2.Bölüm

22 2 2
                                    

Dün nişanımız yapılmıştı. İki gün sonra da kına gecesi vardı. Annem ve Pınar Yengem kına hazırlıklarına erkenden başlamıştı.  Onlar hazırlıklarla ilgilenirken bende Emir' in yanına gittim. Emir beni görür görmez şöyle dedi. Mehir senin burda ne işin var, Yağız amcam seni benim yanımda görürse sana çok kızar, neden geldin yanıma dedi. Bende; Emir biz şimdi gerçekten evleniyor muyuz, yani ben evlilik hakkında pek birşey bilmem, ama sen bilirsin sonuçta benden 2 yaş büyüksün değil mi. Dedim. Emir; bak Mehir evlilik nasıl birşey bende tam olarak bilmiyorum sonuçta hayatımda ilk defa biri ile evleniyorum ki zaten evleneceğim kişi sensin.dedi. Evlilik, iki veya daha fazla kişinin, dini, hukuki veya toplumsal kanun veya törelerin uygun gördüğü şekilde bir araya gelmesidir. Ülke veya toplum kanunları belli kısıtlamalarla eşlere birbirleri üzerinde cinsiyet monopolü, birbirinin emeği, geliri ve mal varlığı üzerinde sahiplik, birbirinin çocukları üzerinde velayet gibi haklar ve sorumluluklar verir. Bu kadarını biliyorum bende Mehir dedi.
Vay be kırk yıl düşünsem senle evleneceğim aklıma gelmezdi. Yoksa benle evlenmek istemiyor musun Emir. Yok hayır onu demeye çalışmadım, sadece senin küçük yaşta evlendirilmen beni üzüyor, o kadar sonuçta seninde hayallerin vardır değil mi sevdiğin adamla evlenip onun çocuklarını dünyaya getirmek gibi, aslında Emir doğruyu söylüyordu. Benim de hayallerim vardı ama olsun belki zamanla ikimiz birbirmizden hoşlanırız. Ve çok iyi karı koca oluruz birbirimize. Emir Mehir'e nasıl kocalık yapacağını düşünüyordu sonuçta kendisi 17 yaşında olsa da daha reşit sayılmazdı.
Mehir' i üzmeyeceğine dair kendine söz verdi. Onu kız kardeşi gibi görüyordu. Ama aileleri onları dinlemek yerine kendi dediklerini yapmak istemişlerdi. Keşke böyle olmasaydı diye içinden geçirdi Emir.
Mehir' in seslenmesi ile kendine gelen Emir, Mehir'e baktı gidiyor musun?
Evet gidiyorum annemler daha fazla yokluğumu hissetmeden gitmem gerek yoksa bana çok kızarlar, hele babam beni döver. Emir Mehir için üzülüyordu ama elinden hiçbir şey gelmiyordu. Emir Mehir'i yarı yola kadar götürdükten sonra Mehir yarım kalan yolu kendisi gitti. Gitmeden öncede Emir'e el salladı, Emir'de ona el salladı. Mehir eve gelmişti, gizlice penceresinden odasına girmiş ve üzerindeki kıyafetlerini değiştirip pijamalarını giymişti. Birkaç dakika sonra abisi Mehir'i uyandırmak için gelmişti. Abisi Selim kız kardeşi için çok üzülüyordu. Ama babası çok sınırlı bir insan olduğu için Selim' i dinlemezdi. Selim kız kardeşinin yanına giderek şöyle dedi. Abisinin Prensesi, seni çok seviyorum keşke bunları yaşamak zorunda kalmasaydın. Bunlar senin için çok zor biliyorum ama lütfen dayanabildiğin kadar dayan. Bak aslında bu sefil hayatımızdan da kurtulmuş oluyorsun, Emirlerin durumu bizimkisinden daha iyi,hem Emir sana kötülük de yapmaz dövmez seni sana hakaret etmez Emir iyi kalpli saf terbiyeli kibar bir çocuktur. Umarım büyüyünce birbirinize aşık olursunuz ve işte o an geldiğinde sen kocaman bir genç kız olacaksın. Emir sana evlenme teklifi ettiğinde kabul edeceksin ve işte o an senin asıl gerçek evliliğin  o zaman başlayacak prensesim.dedi. Abimin dediklerini duyunca ağlamak istedim, ama ağlayamazdım çünkü abim Emir' in yanına gittiğimi anlardı. Ama abim söylemezdi ama babam yinede anlardı aramızdaki sırları. Eğer onun istemediği birşeyse beni döverdi. Keşke Emir'le bu hayatı yaşamak zorunda kalmasaydık, benim yüzümden ikimizin hayatıda mahvolmuştu. Umarım abimin dediği gibi olurdu büyüyünce ikimiz birbirimizden hoşlanıp gerçek bir evlilik yapardık. Dedim kendi kendime sonra dediklerim aklıma gelince bunun yanlış birşey olduğunun farkına vardım. Sonuçta biz uzaktan akraba bile olsak bu yanlıştı. İkimiz büyüdüğümüzde kocaman yetişkin insanlar olacaktık. Hayatımıza başka birileri girecektir illa, ama ne olursa olsun Emir çok iyi bir kuzen bana karşı hep nazik ve kibar. Umarım büyüyünce sevdiği bir kızla evlenir ve hayatını mutlu eder. Umarım bende büyüyünce sevdiğim Erkekle evlenip mutlu bir yuva kurarım umarım. Abimin benim adımı seslenmesi ile kendime geldim. Ştttttt sana diyorum prenses uyan hadi babam seni kahvaltıya çağırıyor. Biliyorsun kahvaltıya gelmezsen babam çok sinirlenir, çok sinirlendiğinde neler yapıyor sen biliyorsun. Tamam abi kalktım banyoya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra kahvaltıya geleceğimi söylersin babama. Tamam ben çıkıyorum o zaman. Tamam abi, elimi yüzümü yıkadıktan sonra kahvaltıya babamların yanına gittim.
Babam kız bana bak, evlendiğinde kocanın her isteğini yerine getireceksin duydun mu beni, Rahmet amcandan bana bir şikayet gelsin yada Pınar Yengenden bir şikayet gelsin. Seni çok kötü döverim anladın mı. Kaynananın dediklerini de yapacaksın uslu hanım hanımcık bir kız olacaksın, koçanı sinir etmeyeceksin, o sana vursa elin ona tokat atmaya bile kalkmayacak gerekirse konuşmayacaksın. Yoksa bunları yapmazsan seni bozuk bir halde bize geri yollarlar, sonra seni tekrar evlendiremem, ölene nkadar sana işkence ederim duydun mu kız sana diyorum duydun mu dedim. Ağlamaklı bir sesle duydum baba senin dediklerini yapacağım yüzünüzü kara çıkartmayacağım Emir' in namusuna laf getirmeyeceğim. Ona çok iyi bir eş olacağım söz veriyorum dedim ağlamaklı bir şekilde. Babam ; aferin böyle ol,  böyle  ol ki seni bize bozuk yollamasınlar gerekiyorsa hiç yollamasınlar. Orda hayatın daha iyi olacak kocana gerçek bir eş olacaksın marifetlerini ona göstereceksin. Eğer göstermezsen kocanın gözü dışarıda ki kadınlara kayar, gözü dışarıda ki kadınlara kayarsa evliliğin biter anladın mı beni, anladım baba. Aferin böyle olacaksın benim lafımı dinleyeceksin. Babam bunları dedikten sonra kapı çalmıştı. Kapıyı açmaya gittiğimde Pınar Yengemin geldiğini gördüm hoşgeldin anne dedikten sonra hoşbuldum güzel kızım dedi. Annen evde mi kına alışverişinin geri kalanlarını halletmemiz gerekiyor, hatta seninde bizimle gelmen gerekiyor. Çünkü sana göre  bindallık bakacağız. İstediğin bindallığı alabilirsin kuzum para konusunu sen sakın dert etme, o iş Rahmet baban ve bende. Ben birşey diyemedim zaten diyecek birşeyim de yoktu tamam anneciğim dedim. Pınar annem bana tatlı bir şekilde gülümsedi. Bende karşılık olarak ona tatlı bir şekilde gülümsedim. Annem, Pınar annemin kahvaltı etmesi için ısrar etti, Ama Pınar annem, annemi kibarca reddetti. Kapıda şoför bekliyor bizi isterseniz erkenden gidelim, hem işimiz erken bitmiş olur
Bir yerde kahve içeriz sizlerle. Tabi sizle konuşmak istediğim konularda var. Ben anneme, acaba Pınar annem bizle ne konuşacak diye meraklı bir bakış attım. Annem hazırlanmamı söyledikten sonra odama gidip güzel olan kıyafetlerimden giydim. Annemin zaten Pınar annemin geleceğinden haberi olduğu icin, Annem erkenden hazırlanmış. Üçümüz evden çıktık ve arabaya bindik. Şehre doğru gidiyorduk. Eskiden ne çok gezerdik şehri. Babam bize sürekli hediyeler alır dururdu. Ama şimdi öyle bişey yok. Ben ailemi çok seviyorum ister zengin olalım ister fakir ailem yanımda olduğu sürece ben çok mutluyum. Ben bunları düşünürken Pınar annem bana sesleniyordu. Kızım Mehir geldik hadi arabadan inde alışverişe başlayalım. Tamam Pınar anne hemen iniyorum dedim. Arabadan indikten sonra, AVM' nin içine girdik önce iç çamaşırı falan alındı. Tabi ben iç çamaşırının ne için gerekli olduğunu bilmediğim için,Annemle Pınar annem seçti. Sonra kına için kuru yemiş siparişi verdik, davetiye siparişi verdikten sonra artık sadece tek birşey kaldı oda bindallık almaktı. Bindallık satan dükkana geldiğimizde içerdeki bindallıkları görünce çok şaşırdım bunların hepsi bana göre hiç değildi. Hepsi yetişkin kadınlara göreydi. Pınar annem kızım Mehir, sana göre bindallıklar üst kattaymış. İstersen sen görevli hanımla git ve beğendiğini sec yavrum dedi. Bende teşekkür ettim herşey için. Pınar annem ise gözleri dolmuş bir şekilde hiç önemi yok yavrum Yeter ki sen ve Emir'im mutlu olsun bana yeter. Dedi



Hepinize merhabalar kuzularım 2. Bölüm tam tamına 1125 kelime oldu ilk defa böyle uzun bir hikaye yazdım. 🤣🤣🤣🤣🤣🤣 umarım hikaye hoşunuza gidiyordur. Oy vermeyi unutmayın yorumda yapın kuzularımmmmmmmm 😘😘😘😘😘😘😘

Zamanın Verdiği MutlulukWhere stories live. Discover now