Basittim.
Hiçbir özelliğim yoktu.

Sonrasında bunun maddi durumumuzun iyiliğinden ötürü olduğunu anladım.

İlk konuşmamız fotoğraf günündeydi Bal Köpüğü.

Öğretmen yarın fotoğraf çekileceğimizi, en güzel kıyafetlerimizi giyerek gelmemizi söylediğinde eve gider gitmez kıyafetlerimi seçtim. Saatlerce özendim. Çok heyecanlanmıştım.

Fotoğraftaki en iyi görünen olacağıma üstünde bulutlar asılı kapıdan içeri girene kadar adım gibi emindim.

Girdiğimde ise eminlik yerini şoka bıraktı.

O şoku bu yaşım olmuş hâlâ unutamam. Tüylerim ürperir.

Herkes yakınlarının düğününe gidermiş gibi, masallardan fırlamış gibi gözüküyordu. Saçlar kuaförde yapılmış üstünden simler atılmış, küçük gelinlikler damatlıklar giyilmişti.

Bense harika olduğunu düşündüğüm bir tişört ve pantolon giyip gelmiştim.

Senin de bildiğin üzere küçükken durumumuz oldukça iyiydi. Basitliğimin sebebi parasızlık değildi. Bu benim yıllar boyunca başıma binbir zorluk açacak düz bakışım yüzündendi.

Asıl anlamları anlayamıyordum.
Küçüktüm ve yaşıma rağmen abartım çok abartısızdı.
Şaşalı düşünemiyordum.
Düzdüm.

Yanıma gelip, "Neden böyle giyindin ki?" Dedin. Elim ayağım birbirine girmiş, mahvolmuştum. Hemen kısaca fotoğraf çekileceğini unuttuğumu söyledim.

Oysa sabaha kadar hayalini kurup uyumamıştım.

Biraz sohbet edeceğimizi düşündüm ancak etmedik.
Bana attığın yukarıdan bakışın ardından güzel iki arkadaşına sekerek gitmiştin.

İlgini yeniden kaybettim.

Ezilen ya da istenmeyen çocuk hiç olmadım ama asla senin gibi de olmadım.

Senin yakınına bile gelemedim.

Ta ki birinci sınıfın ilk gününe kadar.

Bahçede ağlayarak yanıma geldiğini hatırlıyorum. Ne yapacağımı şaşırıp neden ağladığını sormuştum.

"Saçlarımı kestirdiğim için benimle konuşmuyorlar. Birlikte oturabilir miyiz?" Dedin.

Sen diyene kadar bukleli güzel saçlarını kestirdiğini fark etmemiştim bile. Anaokulunda peşinden ayrılmayan arkadaşların yüzüne bakmıyorken hüngür hüngür ağlıyordun.

Ağlamanı ve arkadaşlarının verdiği tepkiyi saçma bulmuştum çünkü hâlâ olağanüstü gözüküyordun.

Kesilmesine rağmen gür olan açık kestane saçların, buğday tenin ve badem şeklindeki sıcak ela gözlerinle küçücük yaşımda gördüğüm en güzel insan hep sendin.

Kalbine rağmen hâlâ öylesin.

Neden beni seçtin?

Bahçede bir sürü anaokulundan tanıdığın çocuk vardı. Hepsiyle oynamış, konuşmuştun. Sadece tek kelime konuştuğun beni neden seçmiştin?

because of you Where stories live. Discover now