DÜŞÜŞ

74 7 0
                                    

Magnus Lilith'in metal hücresine geri döndü. Lilith döndüğünü görüp gülümsedi. "Demek bana inanıyormuşsun küçük veliaht. Geleceğini biliyordum. Hafızanı geri istiyorsun sanırım." Magnus kafasını salladı. Düşmanına herhangi bir şekilde ihtiyacı olmasından hoşlanmıyordu. Ama artık babasına karşı olduğunda göre Lilith'e şans verebilirdi. Şimdi aynı tarafta sayılırlardı. Lilith "Anılarını anca bir karşılıkla geri alabilirsin." Magnus bunu diyeceğini biliyordu. Aklından onu serbest bırakmak geçti. Magnus anılarını alır, Lilith ile Asmodeus'u devirirler, kendi de dünyaya dönerdi. Her şey eskisi gibi olurdu. Asmodeus'un Lilith tarafından işkence görme olasılığı dışında. Magnus'un yüreği burkuldu. Babasını seviyordu ama bunu yapan babası dahi olsa acımazdı. "Seni serbest bırakacağım. Seni bağlayan büyünün yarısı benim büyüm. Eğer kendiminkini geri çekersem babamınkinden de kendin kurtulabilirsin. Ama önce anılarımı geri alacağımı garanti edeceksin. Ve birlikte babamı tahttan indireceğiz." Lilith'in bunu beklemediği belliydi. Şaşkınlığını gizleme gereği bile duymuyordu. Gülümseyerek "Eğer bana özgürlüğümü verirsen ben de sana hafızanı teslim edeceğim. Baban Asmodeus'u Edom tahtından indirmene yardımcı olacağım. Eğer bunları yapmazsam en değerli iki varlığım, ölümsüzlüğüm ve büyüm, yok olup gitsin. Bir ölümlüye dönüşeyim." dedi. Bunları söyledikten sonra etraftaki taşlar ve metaller hafifçe sarsıldı. Yemin tamamlanmıştı. Magnus sözünü tutarak Lilith'in hücresindeki büyüsünü geri çekti. Geri kalan büyüyü de Lilith bozdu ve büyü varken dokunsa parçalanacağı metal kapıyı açarak dışarı çıktı. Özgürlüğüne sonunda kavuşmuştu. Parmak uçlarındaki kırmızı kıvılcamları hareket ettirdi. Sonra bu kıvılcımları kolundan bütün bedenine yaydı. Gözleri de kıpkırmızı parlıyordu. Parlak kızıl bir iblise dönüşmüştü. Gösteriş yapıyordu. Ama Magnus içten içe etkileyici göründüğünü düşündü. Eski kraliçenin de etkileyici olması gerekti. Arkasını döndü ve Lilith'e de onu takip etmesini söyledi. Özgürlüğünün tadını çıkarması için zaman tanırdı fakat babasıyla halletmesi gereken sorunlar vardı. Hafızasını da unutmamak gerekti.

Onlarca boş odadan birine girdiler. Lilith yol boyunca saraya özlemle bakmıştı. Yakında bu saray yeniden onun olacaktı. Bin yıl boyunca hükmetmişti bu diyara ve iki yıl sonra yeniden başa geçecekti. Prens ve kraliçe karşı karşıya oturdu. Lilith elini Magnus'un alnına koydu. "Uyarayım, beyninin bu anıları sindirmesi biraz sürebilir. Bunlar eski hatıraları ama yine de garipseyebilir." Bunları söyledikten sonra gözünü kapatıp eski iblis dillerinden birinden kelimeler söylemeye başladı. Magnus gözlerini kapattı ve beynine aktarılan anıları bir film gibi izledi. İşlem kısa sürdü ve ikisi de gözlerini açtılar. Magnus arkasına yaslandı ve anılarını inceledi. Alec Lightwood. Alexander Gideon Lightwood. Babası ona Alec'i unutturmuştu. Yüzyıllardır bulduğu tek gerçek aşkını. İçi tarif edemeyeceği bir öfkeyle doldu. Kimsenin bunu yapmaya hakkı yoktu. Lilith'e döndü. Lilith Magnus'u izliyordu. Magnus "Babamı yarın deviriyoruz. Bu akşam onun sevgili çocuğu gibi rol kesmek zorunda kalacağım ama senin gücünü toplaman gerek, bugün saldıramayız. Onu devirdikten sonra ben Alec'in yanına, dünyaya, ineceğim. Asmodeus'un ikimize de yaptıklarının bedeli olarak daha önce hiç yaşamadığı şekilde acı çekmesini sağla." dedi. Kendi kararlığına kendi de şaşırmıştı, onun acı çekmesini bu denli isteyebileceğini sanmıyordu. Ama kral kendi kaşınmıştı. Lilith Magnus'un söylediği şeyi yapacağını belirterek kafa salladı.

Lilith, Alonzo'yu yanına alıp bir yere saklanırken Magnus da odasına döndü. Babası henüz dönmemişti. Onu düşündükçe aklına Alec geliyordu. Kendini yatağa bıraktı. Babasının yüzüne bakmak istemiyordu. Uyuyup hiç rol yapmak zorunda kalmama kararı aldı. Alexander'ı düşünürken uyuyakaldı ve rüyasında da o gün geri kazandığı anılarından birkaçını gördü.

Asmodeus henüz uyurken toplandılar ve zindandaki yüce iblisleri serbest bırakma kararı aldılar. Sonuçta Asmodeus'un bir iblis ordusu vardı. Kendi saflarında ne kadar iblis olursa o kadar iyiydi. Zindandaki yüce iblislerin hepsi kardeşinden nefret ediyordu. Onları savaşmaya ikna etmek zor olmayacaktı. Zindana girişi yalnızca Magnus ve Asmodeus açabilirdi, başka kimseye açılmazdı o kapı. Magnus zindanları boşalttı ~sadece yüce iblisler değil, orda bulunan ve savaşmak isteyen herkesi çıkardı. Lilith'in yoldaşları Magnus'a kızgın kızgın bakıyordu. Magnus Lilith'in de onu sevmediğini biliyordu. İlişkileri karşılıklı çıkarlar üzerine kurulmuştu. Zindanlardan çıkan gölge avcılarına silahlar dağıtıldı. Büyücülerin ve iblislerin silahlara ihtiyaçları yoktu, kendi bedenleri silahlarıydı. Herkes hazırlandıktan sonra Lilith isyanın nasıl olacağı hakkında konuşmaya yaptı. Çoğu Lilith'in yeniden başa geçeceğine hevesliydi. Gölge avcıları hariç. Lilith'i zaten hiçbir zaman sevmemişlerdi. Magnus Lilith'in yanına geçti. Lilith bu isyanı yöneten iblis olacaktı. Asmodeus uyanıp dışarıya çıktıktan sonra, saraydan biraz uzaklaştığında saldıracaklardı. Sarayın içinde veya yakınlarında saldıramazlardı. Saray mevcut hükümdarına büyük bir güç veriyordu. Asmodeus isyan ordusunu gördükten sonra hemen kendi ordusunu çağıracaktı. Ve ordunun sürekli ona yakın oldukları için gelmeleri kısa sürecekti. İsyancılar buna hazırlıklıydı. Ve savaş başlayacaktı.

Veliaht PrensWhere stories live. Discover now