9.Bölüm: ESARET

En başından başla
                                    

Korumalar da şaşkındı, hepsi çıkmadan önce bir bakmıştı tekrar.

İkisi de bakışlarını üstümden ayırmıyordu. "Bu kız nasıl pestilimizi çıkarttı bizim!" Dedi Pusat hala şoku atlatamayarak.

"Sıradan bir kadın değil, görmüyor musun gözlerini?" Dedi Alanguva bir salise bile gözlerini gözlerimden ayırmadan. Karşımda duran sandalyeye oturdu rahatça Ateş.

"Kim için çalışıyorsun?" Bağırdı Pusat tüm depoyu inleterek.

Hiç pencere yoktu ama burnuma rutubetle karışmış yosun kokusu geliyordu. Adada olmalıydık.

Cevap vermemem onları iyice çıldırtıyordu. V olduğumu bilmiyorlardı, tabi Ateş için emin değildim.

"Cevap ver!" Dedi Pusat biraz daha yaklaşarak. "Erhan Akbaş için mi çalışıyorsun?" Kafamı iki yana salladım. "Şahin?" Yüzüme biraz daha eğildi. "Özel devlet ajanı?"

Cidden onlardan biri tutsa bile söyler miydim? Konuşturma yöntemlerini geliştirmemiz gerekiyor Pusat. Tahminimce şuan sadece bağırmasının tek nedeni kadın olmamdı. Vurmak ve işkence yapmak istemiyordu. Yapabilirsin, cidden hiç sorun değil Pusat.

"Gerçek kimliğin ne?" Dedi bir eli enseme giderken Pusat, ensemi sertçe sıktı kaba elleriyle ve bakışlarımın kalmasını sağladı. Artık göz gözeydik.

"Gerçek kimliği Aşkın, sahte olmasının imkanı yok. Bize açık vermemek için kendi kimliğini kullandı, o kadar emindi yakalanmayacağından. Ama nasıl? Nasıl emindi?" Pusat elini çekti ensemden. Bakışlarım yine Ateş'i buldu. Yüzü ifadesiz ama sarı gözleri karmakarışıktı.

"Arkasındakiler, düşündüğümüzden çok daha önemli ve güçlü." Dedi dahi Pusat.

"Benim peşimde son zamanlarda kim var benim böyle dibime girebilecek?" Dedi Ateş, kısa bir an Pusat'a bakarak.

"V." Dedi Pusat hemen arından ekledi. "V'nin adamı mısın?" Biri şuna kadın olduğumu söylesin artık.

"V misin?" Bunu soran Alanguva'ydı. Sessiz kaldım, bakışları derinleşti.

"O kadar da değil." Dedi Pusat dalga geçer gibi. Alanguva onu duymamış gibiydi. "Konuşsana! Korkudan dilini mi yuttun?" Korkmuş gibi bir halim mi vardı? Güldüm, Pusat küfür ederek elini omzuma bastırdı büyük bir güçle. "Yaşamak istiyorsan cevap ver sorulara."

Alanguva sessizdi, konuşmuyor ama gözleriyle her şeyi görüyor gibiydi. Bu yüzden tehlikeliydi işte.

"Anlamıştım, seni ilk gördüğümde bir boklar karıştırdığını anlamıştım. Onu neden dibimize soktun ki Ateş?" Belki de anladığı için sokmuştur taş kafalı. Omzumdaki elini biraz daha sıktı, birkaç hafta önce kurşun yediğim taraftı ama acımıyordu. Ya da diğer yerlerim o kadar acıyordu ki anlamıyordum.

Acı arsızı olmuştuk, iyi mi? Yakında zevkte alırdım.

Sessizliğim Pusat'ı delirtiyordu, onu değil. O da en az benim kadar sakindi.

Odaya iki adam girdi, birinin elinde çanta vardı. Biri sürekli gördüğüm korumalardan biriydi. Diğerini ilk defa görüyordum.

"Beni çağırmışsınız." Dedi orta yaşın üstündeki doktor olduğunu anladığım adam.

"İki bacağından kurşunla vuruldu. Beyin kanaması geçiriyor olabilir." Ateş'in sözleriyle adam yanıma geldi. Eğildi önümde ve çantasını açtı. Doktorun sakinliği böyle durumlarla sık karşılaştığını belli ediyordu. Mafya doktoru. Kanamadan ölmemem için iki bacağıma da sargı sarmışlardı.

ATEŞPARE (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin