2: "Ansızın gelir tesadüfler." Part 2

Mulai dari awal
                                    

"Lanet olsun tamam. Bırak artık beni."

**

Seokjin'in annesi ve babası yan yana oturuyordu masada. Taehyung ve Seokjin ise karşılarına geçmişti. Güzelce sohbet ediyorlar ve vakit geçiriyorlardı. "Ee Taehyung hayatında biri var mı?" Taehyung gelen soru karşısında afalladı. "Hayır efendim. Henüz biri yok hayatımda." Sözü biter bitmez Seokjin'in ellerini baldırlarında hissetti. Yandan bakış atsa bile Seokjin daha çok okşuyor ve sıkıyordu. En sonunda elini sertçe ittirdi.

"Çok yakışıklı bir çocuksun. Biri vardır diye düşündüm. Sanırım Seokjin'in var. Fazla dertli bu aralar." Taehyung sertçe yutkundu. Kalbi resmen ezilmişti. Gerçekten biri mi vardı? Seokjin'e döndü. Kırgın gözleri ile umutla baktı. "Biri mi var hayatında?" Seokjin şu an o dudaklarını öpmek çok isterdi. "Evet biri var hayatımda. Yani henüz hayatımda değil. Ama olacak." Taehyung dolan gözlerini sakladı. Önündeki yemeğe döndü.

Ağlamamak için zor tutuyordu kendini. Yemek boyunca konuşmamış ve sadece tebessüm etmişti. En sonunda gitmesi gerektiğinden bahsetmiş ve erken kalkmıştı. Tabii Seokjin onunla beraber çıkmıştı. Şimdi Seokjin önde Taehyung ise arkasında onu takip ediyordu. Direksiyonunu daha sert sıktı Taehyung. Aylarca her şeyine göz yummuştu. Ve şimdi o başkasına mı aşıktı? Bu söz ve düşünce bile tekletmişti kalbini. En sonunda Seokjin durunca oda durdurmuştu arabasını.

Camdan baktığında bir uçurum kenarına geldiklerini görmüştü. Yavaşça arabadan indiğinde Seokjin'i takip etti. "Cidden burda ne arıyoruz?" Seokjin esen havayı ciğerlerine çekti. "Neden bana böyle davranıyorsun?" Taehyung kaşlarını çattı. "Nasıl davranıyor muşum?" Seokjin Taehyung'a doğru döndü. "Birde soruyor musun cidden? Sürekli seni sikmek istiyor muşum gibi davranıyorsun." Taehyung sonunda kartların açılacağını anlamıştı.

"Yapma Seokjin. Aylardır tek derdin benim bedenim. Başka düşündüğün bir şey yok. Yanına geliyorum. Canım sıkkın ve ben sadece biraz sohbet etme umudu ile sana geliyorum. Ve sonu, yine bir sik konuşmadan yatakta bitiyor. Resmen mecalim kalmayana kadar sevişiyoruz. Sonrası ise beni temizleyen sen ve derin bir uyku. Ne düşünmeliyim?" Seokjin bir ay öncesini düşününce ona hak verdi. Her zaman yatmışlar ve asla bir şey paylaşmamışlardı.

"Gözlerinin içine baktım sürekli. Bir kere sevmen ve içten güzel konuşman için. Yatakta bana sarılarak uyumanı istedim. Sırtını dönerek değil! Bana bağırmanı, yok saymanı istemedim. İnsan yerine koy istedim. Sürekli sen istediğinde beraber oluyorduk. Seokjin kör olsam, sesim çıkmasa bile umrunda değilim. Sadece seni içime almam ve sana zevk vermem önemli senin için. Bu ne kadar yaralayıcı haberin var mı?" Seokjin ağlayan Taehyung'a yaklaştı ve kolları arasına aldı.

"Yalvarırım bırak beni. Umut verme bana. Bitirelim lütfen." Seokjin duydukları ile daha sıkı sarıldı. "Seni bırakamam ben." Taehyung duydukları ile debelenmeyi kesti. Şimdi itirafları alacağına emindi. Artık bir şeyler yapmalıydı. "Taehyung her şey için özür dilerim. Ama sana yemin ederim ki ben kötü biri olmadım hiç. Sadece sana karşı koymak istedim. İnan bu kadar kırdığımı bilmiyordum. Lütfen her şeyini anlat bana. Seni kıran ve yoran her şeyi. Ben seni çok seviyorum. Yemin ederim tek derdim bedenin değil."

Taehyung yavaşça göğsünden kaldırdı kafasını. Seokjin daha sıkı sardı belini. Şu an yüzleri arasında çok az bir mesafe vardı. "Ne? Seviyor musun?" Seokjin alnına yasladı alnını. "Çok seviyorum hemde. Karşı koyamıyorum sana. Bedenin, tadın, sesin, gülüşün, fikirlerin... Hepsine tutuldum zamanla. Ben sende kayboluyorum. Bana ne yaptın bilmiyorum ama seni çok seviyorum." Taehyung dolan gözleri ile baktı Seokjin'e. "İlişkiyi keselim dedim diye demiyorsun değil mi? Seokjin beni, seni sevdiğim gibi mi seviyorsun?"

Seokjin sesindeki heyecanı duyunca içi gitti. Onu bu hale getirdiği için kendinden nefret etti. Uzandı ve yanağına bastırdı dudaklarını. Yumuşak yanaklarını daha sesli ve sertçe öptü. Taehyung öpücüklerin baskısı ile gülmeye başladı. "Jinnie yeter artık. Ah!" Seokjin onun kahkaha sesine daha çok öptü. Boynuna, yanaklarına, dudaklarına daha sesli öpücükler bıraktı. Uçurum kenarını, Taehyung'un kahkaha sesleri sardı.

En sonunda duran Seokjin Taehyung ile göz göze geldi. "Evet seni çok seviyorum. Birden oldu ama çok güzel oldu." Taehyung sonunda istediğine ulaşınca ellerini ensesine sardı. Dudaklarına doğru yaklaştı. "Teşekkür ederim. Ben de seni çok seviyorum." Seokjin daha hızlı atan kalbine uydu ve Taehyung'un dudaklarına asıldı. Güzelce tüm dudaklarını öptü. Yavaş ama tadını alırcasına işledi kendi dudaklarına. Yavaşça çekildiler en sonunda. "Biz şimdi sevgiliyiz değil mi? Yani artık tamamen birlikteyiz değil mi?" Seokjin tekrar ve tekrar sertçe öptü Taehyung'u.

"Evet. Çok zor olacak. Ailelerimiz ve çevremiz zorlayacak ama inan değer. Senin için her şeye değer. Bir aydır içim içimi yiyor seni kaybedeceğim diye. Kıskançlıktan resmen çıldıracak seviyeye geldim. Seni başkası ile görmek ve düşünmek beni delirtiyor. Lütfen artık buna son ver. Bana yine eskisi gibi güzelce bak. Gözlerinin güzelliğine ihtiyacım var. Söz veriyorum ben eski Seokjin olmayacağım sevgilim." Taehyung resmen şok içindeydi. Ondan bunları duymak bile kalbini hızlandırmıştı.

Aniden kucağına zıpladı ve boynuna sıkıca sarıldı. Denizin dalga sesi çarptı kulaklarına. "Seni seviyorum Jinnie. Seni çok fazla seviyorum." Seslice bağırıyor ve Seokjin'e daha sıkı sarılıyordu. Seokjin gülümsedi ve etrafında çevirmeye başladı. Taehyung mutlulukla gülüyor ve Seokjin'i sevdiğini haykırıyordu. Çok mutlu ve güzel bir ikili olacaklardı. Zor olacaktı ama asla imkansız olmayacaktı. Seokjin kucağında Taehyung'u zıplattı ve daha sıkı tuttu. Ardından yüksek sesle eşlik etti sevgilisine.

Artık mutlu ve huzurlu olacaklardı. Sonu ne olur bilinmezdi ama, bu iki adam birlikteydi. Birbirlerini ezberlemişlerdi. Bu onlara yetiyordu.

-SON-

🍾

Ve bir şarkı çalar: Sev beni akşam üstü ✓Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang