorlarsanız… Sadece hatırlamanız zorlaşır. Stres ve gerginlikten uzakta olmalısınız.

__ Dalga geçiyorsunuz değil mi? Şu an… Şu an kendimi kapana kısılmış gibi hissediyorum. Bir an da, bu yaşımda dünyaya atılmış gibiyim!

__ Hayır. Siz 21 yıldır dünya da olan çok güzel ve mutlu bir hayat süren genç bir hanımsınız. Şimdi bazı testlerimizi olalım ve ardından siz biraz dinlenin. Ben de eşinizi bu durumdan haberdar edeceğim.

Eşim, dedi Selen kendi kendine… 21 yaşındaydı ve evliydi demek! Bu genç yaşında evli olduğuna göre çok âşık olmalıydı.

__ Onun ismi ne?
__ Eşinizin mi?
Selen yavaşça başını sallarken Ilgaz Bey gülümsedi yavaşça.

__ Korhan…


Planlara göre Gediz götürecekti Selen'i evine... Ama Selen Ilgaz Beye neredeyse kendisiyle eve gelmesi için yalvarmıştı. Başka türlüsü elinden gelmiyordu çünkü gözünü açtığında ilk o yaşlı adamı görmüş ve ona güvenmişti. Kendisine sıcak, ilgili davranıyordu ve... O an tanıdığı en eski yegâne yüz onunkiydi!
Ve Ilgaz Bey ancak kısa bir süre ona itiraz edebilmişti, sonraysa dayanamamıştı Selen'in ısrarlarına. O kadar ürkek ve şaşkın görünüyordu ki... Sanki onunla gitmezse kendisini terk edilmiş hissedecekti. Bu tespit cidden çok doğruydu. Üstelik neden bilmiyordu ama Selen Gediz’i gördüğü an da ondan kötü bir elektrik almış, hiç hoşlanmamıştı. Aslında temiz yüzlü, düzgün bir adamdı ve o da Ilgaz Bey gibi kendisine gerçekten kibar davranıyordu. Kocasının da yakın arkadaşı olduğunu öğrenmişti ancak... Bilmiyordu. Belki de geçmişten bir duyguydu bu. Herhalde araları hiç bir zaman iyi olmamıştı. 
Geçmişten bir duygu... Ne kadar da güzel geliyordu düşüncesi bile! Demek ki içinde bir yerler yaşadıklarını, hislerini unutmamıştı! Bundan bile hem hüzünlenip hem de mutlu olabilecek durumdaydı!
Ilgaz Bey ise Gediz ve Selen'e hastaneden çıkış işlemlerinin tamamlanması için gitmesi gerektiği bahanesini kullanarak odadan çıkmış ve hemen cep telefonunu eline almıştı.
Bu durumu hemen Korhan Beye aktarmalıydı ama telefonu kapalıydı! Şaşırmıştı Ilgaz Bey, karısının durumunu bilmesine rağmen nasıl rahatça kapatabilmişti telefonunu? Onların arasının hep bozuk olduğunu biliyordu, nedenini anlayamasa da... Ama bu farklı bir durumdu! İster istemez Ilgaz Bey bunun acımasızlık olduğunu düşündü. Selen şu an zaten kendisini yapayalnız hissediyordu, eğer bir de eşiyle durumunu öğrenirse... Çok kötü olurdu! 
Ilgaz Bey bir an öyle kaldıktan sonra Alper'i aramaya karar verdi, o Korhan Beyin nerede olduğunu bilebilirdi!

__ Biraz yanıma otursana, geldiğimden beri evin içini geziyorsun.
__ Hiç de bile... 
Alper Çağla'nın nazlanışlarına bayılıyordu, yüzünde oluşan gülümsemesiyle karısının elini yakalayarak onu yanına koltuğa doğru çekti.
__ Yaa, bir dakika. Yeni bir tatlı denedim, onu tatmak zorundasın.
__ Ben seni tatsam!
__ Ama bunu her gece yapıyorsun zaten.
__ Geceler çok kısa...
Bunu öyle boğuk, tatlı bir sesle söylemişti ki Çağla bir iç çekti yavaşça ve yüzünde duran elini okşadı parmaklarıyla.
__ Seni çok seviyorum!
__ Her gün... Her gün daha iyi anlıyorum değerini... İyi ki çıktın karşıma, iyi ki yanımdasın! Hep böyle kalalım olur mu?
Çağla kocasının bu halini çok iyi biliyordu, o yüzden gözlerinde ki mahzun ifadeye bakıyordu dikkatle.
__ Sen üzülmüşsün... Yine Korhan'a üzüldün değil mi? Bu gün ona uğrayacaktın.
__ Ahh, senin kâhin olduğunu biliyordum!
Alper gülerek bu konunun üstüne kapatmak istiyordu ama cep telefonu imdadına yetişmişti ya da yetişmemişti. Çünkü Ilgaz Bey arıyordu. Aklına hemen Selen gelmişti.
__ Ilgaz Bey?
Alper doktordan yanıt beklerken aklına pek çok kötü şey gelmişti ama hafıza kaybı asla! Ilgaz Beyi dinlerken gerçek anlamda dili tutulmuş gibiydi.
__ P-peki... Beni neden aradınız?
__ Korhan Bey telefonunu kapattığı için ona ulaşamıyorum, karısının durumunu bilmiyor. Bu çok hassas bir durum, onun eve gitmesini sağlayabilirseniz...
__ Evet, tabii ki! Ben hemen onu bulurum merak etmeyin.
Telefonunu hemen kapatarak ayağa kalkınca Çağla da endişeyle hemen doğrulmuştu.
__ Neler oluyor?
__ Selen bu gün merdivenlerden düşmüştü...
__ Ee, bu kadar acımasız olursa bir insan başına her şey gelebilir.
__ Şimdi de sen acımasızsın! Çünkü Selen... Hafızasını kaybetmiş ve benim hemen Korhan'ı aramam gerek.
__ Ne? Tanrım! İyi de… Onu nereden bulacaksın, Hülya'ya mı gideceksin?
Alper kapıya hızlı adımlarla gitmeye başlarken Çağla da onu takip ediyordu.
__ Evet, büyük ihtimalle onunladır.
__ Ayy canım benim, ona sığınmıştır kesin! Şimdi yeniden dağılacak... Mutlaka beni ara!
__ Tamam, aşkım sonra seni evde ortadan çatlamış bir halde bulmak istemem.
Bu sözlere bir an gülümseyip gözlerini devirince Alper uzanarak öptü karısını ve hızla çıktı evinden...

Alper Çağla'yla doğru tahminde bulunduklarını Hülya'nın evinde onun arabasını gördüğü an da anlamıştı. O bunu Korhan'a nasıl söyleyeceğini düşünüp apartmana girerken Korhan Hülya'yla beraber sarmaş dolaş oturmuş film izliyordu. Hülya başını Korhan'ın omzuna bırakmıştı, Korhan’sa arada bir onun omzunu okşuyordu ama aklı kesinlikle orada değildi. 
Eve gitmek istemiyordu, Selen’i görmek karşısına geçip sadece bir dakika sürecek “nasılsın” konuşmasına katlanmak bile zordu. Sinirlerini bozuyordu. Korhan derin bir nefes alırken kapıya vurulduğunu duyarak irkildi bir an.
__ Dur, ben kapıya bakarım.
Hülya ona güzel gülüşlerinden birini verirken Korhan ayağa kalkarak kapıya doğru gitti ama kesinlikle karşısında Alper'i görmeyi beklemiyordu.
__ Ne işin var burada?
__ Korhan... Burada değil, evde olman gerek. 
__ Neden? Selen iyi değil mi?
__ Geçici olarak... Yani hafızasını kaybetmiş.
__ N-nasıl yani?
Bunu sorarken gülmüştü bir an kendini tutamayarak, hafıza kaybı... Daha neler! Ama…
__ Korhan bu şaka değil, dedi Alper Korhan'ın ciddileşen yüzüne bakarken!

Karının sana ihtiyacı var…

__ Onun bana hiçbir zaman ihtiyacı olmadı.

__ Ama şu an var, şu an senin geçmişi bir kenara koymana ihtiyacı var.

__ Canım! Bir sorun mu var? Aa, Alper. Hoş geldin!

Korhan elini tutan Hülya’ya baktıktan sonra gülümsedi ona kayıtsızca.

__ Gitmem lazım… Ama yarın bunu telafi ederiz. Hem de fazlasıyla…

Alper derin bir nefes aldı o zaman ama şaşırmamıştı. Korhan… Hayatında ki tek hayal kırıklılığını, tek yenilgisini asla geride bırakamazdı, hele gururunun incinmesini asla.

Canlarım umarım keyifle okur ve bölümümüzü beğenirsiniz...Yorumlarınızın çok kıymetli olduğunu unutmayınn hele aynı an da iki hikaye paylaşan biri için:))Motiveye ihtiyacım var canımm:))

Teşekkür ederimm

Kor GibiWhere stories live. Discover now