27

774 63 49
                                    


goshiki gerçekten azimli bir insandı... diğer kabinin duvarına tırmanmış, kendini ushijima'nın kabinine atmıştı. pekala bundan ötürü sırtına birkaç darbe almış olabilirdi ancak inanın, değerdi.

ushijima'nın tamamen kızaran suratı, koyulaşan yeşilleri ve bir de tabii goshiki sayesinde pantolonunu zorlayan bir şişlik vardı. goshiki karşısında eros'u gördü sandı. az daha diz çöküp saygı duruşu yapacaktı.

önce yutkundu, sonrasında ushijima'ya doğru bir adım attı. yaklaşıp elini uzattı, oğlanın güzel yüzüne. parmak uçları ushijima'nın pembemsi dudaklarına değdiğinde gözünü kapattı. başka hiçbir şey yapamadan çaresizlikle başını ushijima'nın göğsüne yasladı.

"nolur gör artık beni, nolur. daha fazla dayanamıyorum çünkü."

ushijima siyah saçlı güzel oğlanın başını kaldırdı. doğrusu bu dar çirkin tuvalet kabininde shakespeare'cilik oynamak istemiyordu. eli nazikçe goshiki'nin kahkülüne gitti. havaya kaldırdı, gözlerinin içine baktı.

"okul çıkışında buluşalım."

goshiki nefesini tutmuş sadece kafasını hızlıca olumlu anlamda sallamıştı. sonunda beklediği gün gerçekten gelmiş miydi yoksa? ushijima gerçekten ona karşı bir şeyler hissetmeye başlamış mıydı?

tüm bu düşünce kalabalığı ile tüm gününü geçirmişti. her dakikada bir saatini kontrol etmiş, okul çıkışını beklemişti. sonunda geldiğindeyse koşa koşa kapıya gitmişti. ushijima sınıf birincisi olduğundan ötürü son dersten sonra sınıf öğretmeniyle son bir konuşma yapar öyle gelirdi.

ona doğru gelen oğlanla gözleri buluştuğundaysa yine ve yine nefesini tutmuştu. her bir düğmesi ilikli dar beyaz gömleği, mükemmel bağlanmış kravatı, özenle taranan saçları... goshiki hiçbir zaman ona bakmaya doyamıyordu. baktıkça bakası, izledikçe izleyesi geliyordu. en çok da insanların onun bilmediği yönlerini bilmeyi seviyordu. pekala ushijima oldukça nazik bir kalbe sahipti ancak sadece onunlayken kullandığı kirli dil, gerçek düşünceleri, kızaran ensesi ve oğlan kabullenmek istemese de kimseyle temas bile kurmazken onunla seksüel bir temas içine girmesi goshiki'nin zavallı kalbi için çok fazlaydı. mümkünmüşçesine daha çok seviyordu, daha da kapılıyordu oğlanın rüzgarına.

"ne düşünüyorsun öyle derin derin?"

"seni." hızlı ve net cevap karşısında ushijima başını çevirdi. sessizce beraber yürüdüler. okulun sınır çizgisinden çıktılar. goshiki nedensizce stresli hissediyordu. kafasındaki susmayan düşünceleri artık yumruklamak istiyordu.

gözleri çaktırmadan yanındaki eros'a kaydı. dik bir şekilde etrafa bakarak yürüyordu. goshiki alt dudağını yaladı. yaklaşıp hafifçe omzunu oğlanın omzuna sürttü. ushijima bıyık altından sırıttı. "ne yapıyorsun?"

tekrar yaptı, "hiiç hoşuma gidiyor." ushijima bir şey demeden yürümeye devam etti. aralarında küçük bir sessizlik oluşmuşken aynısını goshiki'ye yaptı.

goshiki'nin gözleri büyümüş, yanakları alev almıştı. dudaklarını birbirine bastırarak ushijima'ya baktı. gözleri ona değmiyordu ancak hareketleri yetiyordu. kalbi kıpır kıpırdı. beraber çimenliklere gidip oturdular. ushijima biraz gergin görünüyordu. teker teker çimleri yolarken goshiki konuşmayı aceleye getirmek istemedi. çok heyecanlıydı ancak ushijima'yı zorlamak istemezdi.
oğlan boğazını temizledi.

"goshiki, ben bayadır düşünüyorum bunu. seni üzmeyi gerçekten istemiyorum. komik ama duyguların ve düşüncelerin her zaman saf geliyor. masumluktan bahsetmiyorum bu arada." ikisi birden bu cümleye gülmüşlerdi. ushijima devam etti, "daha önce hiç, bir erkekten hoşlanmadım. ne hissettiğimi bilmiyorum ve bundan ötürü de biraz çekiniyorum. ileride düşüncelerim ve duygularım değişirse incinen sen olacaksın. ya da belki de senin hislerin gelip geçici bir heyecandır ve sonunda üzülen ben olacağım. o yüzden-"

goshiki eğilip işaret parmağını ushijima'nın dudaklarına koydu.

"neyden hoşlandığımı biliyorum
hayır, bu bir geçiş dönemi değil
ya da büyümek
bu asla değişmeyecek* düşüncelerini anlayabilirim ushijima. ama n'olur benim sevgimden şüphe duyma. her şeyinin planlı olmasını sevdiğini biliyorum. hayatında her şey planlı ve buradaki plansız nesne benim. biliyorum, beni kırmızı alarm olarak görüyorsun ama sadece denememize izin ver. sonunu düşünme. korkma. benim alabileceğim en güzel yara senden gelen olur. istemezsen, sevgimi kalbime gömebilirim."

ushijima'nın gözleri koyulaşmış, derin düşünceler içerisine girmişti. goshiki onun düşünceleriyle boğuştuğunu net bir şekilde görebiliyordu. oğlan derin bir nefes verdi. elini ushijima'nın yanağına koydu. yaklaştı, nefesi pembe dudakları okşadı.

"izin ver, düşünceleri geride bırakalım."

ushijima artık son irade gücünü de yitirmişti. goshiki gibi birine hiç ilgi duymamak dünyanın en garip şeyi olurdu sanırım. yalan söylemeyen dürüst dili, açık fikirleri, kırılgan kalbi... daha fazlasını sayabilirdi. ancak ushijima her zaman bilimsel düşünmek isterdi. elinde kesin sonuçlar olmalıydı. net olmalıydı her şey ve bu belirsizlik onu deli ediyordu. ne zamandan beri goshiki'ye ilgiliydi bilmiyordu. zaten bunun zamanı bilinir miydi ki? sadece bir süredir düşünüyordu. ilk konuşmaya başladıklarında goshiki'den gerçek anlamda korkmuştu. delinin teki gibi gelmişti. ayrıca zıt karakterlerinden ötürü kendini uzaklaştırmak, onunla konuşmayı reddetmek istemişti. fakat oğlanın doğum gününde buluştuklarında goshiki'nin aslında sadece duygularını nasıl belli edeceğini bilmeyen biri olduğunu fark etmişti. aşırılık nedir bilmiyordu gerçekten ama ushijima bunu kabul etmişti. oğlanın bu halini seviyordu ve onsuz hayatının ne kadar sıkıcı olacağını düşünmek bile istemiyordu. goshiki'nin dediği gibi düşünceleri geride bırakma vakti gelmişti artık.

ushijima da yaklaştı, pembe dudaklarını kiraz dudaklara kapattı ve bunu neden daha önce yapmadığı konusunda kendini azarlamayı not etti.

goshiki... goshiki'nin ruhu ise burada değildi. ağlamak istiyordu. sevdiği oğlanın dudakları dudaklarında, elleri ellerindeydi. rüyaysa hiç kalkmayacak, cehennemse sonsuza dek burada kalacaktı.

ushijima, goshiki'yi belinden tutup kendine çekti ve daha yeni şeker yemiş tatlı dudakları, dudakları arasına alıp güzelce emdi.

açık alanda olduklarını ikisi de unutmuş olsa gerekti, akıllarına geldiğinde yanakları kızararak birbirlerinden ayrıldılar. ikisi de birbirleri hariç her yere bakıyorlardı. dudaklarındaki sırıtma ise silinmiyordu.

gençliklerinde tattıkları bu duyguları hiçbir şeye değişemezlerdi. cesur hislerini fark etmeleri kalplerini daha hızlı attırıyordu. tanrı biliyor ya bu iki gencin kalbi yüzyıllardır birbirine bağlı gibiydi aslında. korkak düşünceleri yıkacak, olasılıkları alt edecek kadar güçlüydü. birbirlerine açtıkları kalplerine şüphesiz en iyi şekilde bakacaklardı.

.
.
.

[ bitti ]

*: girl in red - girls

b a b e ¦ goshiki + ushijima Where stories live. Discover now