Telefon açıldığında nefes nefese sesi ile konuştu.

"...ah! Duygu?"

Sesinin bu hâli, kalbimi parçalarken aramayı sonlandırma tuşuna bastım.

"Aferin Duygu, şimdi ne halt yiyeceksin acaba?" Kendi kendime düşünerek odada volta atıyordum.

Utanç duygusunun verdiği yüz kızartıcılık ile olduğum yerde zıplayıp sinirle ayaklarımı yere vurdum.

"Gerizekalı sanane, hayır sevgilisi misin, nişanlısı mısın?  Sanane ya kimi öperse öpsün, sen niye kocan seni aldatıyormuş da onu yakalamış gibi tepki veriyorsun mal ?!"

Kendime edecek hakaret kotam dolduğunda ona mesaj yazdım.

Duygu: Kapının önündeki yiyişmenizi görünce, ânı mahvetmek için aradım.

Duygu: Evde büyükler var, saygılı ol salak!

Gönder tuşuna basıp ne yazdığımı okuduğumda, n'aptığımı fark edip elimi alnıma yapıştırdım.

"Yaaaa, mal mısın gerizekalı?" Çığlık atıp koltuktan yere kaydığımda annem içeri girmişti.

"Kızım, bir şey mi oldu?" Telefonun güç düğmesine basıp ekranı kapattıktan sonra yarı ağlamaklı sesim ile konuştum.

"Olmadı."

Cevabım ile kollarını bağlayıp bana bakmayı sürdürdüğünde kendimi toparlayıp, yerden kalktım.

Telefondan gelen bildirim sesi, annemin gözlerini benden ayırıp elime indirdiğinde istemsizce elimi sıktım.

2. bildirim sesi beni titremeye sevk ederken annem kollarını çözüp kapının kulpunu tekrar tuttu.

"Elini o kadar sıkma, parmak boğumların yine beyazladı."

Elim hafifçe gevşerken annemin dışarı çıkması ile kendimi koltuğa atıp telefonu açtım.

Yiğit: Psikopat mısın kızım sen?

Yiğit: Benim ne yaptığım kimseyi ilgilendirmez. Kendine gel.

Telefonu dizlerimin üzerine koyup, parmaklarımı çıtlattım. "Kendime geleyim, öyle mi?"

Duygu: Bunun psikopatlık ile ne alâkası var?

Duygu: Zaten sana göre sürekli senin sevgililerin ile uğraşan bir kişilik değil miyim? Niye bu kadar şaşırdın ki?

Yiğit: Bunu neden yapıyorsun bilmiyorum ama bana öyle geliyor.

Yiğit: Eğer yanıldığımı düşünüyorsan yapma. Özel hayatıma karışmaya hakkın yok senin.

Yiğit: Senin bu yaptığına zorbalık derler. Aleyna'nın üzerine bilerek basket topu atman, doğru bir davranış mı?

Duygu: Dedi, geçen yıl yanında ben varken sevgilimi döven şahıs...

Duygu: Ve söyle o eski sevgiline, ben gelip basketbol topunu o yayarak konuştuğu ağzına sokmadan önce doğruları söylesin.

Duygu: Ne basket topuymuş arkadaş? İftira aracı oldu resmen.

Yiğit: Sen sevgilini dövdüğüm için mi böyle davranıyorsun bana?

Yiğit: Nasıl bir aşksa maaşallah, ömrümde bu kadar değer vereni görmedim onu aldatan sevgilisine.

Duygu: Kesin beni aldatmıştır, aynen.

Yiğit: Sana neden yalan söyleyeyim?

Duygu: Güzel soru...

Duygu: Pekii, ben niye sana yalan söyleyeyim ultra yakışıklı salak sarışın?

Duygu: Bir de midem bulandı, gidip ağzını gargara yap. Dudaklarını falan yıka.

Yiğit: Kızın tadı güzeldi ama.

(Görüldü.)

Yiğit: Özür dilerim...

Duygu: Tam olarak hangisi için? Ya da fark etmiyor artık çünkü inan özür dilemen beni hiç ilgilendirmiyor.

Duygu: Keşke kendinden bu kadar nefret ettirmeseydin...

(054* *** **** numarasını engellediniz.)

●●●

𝘿Ö𝙑𝙈𝙀𝙇𝙞 & 𝙑.𝙄.𝙋. / 𝙩𝙚𝙭𝙩𝙞𝙣𝙜☣Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon