On Birinci Bölüm

En başından başla
                                    

Laurie şaşırarak, "Neden gülüyorsun?" diye sordu. "Sen yine bir şeyler karıştırıyorsun belli ki."

"Sen öyle san. Peki sizin o bilârdo salonunda ne işiniz vardı bakalım?"

"Bir kere orası bilârdo salonu değil. Spor salonu. Ben de orada eskrim dersi alıyorum."

"Buna sevindim işte."

"Niçin?"

"Bana da öğretebilirsin de ondan. Hamlet'i oynadığım zaman sen de Laertes olursun. Birlikte düello yapabiliriz."

Laurie gülümsedi. Hamlet oynasak da oynamasak da sana eskrim dersi verebilirim. Çünkü çok zevkli bir spordur. Ama senin, 'Buna sevindim işte,' demenin tek nedeni eskrim öğrenebilecek olman değildi, değil mi?"

"Haklısın. Bilârdo salonuna gitmemene sevindim. Öyle yerlere gitmiyorsun değil mi Laurie?"

"Çok sık gitmiyorum."

"Hiç gitmemeni tercih ederdim."

"Bir zararı olduğunu sanmıyorum Jo. Benim evde de bilârdo takımım var. Ama yanında iyi oyuncular olmadıkça ondan da bir zevk alınmıyor. Bu yüzden, bilârdo oynamayı da sevdiğim için bazen Ned Moffat ile ya da başka arkadaşlarla oynamaya geliyorum."

"Bu işten gitgide daha çok zevk alacağını düşünerek şimdi çok üzüldüm işte. Hem zamanını hem de paranı kaybettiğin gibi saygıdeğerliğini de kaybederek o korkunç oğlanlara benzemeye başlayacaksın. Oysa ben senin hiç değişmeyeceğini umut ediyordum."

"Canım insan ara sıra, saygıdeğer biri olma özelliğini kaybetmeden eğlenemez mi yani?"

"Bu nerede ve ne şekilde eğlendiğine bağlı," dedi Jo, sert bir sesle. "Ben Ned'den de onun arkadaşlarından da hoşlanmıyorum. O gelmek istediği halde annem onun evimize gelmesini yasakladı. Eğer ona benzeyecek olursan korkarım senin de gelmeni istemez."

"İstemez mi?" diye sordu Laurie endişelenerek.

"Hayır. Annem bu zıpır gençlerle görüşmemizi kesinlikle istemiyor."

"Canım ben de hemen onlar gibi olmadım ya!"

"Bunu biliyorum ama sakın onlara özenme. Bu arkadaşlığımızın sonu olur."

Birkaç dakika hiçbir şey konuşmadan yürüdüler. Jo Laurie'nin yüzünü incelemeye başlamıştı. Çocuğun gözlerinde kızgın pırıltılar vardı ama Jo'nun uyarıları hoşuna gitmiş gibi gülümsüyordu. Jo'nun "Keşke dilimi tutsaydım," diye içinden geçirmeye başladığı sırada, "Bütün yol boyu bu konferanslarına devam etmeyi düşünüyor musun?" diye sordu Laurie.

"Tabii ki hayır. Neden sordun?"

"Çünkü öyle bir niyetin olsaydı, ben otobüsle dönecektim. Ama madem ki yok, eve yürüyerek dönelim de sana yolda bir hikâye anlatayım."

"Olur," dedi Jo.

"Yalnız anlatacağım şey bir sır. Bu yüzden sen de bana bir sırrını açıklamalısın."

Jo, "Benim gizli bir şeyim yok ki," diye başladıysa da sonra aklına bunun doğru olmadığı geldi ve sustu.

"Sen de biliyorsun ki bu söylediğin doğru değil," dedi Laurie, "bu yüzden benim anlatacaklarımı duymak istiyorsan önce sen anlatmalısın."

"Söyleyeceğin iyi bir şey mi bari?"

"Tabii. Hem de çok iyi tanıdığın insanlarla ilgili. Mutlaka öğrenmelisin. Zaten ben de ne zamandır bunu sana söylemek istiyordum. Hadi önce sen başla."

Küçük KadınlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin