Telefonunun çalması ile düşüncelerinden sıyrıldı. Ekranda Seokjin'in annesini görünce kalbi daha da hızlandı. Seokjin ile ilgili ne olursa zaten kalbini hızlandırıyordu. "Efendim Soo teyze." Sesi resmen titremişti. "Nasılsın Taehyung oğlum?" Yutkundu ve yoldan gözlerini asla ayırmadı. "İyiyim siz nasılsınız?" Oğlum demesi bile kalbini hızlandırmıştı. "Akşama bize yemeğe gelir misin? Seni özledik."
Taehyung reddetmek istiyordu. Seokjin'i görmemesi gerekiyordu. "İşlerim var Soo teyze. Başka zaman olsa olur mu?" Kabul etmesi için dua etti. Yoksa ikinci defa hayır diyemeyecek kadar çok özlemişti Seokjin'i. "Hadi ama Taehyung. Kıracak mısın beni?" Tabii ki kıramazdı. Ama tek sebebi saygı değil özlemdi. "Tabii geleceğim. Akşama orda olurum." Kadının neşeli sesine gülümsedi. Kesinlikle kaçarı yoktu.
"Görüşürüz oğlum."
**
İşten çıkar çıkmaz Seokjin'in evine doğru yol aldı Taehyung. Çok fazla heyecanlıydı. Üzerine siyah bol tişört, altına ise kumaş bir pantolon giymişti. Kahverengi saçları oldukça güzel duruyordu. Evin önüne park ettiğinde, inmeden önce çilekli lip balmından sürdü. Dudakları parlak ve öpülesi duruyordu. Seokjin'in onu öptüğünü düşünmesi bile kalbini hızlandırıyordu. Ama kendine hakim olmalıydı.
Taehyung arabadan inip kapıyı çaldığında, karşısında yaşlı kadını görünce gülümsedi. Hemen sıkıca sarıldı. "Taehyung hoş geldin." Şirince gülümsedi yaşlı kadına. Ardından salona ilerledi. Karşı koltukta kendisini süzen Seokjin'i görünce resmen kalbi tekledi. Hafif bir baş selamı verip, Seokjin'in babasının yanına ilerledi. "Hoş geldin evlat." Taehyung gergindi. Seokjin resmen yiyecek gibi bakıyordu.
"Hoş bulduk Min amca." Gözlerini etrafta gezdiriyor ve Seokjin ile göz göze gelmemek için çabalıyordu. "Hadi sofraya geçelim. Size özel ben yaptım." Taehyung sonunda araya söz girmesini fırsat bildi ve ayaklandı. "Ben ellerimi yıkayıp geliyorum." Hızla merdivenleri çıkarken Seokjin'in arkasından geldiğini anlamıştı. Sıcak daha çok basarken, beyni karşı koyması gerektiğini bas bas bağırıyordu.
Lavaboya gireceği sırada bileğinden sertçe çekilmesi sonucu kendini Seokjin'in odasında buldu. "Ne yapıyorsun Seokjin? Çekilir misin?" Seokjin yanında gidecek çocuğun beline sıkıca sarıldı. Aralarında çok az mesafe kalan çocuğun burnuna öpücük bıraktı. "Çilekli lip balm mı sürdün?" Taehyung yutkundu ve omuzlarına tutundu. "Evet ama annenler aşağıda bırak lütfen." Seokjin eğildi ve o tatlı dudakları öpmeye başladı.
Diğer elini de beline sardı ve daha çok çekti kendine. Sertçe abandı ve emerek öpmeye başladı. Taehyung'un dudakları resmen ağzının içinde büyüyordu. Taehyung, gözleri kayarken sonunda kendinde güç buldu ve çekildi. "Aptal! İz bırakacaksın." Seokjin gülümsedi ve bu sefer nazikçe öptü. "Acıdı mı?" Taehyung göz devirdi ve göğsünden itekledi. "Umrundaymış gibi davranma." Tekrar odadan çıkacağı zaman Seokjin bileğinden sertçe tuttu.
"Yemekten sonra benimle bir yere gelmeni istiyorum." Taehyung bileğini sertçe çekti ellerinden. "Bugün sevişmek istemiyorum Seokjin. Anlıyor musun? Kendi kendine hallet." Seokjin alt dudağını ısırdı. Cidden artık sinirleniyordu. Taehyung'a doğru yaklaştı ve kapı ile arasına aldı. "Sanki sürekli seni beceriyorum gibi davranma. İstemediğin bir şey yapmıyorum sana. Zorlamıyorum. Tehtit etmiyorum bile seni. Bir bok gibi davranmayı keser misin bana artık?"
Taehyung Seokjin'e doğru yaklaştı. "Benimle sevişmiyorsun ki sen. Tek derdin sikinin açlığı. Yalan mı Seokjin? Kabul ederken bile böyle etmedin mi? Evet teklifi ben yaptım. Şimdi ise sen nasıl davranıyorsan ben de öyle yapıyorum." Seokjin elini beline sardı ve tekrar çekti kendine. Asla uzak kalamıyordu ondan. "Bu gece benimlesin Taehyung. Anlaştık değil mi? Sadece sen ve ben." Taehyung elleri ile baskı uygulayıp, uzaklaşmaya çalıştı.
2: "Ansızın gelir tesadüfler." Part 2
Start from the beginning
