2

2.2K 145 318
                                    

"... Ron, yanlış yapıyorsun. Elini o kadar fazla sallamamalısın. Yumuşak geçişler yap."

" Yumuşak geçişlerden kastın ne?" dedi Ron huysuzca. " Kitapta ne diyorsa onu yapıyorum zaten Hermione."

Kabarık saçlı kız aniden Ron nun asa tutan elini tuttu ve oğlanın saç diplerine kızarmasına neden oldu. Tabii bunu fark eden bir Harry, bir de onları uzaktan hasetle izleyen Lavender Brown'du. Elinin altındaki otları yolmaktan yerde neredeyse çukur açacaktı.

Harry bütün bu olanlara rağmen keyifliydi. Aylardır iki arkadaşını huzur içinde görmeyi iple çekiyordu. Mart ayını kavak ağacının altında, hiçbir şey olmamış gibi ödev yaparak geçiriyorlardı. Aslında işine konsatre olan tek kişi her zamanki gibi Hermione'di.

Ron en sonunda Hermione nin gösterdiği şekilde kibrit kutusunu fareye çevirmeyi başardı.

" Işte, sana yapabileceğini söylemiştim." dedi Hermione mutlu mutlu. " Sadece dikkatini vermen gerekiyordu."

" Sen muhteşemsin Hermione." dedi Ron. " Kolumu yönlendiren sendin."

Bu kez kızarma sırası Hermione'deydi. " Tamam, şimdi digerini dene- Harry, şu telefonu elinden bırakır mısın artık?" diye ekledi kabarık saçlı kız. " Bütün gün yaptığın tek şey elinde çevirip durmak. Ekranı da açmıyorsun üstelik."

Harry " Dalmışım." dedi, telefonu cebine kaldırdı. " Err, sana bir soru sorabilir miyim?"

" Evet?"

Harry biraz daha dik oturdu. " Daha önce hiç...err, bilirsin. Bilinmeyen bir numaradan mesaj aldın mı?"

" Hayır." dedi Hermione. " Neden soruyorsun? Kim mesaj gönderdi?"

" Adı üzerinde, bilinmeyen numara Hermione." dedi Ron. " Nereden bilebilir?"

Hermione oğlana dik dik baktı. " Lafın  gelişiydi. Demek istediğim, mesajın içeriği neydi?"

Harry " Üçüncü kattaki erkekler tuvaletine gitmemem için bir uyarıydı." dedi. " Bana aşk iksiri içirmeye çalışan bir kız topluluğu tarafından tehlike altındaymışım."

" Merlinin sarkık donu, yine mi?" dedi Ron dehşet içinde. " Peşin peşin söylüyorum, yatakhaneye kimden geldiği belli olmayan tek bir tatlı sokmayacaksın!"

" Öyle bir niyetim yok." dedi Harry, kaşlarını çattı. " Ayrıca her kimse ona inanmıyorum, benimle dalga geçtiği kesin. Tuvaleti kontrol ettim, hiçbir şey yoktu."

Ron " Bu hala tehlike altında olmadığın anlamına gelmiyor. Neden biriyle çıkmayı denemiyorsun? Böylece kızlar da peşinden koşmayı bırakır."

" B-ben peşinden koşulacak biri değilim!" dedi Harry. Bu konuşma gitgide rahatsız edici bir hal alıyordu.
" Ayrıca hoşlanmadığım kimseyle çıkamam. Bu yalan söylemek olur."

" Biriyle hoş vakit geçirmeyi istemek, yalan söylemek anlamına gelmiyor." dedi Hermione. Harry e şu sıralar sık attığı o bakışı attı. Harry o bakışa röntgen diyordu çünkü bütün sırları çıplakmış gibi hissetmesine neden oluyordu. " Hoşlandığın birinin olmadığından emin misin?"

" Elbette eminim." dedi Harry.
" Herneyse konumuz o değil, bilinmeyen numara."

Hermione " Madem bir şaka olduğunu düşünüyorsun neden bu kadar umursuyorsun? Engelle gitsin."

" Hermione haklı." dedi Ron.
" Lavender ın rahatsız edici mesajlarından nasıl kurtulduğumu sanıyorsun. Tanrım, tam bir kabustu."

" Zaten engelledim." dedi Harry. " Ya.. ya o bir ölüm yiyense? Bu demek oluyor ki telefon numaram yanlış ellerde-"

Hinny - Half TextingDove le storie prendono vita. Scoprilo ora