19 | "Bir bedeli olacağını düşünmedin mi?"

Start from the beginning
                                    

Namjoon, konunun farklı yönlere çekilmeye başladığını fark ettiğinde hafifçe doğrulmuş, gözlerini diğerlerinde gezdirmişti.

"Bir fikri olan var mı?"

"Hayır ama bana kalırsa Luciel'i tek yakalayabilirsek işler çok kolaylaşır," diye mırıldandı Jimin. "Yani, bir baskın düzenleyecek falan değiliz. Luciel'in sayısız adamı var, intikam olayına giremeyiz. Tekken Luciel'i yakalayıp işimizi hâlletmemiz gerekiyor, bu işin üzerini kapatmada da sağ kolu bize yardımcı olur."

Jeon, duyduğu şeyle güldü ve onaylarcasına salladı başını. Luciel ve diğer herkes tarafından çokça güven duyulan bir adamdı Jeon, üstelik Luciel'den sonra en kıdemli kişi de kendisiydi ve yokluğunda tüm emirleri o verecekti, dolayısıyla bir yalanla tüm çalışanları uyutup sessiz sakin bir şekilde bu dosyayı kapatarak işi uzatmadan hâlledebilirlerdi.

"Mantıklı, ama önemli o-"

Taehyung tam bir şey söylüyordu ki Jeon'un telefonu onu bölmüş, dikkatleri dağıtmıştı. Küçük olan hızlıca telefona uzandı ve gördüğü isimle diğerlerine döndü.

"Sessiz olun, Luciel arıyor."

Beyaz tenli telefonu kulağına yasladı ve diğerlerinin meraklı bakışları eşliğinde konuştu.

"Efendim?"

"Evime gel," dedi Luciel net bir sesle. Jeon'un kaşları duyduğu şeyle çatılırken başını geriye attı. "Bir şey mi oldu?"

"Hayır, seni istiyorum. Eve gel."

Duyduğu cümleyle Jeon'un dudakları iki yana kıvrılmıştı. Aniden onu çağırmasının elbette tek bir sebebi olabilirdi: sevişmek.

"Geliyorum," dedi ve uzatmadan kapattı telefonu Jeon. Cihazı koltuğa bıraktığı gibi yüzünü esmere çevirdi. "Beni çağırıyor, yatmak için."

Taehyung'un yüzü duyduklarıyla kasılmış, kaşları anlamazca çatılmıştı. Az önce geliyorum gibi bir şey duyduğuna emindi ve bundan hiç hoşlanmamıştı. Bunu hiç oturup karşılıklı konuşmamışlardı ama elbette her ne kadar onun işi de olsa Jeon başka birisine dokunmaması gerektiğini bilmeliydi, romantik ilişkilerin işleyiş tarzı böyleydi, en azından Taehyung'un içinde bulunduğu bir romantik ilişki böyle olmalıydı.

"Gideceğim dedin," diye fısıldadı Taehyung sakin bir şekilde. Böyle kalabilmek için kendisini çok fena kasıyordu fakat Jeon hiç umurunda değilmiş gibi gülümsedi ve bakışlarını diğerlerine çevirdi.

"Luciel yarın, sabah şehir dışına çıkıyor," dedi keyifli bir ses tonuyla. Gözleri heyecanla parlıyordu ve içi öylesine kıpır kıpırdı ki yerinde sabit bir şekilde durmak zor geliyordu ona.

Jimin, Jeon'un kastettiği şeyi anlayan tek kişi olarak genişçe gülümsedi ve heyecanla dikleştirdi sırtını.

"O zaman tüm çalışanlar evi çoktan terk etti!"

Luciel evi terk ettiğinde hiçbir çalışan onun evinde kalmaya devam etmezdi. Zaten yatılı olarak kalan iki üç hizmetçi ve bir güvenlik vardı, evde olmayacağı için bu kişilere tatil vermeyi seçiyordu zira hizmetçinin hizmet edeceği ya da güvenliğin koruyacağı kimse olmayacaktı ortada. İşte Luciel böyle vicdanlı bir adamdı.

Jeon, zaman kaybetmeden ayaklandı ve telefonunu arka cebine atarak diğerlerine hiçbir şey söylemeden kapıya doğru yürüdü. Luciel'i alt etmekte zorlanmazdı, senelerce korumaları tarafından korunan bir adamdı nihayetinde, fiziksel olarak çoktan paslanmış olduğunu rahatça söyleyebilirdik. Tek yapması gereken onu etkisiz hâle getirmek ve sonra da uygun bir yere götürmekti fakat elbette bunun nasıl bir mekan olduğuna henüz karar vermemişti.

my strange addiction ;; taekookWhere stories live. Discover now