__ Her şey yolunda… İyisin, asla zarar görmeyeceksin. Ben izin vermem buna. Bunu sen de biliyorsun, değil mi?
Selen’in gömleğini tutan parmakları gevşemişti. Bakışlarında onay veren sıcacık bir şeyler vardı. Korhan dayanamayarak hızla eğildi Selen’e doğru ve alnına yumuşacık bir öpücük kondurdu. Ardından Selen’i önce elinden sonra da kolundan kavrayarak ayağa kalkmasını sağladı. Şimdi Selen’in bakışları biraz daha etrafını görerek bakıyordu.

__ Ozan?

Korhan derin bir nefes almaya çalışırken hiç istemese de Selen’in kollarından ayrılmasına izin vermişti.

__ Selen, eve girmek zorundasın!

Selen onu duymamış gibiydi. Duvara tutunmuş ayağa kalkan Ozan’a giderek hemen ona yardım etmek istedi.

__ Yaralanmadın değil mi?
__ Selen… Ne demek oluyor bunlar?

Bu suçlayıcı bir ses tonuydu ve Korhan daha fazla buna katlanamayacaktı. Hızlı ve sert adımlarla yanlarına yaklaşarak Selen’i kolundan tuttu biraz sertçe.

__ Evine git! Ve Selen… Sen de doğru içeri giriyorsun,  hatta dur sana yardımcı olayım!

__ Hii, dur ne yapıyorsun?

Korhan onu kolayca sırtına attıktan sonra hızla evin bahçesinden içeri girmişti.

__ Yaşadıklarımızın bir oyun olmadığını anlaman için daha ne olması gerekiyor?
__ Tanrım, dur. İndir beni, hem de hemen!

Selen’in bu acıklı ses tonunu çok iyi hatırlıyordu Korhan ama yine de etrafta ki bakışlara rağmen onu indirmedi omzundan.

__ Hayır! Ozan’a gitmek için bahçeden çıkmayacaksın!

__ Ne Ozan’ı, aptal! Yaralanmışsın!

__ Önemli bir şey değil.

__ Bırak diyorum, bıraksana!

Selen endişelendiğini belli eden ses tonuyla yere inmek için öyle bir çırpınıyordu ki sonunda Korhan onu merdivenlerin önünde bırakmak zorunda kalmıştı.

__ Tamam, mı, rahatladın mı şimdi?
__ Çok konuşma!

Korhan’ın yüzüne bakamadan hemen onun arkasına geçti ve ardından Korhan onun parmaklarının dokunuşuyla irkildi hafifçe.

__ Selen…

__ Çok konuşuyorsun, yürü çabuk eve!

Kor GibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin