YOLUNDA GİTMEYEN BAZI ŞEYLER

54 11 27
                                    

Barlas'ın gelmesinin üzerinden 10 dakika geçmişti. Barlas ve Rüzgar hariç herkes birbirine şaşırmış bir şekilde bakıyordu, kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Ortalık sakinleşmişti. Artık birbirlerine saldırma eğilimde bulunmuyorlardı fakat hala birbirlerine ölümcül bakışlar atıyorlardı. Bu 10 dakika içerisinde neyse ki kimse Barlas hakkında soru sormamıştı. Sorsalar da ne diyeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu zaten. Umarım Barlas bu konuda bir şeyler düşünmüştür. Yoksa her şey berbat olacak. Söze ilk başlayan Rüzgar oldu.

''Sen kimsin ne hakla bana yumruk atma cüretini gösterebildin? '' diye sordu. Ardından bana dönerek ''Anka tanıyor musun bu adamı? '' dedi. Barlas ve ben o sırada birbirimize çaresiz bir şekilde baktık. Ne söylemem gerektiği konusunda hiçbir fikrim yoktu. Anladığım kadarıyla Barlas'ın da söyleyecek bir şeyi yoktu. Sorduğu sorulara yanıt alamayan Rüzgar tekrar konuşmaya başladı. 

''Biriniz konuşacak mı artık? Anka kim bu adam?'' diye direkt olarak soruyu bana yöneltti ilk sorusuna cevap vermediğim için şüpheli gözlerle. Daha fazla susmam doğru olmazdı. Ve o anda aklıma ilk gelen şeyi söyledim. 

''Evet tanıyorum. İsmi Barlas ve Barlas benim abim. '' dedim. Barlas bu yanıtım üzerine daha da sinirlenmişti. Fakat söyleyecek başka bir şeyim yoktu. 

''Nasıl yani? Senin abin mi var? Bana hiç söylemedin. '' dedi Lavin. Bu bilgiyi ondan sakladığım için üzülmüş gibi duruyordu. 

''Ben de bilmiyordum. Zaten geçirdiğim kazada meydana gelen hafıza kaybından dolayı abim olsaydı da hatırlamam mümkün olmazdı zaten. Barlas 2 gün önce beni aradı. Bir süredir beni takip ediyormuş meğerse öyle söyledi. Aslında karşıma çıkmayacakmış fakat kazadan sonra bir anda fikirleri değişmiş. Görüşmek istediğini söyledi ve ben de kabul etmedim. Ve anlaşılan takip etmeye devam etmiş. '' dedim. Tüm bunlar o bir anda nasıl ağzımdan çıktı, ben de anlayamadım açıkçası. Ama sanırım durumu kurtarmıştım. Barlas'ın gönlünü de alırım artık bir şekilde.

Söylediklerimin ardından Barlas'da beni destekledi. ''Evet, ben abisiyim. Benimle görüşmek istemediği için onu takip ettim. Sizi de böyle sarılmış bir halde görünce kıskandım bir anda kusura bakma. '' dedi. Barlas'tan bunları duymak beni şaşırtmıştı açıkçası. Demek ki durumun ciddiyetinin bilincine varabilmişti nihayet. 

''Sen de kusura bakma ben abisi olduğunu bilseydim böyle davranmazdım. '' dedi Rüzgar biraz utanmış gibi duruyordu. Nihayet sorun ortadan kalkmıştı. 

''Bu kadar ara yeter, kaldığımız yerden devam edelim. Berk müziği açar mısın?'' dedi Lavin. Ve dans müziği tekrar çalmaya başladı. Rüzgar yanıma geldi ''Devam edelim mi? '' diye sordu ve tekrar dans etmeye başladık. Barlas'in gözleri sürekli bendeydi. Ara sıra çok farkedilmemek adına bakışlarını başka yönlere de çeviriyordu. 

Dans bittikten sonra Barlas yanımıza geldi.  ''Anka eğer sorun olmazsa biraz konuşabilir miyiz?'' dedi ve birlikte bulunduğumuz alandan konuşmalarımızı duyamayacakları mesafe kadar uzaklaşmıştık. 

''Neler olduğunu anlatabilecek misin Alisa pardon Anka? '' diye sordu Barlas oldukça imalı bir şekilde.

''Biliyorsun bizim dünyada yaşayabilmemizin tek koşulu dünyaya iniş yaptığımız esnada ölen birinin bedenine sahip olmak. Ben de iniş yaptığım sırada trafik kazasında hayatını kaybeden kızın bedenine sahip oldum. İsmi Anka. Üniversite son sınıf öğrencisi. Az önce gördüğün kız ile birlikte yaşıyor. O ve yumrukladığın çocuk Anka'nın sahip olduğu en önemli iki insan. Anka'nın bir ailesi yok. Anka 3 aylık iken trafik kazasında ikisi de vefat etmiş. Bu bilgiyi iyi kodla çünkü senin de anne ve baban oluyor artık. Sakın pot kırma. ''

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 20, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

DEPAYSEMENTWhere stories live. Discover now