"Hayırdır Gülsüm Sultan, bir problem mi var?" dediğimde kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Yok oğlum, dizim başlayacak komşular gelecek beraber izleyeceğiz. Ona yetişmem gerek." sırıtarak yüzüne baktım.

"Şimdi seni zorla tutsam bana ne yapabilirsin ki?" dediğimde bakışlarını bana çevirdi.

"Döverim." dediğinde dudağımı büktüm. Kaç yaşıma gelmiştim hâlâ bu şekilde tehdit ediliyordum. Gülsüm teyze sırıtarak yanağımı sıktı ve yanımdan geçti.

"Yemeği hazırladım, istersen bulaşığı bırakırsın. Sende okuldan geliyorsun yorgunsundur. Hadi Allah'a emanet." dedi ve acele acele yürüyüp gitti.

"Sen de!" dedim ve sırıtarak kapıyı kapattım. Tam o sırada Elif'in yaprak sarmasına uzandığını gördüm.

"Elif..." dedim uyaran bir tonda, bakışlarını bana çevirdi. "Elini yıka."

Birkaç saniye bakıştıktan sonra elini çekti ve kafasını salladı. O banyoya yönelirken ayakkabımı çıkarıp içeri geçtim. Elif banyodan çıktığında, ben girip elimi yıkadım.

Elimi yıkayıp salona geçtiğimde Elif odasına girmiş bir şeyler karıştırıyordu. Tam o sırada zil çalınca gülümseyerek kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda karşımda ki takım elbiseli adamı görünce onu baştan aşağı süzdüm.

"Maşallah, maşallah..." dediğimde Sedat sırıtarak suratıma baktı. Ardından tövbe tövbe çekip içeri doğru bir adım attı ve ayakkabısını çıkardı. Tam ceketini çıkarırken Elif odadan çıktı.

"Baba hoşgeldin..." dedi ve benden sıyrılıp babasına koştu. Sedat Elif'i her gördüğünde olduğu gibi gamzesini hiç çekinmeden gözler önüne sunarken, ceketini çıkarmaktan vazgeçip kendisine sarılan kızına sıkı sıkı sarılıp kucağına aldı. Boynundan bir kez öptükten sonra Elifi serbest bıraktı.

"Hoşbulduk Elif'im." dedi sevecen bir tonda. Elif gülümseyerek yeniden masaya ilerlediğinde bende içeri geçtim. Sedat ceketini çıkarıp içeri geçti.

Bu sefer de ben yanına gidip kolumu kaldırıp boynuna sarıldım. Sedat boynumu iki kere sıkı sıkı öptü. Bende onun boynundan öptüğümde geri çekildi.

"Gülsüm abla nerede?" diye sordu masaya bakıp.

"Dizisi varmış diye erkenden çıktı." dediğimde gülümsedi ve banyoya doğru ilerledi.

Elif ile ben masaya oturmuşken Sedat elini yüzünü yıkayıp masanın baş köşesine geçti. Ben Elif'in tabağına yemeğini koyarken, Sedat kendisi yemeğini aldı. Bende yemeğimi aldığımda Sedat'a döndüm.

"İso abi ve Cengiz abi tatile gitmişler haberin var mı?" diye sorduğumda patatesi çatala hırsla sapladı.

"Gevşekler.." dedi ama ardından yemeğini yiyen Elif'e bir bakış attı. "Tatilde karı kız bulmak için bir anda karar alıp gitmişler. Sanki savaşa gidiyorlar."

Dediğine sırtım, İso abi ve Cengiz abi o kadar iyi kanka olmuşlardı ki artık Sedat'ı satma kıvamına gelmişlerdi. Ama ikisinin de içten içe en çok Sedat'ı sevdiğini biliyordum. Altı yıldır birbirlerine eş bulmaya çalışıyorlardı ama kim bir kadını söylese diğeri beğenmiyordu. Oysa ki kadınların hepsi de aşırı güzeldi.

"Neyse gezsinler, onlar gelince de biz çıkarız tatile." dediğimde kafasını salladı.

"Zaten okulların tatil olmasına az kaldı, senin kreşte tatil olur." dediğinde kafamı salladım.

"Evet, bugün de yetimhaneye gittim. Eksikleri aldım." bana gülümseyerek baktı. "İyi yapmışsın." dediğinde bende gülümsedim.

Yeniden yemeğime döndüğümde telefonum çalınca Elif'in heyecanlandığını gördüm. Kaşlarım çatılırken telefonu cebimden çıkarıp arayan isimsiz numarayı açtım.

KOĞUŞ Where stories live. Discover now