İSTANBUL

1.8K 124 35
                                    

Eşyalarını hızla bavula koydu ve dolabın diğer kapağını açtı. Azer yanında durmuş sinirle onu izliyordu. Şimdi onunla uğraşamazdı. Bir ton işi vardı. Eşyalarını toplayıp, yola koyulmalıydı. Bir an önce İstanbul'a dönmeliydi. Uçak bileti ayarlaması için Yılmaz'a emir vermişti ama aldı mı bilmiyordu. Dolaba son bir kez daha baktı ve çekmecelere doğru yürüdü.

"Karaca! Yeter artık dur!"

"Duramam Azer! Hemen yola çıkmam lazım!"

"Neden?! Gitmek zorunda değilsin ki!"

"Saçmalama Azer! Ailem onlar benim!"

"Hayır değil! Senin ailen benim, biziz! Gitmeni istemiyorum!!"

"Bana ihtiyaçları var Azer gitmeliyim!"

"Hayır yok! Bırak ne bok... Bırak başlarının çarelerine baksınlar! Hem sen gidip ne yapacaksın sanki?"

"Yanlarında olmam bile yeter! Evi taramışlar Azer! Babaannem yoğun bakımdaymış! Bırak gideyim!"

"İlk defa taramıyorlar evlerini! Gidemezsin ya başına bir iş gelirse?!"

"Gelmez Azer! Korkma!"

"Ne demek korkma?! Gitmeni istemiyorum! Bırak şu bavulu!"

Azer bavula hamle yapınca eline yapıştı ve çekmeye çalıştı. Resmen boğuşuyorlardı. Azerin derdini bir türlü anlayamıyordu. Nasıl ailesine bu kadar düşman olurdu?! Karaca'ya hiç mi saygısı yoktu?!

"Azer bırak dedim!"

"Asıl sen bırak! Ne inatçı bir kadınsın sen! Az kocanın sözünü dinle! Gitmeyeceksin!!"

"Hayır gidicem! Ver şunu bana!!"

Azer bavulu kaldırınca bütün eşyalar yere saçıldı. Şu yaptığına inanamıyordu! Gitmesini engellemek için elinden geleni yapıyordu. Sinirle ona baktı. Yerdeki eşyalara bakıyordu.

"Yanlışlıkla oldu karagülüm..."

"Ver şu bavulu Azer!!"

"Olmaz! Gitmeni istemiyorum!!"

"Neden?!!"

"Çünkü korkuyorum Karaca!! Ya sana bir şey olursa?!! Biri zarar verirse?! Ya gidince bir daha geri dönmezsen?!"

"Ne?"

"Gitme Karaca yalvarırım..."

"Azer saçmalıyorsun sevgilim. Tabi ki de geri döneceğim."

"Hayır dönmezsin! Ben senin o aileni tanıyorum! Çukuru biliyorum! Bataklık gibi Karaca, bir kere düşünce asla kurtulamazsın!!"

"Yeter Azer yeter! Şu lafların o kadar sinir bozucu ki! Ailem onlar benim!"

"Değil ya değil! Ben olurum senin ailen! Siktir et onları!!"

"Anlamıyorsun değil mi?! Ya senin ailenin başına gelseydi? Ben sana gitme deseydim kalır mıydın?!"

"Ben... Seni de alır giderdim!"

"Azer lafı değiştirme!! Bavulu ver!!"

"Olmaz!"

"Azer lütfen sevgilim..."

"Tamam ama önce amcanları arayıp konuşacağım. Eğer güvenli değilse asla gidemezsin!!"

"Azer!"

Azer telefonunu aldı ve odadan çıktı. Arayıp aramadığından emin değildi. Gitmemesi için her şeyi yapıyordu. Aslında haklıydı. Oraya giderse başına bir şey gelebilirdi ama içi rahat etmiyordu. Akının anlattığına göre bu sefer çok büyük olaylar olmuş, Çukur da bombalar patlamış ve adamlar eve saldırmıştı. Babaannesinin durumu ağırdı ve diğerleri de hastanedeydi. Birkaç tane ölen vardı. Nefes alamadığını hissetti. Tekrar ağlamak istemiyordu. Odanın kapısı açılınca içeri giren Azer'i gördü.

PerestişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin