323 50 26
                                    


Jung Hoseok, karanlık sokakları sevmezdi fakat daha çok sevmediği bir şey varsa o da her yeri beyaza boyayan kardı.

Saçlarına düşen kar tanelerine tahammül edemediğinden, gördüğü ilk ara sokağa girerek yolunu kısaltmak istedi fakat tahmin bile edemeyeceği bir şeyle karşılaştı.

Karların örttüğü boş sokakta, yerde boylu boyunca uzanan bir adam vardı. Elektrik direğinin altında, hareketsizce yatıyordu.

Hoseok adamın yanından geçip gideceği sırada, direğin titrek ışığından yerdeki beyaz karların kırmızıya boyandığını gördü.

Aceleyle adamın yanına çöküp karnındaki yarasına baktı, oldukça kötü görünüyordu. Hoseok üzerindeki ceketini hızlıca çıkarıp adamın karnına bastırdı.

Bir eliyle ceketi tutarken, bir eliyle de ambulansı aramak için telefonunu çıkardı fakat bir el, kolunu tutarak onu engelledi.

"Sakın... Kimseyi arama."

Hoseok baygın olduğuna neredeyse emin olduğu adamın, telefonunu çıkartır çıkartmaz nasıl bu kadar canlandığını düşünerek kaşlarını çattı.

"Aramazsam burada ölürsün. Ölmeye bu kadar mı meraklısın?"

Adam, Hoseok'a bakmak için kafasını kaldırmaya çalıştı fakat o kadar çok kan kaybetmişti ki bunu yapmaya gücü yetmedi.

"Yardım edeceksen soru sormadan et."

Hoseok, adamın ukala tavrına sinirlenip hışımla ayağa kalktı. Tek kaşını kaldırıp üstten bir bakış atarak sordu,

"Ya etmezsem?"

Adam birkaç tuhaf hırıltı çıkardığında, Hoseok onun gülmeye çalıştığını tahmin etti fakat bu deneme, kesinlikle başarılı değildi.

"O zaman bırak da huzur içinde öleyim."

Jung Hoseok adamın aptal olduğunu düşünerek, son bir kez üstten bir bakış atıp evine doğru yürümeye devam etti.

Evine girip havanın ne kadar soğuk olduğunu fark ettiğinde ise aklına yine o adam geldi. Jung Hoseok kısa bir çelişkinin ardından bir küfür mırıldanıp yeniden evden çıktı.

Geldiği yolu koşarak geri dönerken, en az o adam kadar aptal olduğunu düşünüyordu. Ona yardım edecektiyse neden ilkinde etmemişti de şimdi kendini zahmete sokuyordu?

Ya da yalnızca ambulansa durumu bildirip evine gitse olmaz mıydı? Adam o kadar tuhaf şeyler söylüyordu ki ölüm döşeğindeki bir adamın bunları söylemesi için ya bildiği ya da emin olduğu bir şeyler olmalıydı.

Hoseok bir yandan neden geri döndüğünü sorgularken, bir yandan da adamın çoktan ölmüş olabileceği olasılığını düşündü fakat başına açılacak iş o kadar büyük olurdu ki bu olasılığı göz önünde bulundurmak istemedi.

Hoseok düşüncelerinin arasında loş ışıkların aydınlattığı boş sokağa ulaşırken, direğin altında bıraktığı gibi yatan adama baktı.

Hızla yanına çöküp nabzına bakmak için boynuna dokunduğu sırada, adam Hoseok'un soğuk ellerinin altında titredi.

Hoseok, ellerinin soğukluğunu fark etmeden adama dokunduğu için kötü hissetse de onun hala yaşıyor olduğunu görmek içini rahatlatmıştı.

"Sana bir ceket borçluyum."

Hoseok, pişkince konuşan adama baktı. Konuşmaya bile halinin olmadığı oldukça belliydi fakat o hala gücünü saçma sapan şeyler için harcıyordu.

criminal | yoonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin