Bölüm 1

442K 2.4K 638
                                    

"El, tatlım kahvaltı hazır.",

"Tamam anne, geliyorum.",

Çizim çantama en son çizdiğim eskizide koyup kapattım. Odamın kapısını açıp çıkıyordum ki aklıma kol çantam geldi. Yatağım üzerindeki küçük kutu gibi olan tek gözlü siyah çantamı alıp odamdan çıktım.

Merdivenlerden inip, hemen solda yer alan mutfağın kapısından içeriye girdim. Ada tezgahın üzerindeki içi kreplerle dolu kaseyi eline alan annemin suratına gülümseyerek baktım.

"Ah tatlım, hadi geç kalacaksın.",

"Merak etme anne sabahki dersim iptal oldu.",

Annem kaşlarını çatarak bana bakıp konuştu,

"Neden? Bayan, Holly neredeymiş?",

Üniversitede okumaktan kötü bir şey varsa o da üniversitenizin, bölüm başkanlarından birinin anneniz olmasıdır.
Asla dersi ekemiyor veya yalan söyleyemiyorsunuz. Ağzıma tıktığım kreple konuşmaya başladım.

"Her zamanki seminerler.",

Daha çok boğuk ve anlaşılmayan bir ses tonuyla söylediğim cümlemin üzerine annemin kaşları düzelmiş, unuttuğu bir şeyi hatırladığının tepkisini vermişti.

"Ah doğru.",

Ağzımdaki son lokmayı yutup saatime baktım. Ders yoktu ama okulu gezdirmem için gelecek bir grup liseli vardı. O yüzden geç kalıyordum.

"Ella hani dersin yoktu ne bu acele?",

" Bugün bir grup liseli öğrenciye kampüsü gezdireceğim.",

Annem daha fazla bir şey söylememiş kafasıyla beni onaylamıştı. Evden çıkıp, kapının önündeki arabama doğru yürüyordum ki cep telefonuma mesaj gelmişti. Hemen açıp okumaya başladım.

"Bugün için çok heyecanlıyım El."

Violet'ten bir ton emoji ile gelen mesajın nedenini anlayamamıştım. Neden heyecanlıydı ki bu kız?

"Neden?",

Yazıp gönderdiğimde anında okumuştu.

"Ne demek neden? El tanrı aşkına unuttum deme bana!",

Cümlesinin sonuna bir çok kızgın emoji ve gif eklemişti. Bazen karşımda bir çocuk olduğunu düşünüyordum. Anlamsız giflerine gözlerimi devirdiğim sırada tekrar yazdı.

"Okulun film klubü için çekilecek YouTube videosunun, sunucuları açıklanacaktı."

Geçen ay okulun kanalı için sunuculuk başvurusu doldurduğumuz zaman aklıma geldi. "Oh tanrım! Şimdi hatırladım Vi!", "Çabuk gel seni bekliyorum." Violete yoldayım mesajı atıp, arabama bindim.

>><<

"Evet, burasıda edebiyat fakültesi, karşısında mimarlık fakültesi var.", gelen liseli öğrenciler dikkatli ve hayranlıkla üniversite binalarını inceliyorlardı. "Arkadaşlar şimdi mimarlık fakültesini görmek isteyenler Zack'i takip etsin. Moda ve Tasarım bölümü için de beni takip ediyorsunuz!", heyecanlı grup dağılmaya başlarken, Zack bana göz kırpıp yürümeye devam etti. Öğrenciler meraklı gözlerle bölümün sınıflarını, yapılan tasarımları inceliyorlardı. "Sorusu olan?", arkalardan ufak tefek bir kız konuşmaya başladı. "Bu bölümü okumaktan mutlu musun El?", grupla tanışma sürecinde kendim hakkında verdiğim bilgilerimi unutmadığı için gururum okşanmıştı. "Elbette mutluyum. Sevdiğiniz mesleği tercih ettiğiniz zaman sizden mutlusu olmayacağından emin olabilirsiniz.", yavaş yavaş artan soruları tek tek sabırla cevaplıyordum. Bir süre sonra sorular bitmiş, tekrar Zack'in grubuyla birleşmiştik. Geriye spor sahaları kalmıştı. Arka cebimde hissettiğim bildirimle telefonumu çıkarıp gelen mesajı okumaya başladım. "El! Tanrım sonuçları asıyorlar hemen buraya gel!", okuduğum yazıyla içime heyecanın ateşi düşmüştü. Hemen Zack'in yanına gittim. "Zack, sen idare edebilir misin benim acil bir işim çıktıda.", yavru köpek bakışları atıp yalvarıyordum. Zack kaşlarını çatmış onu bu grupla yalnız bırakmamı istemiyor gibi bakıyordu. "Zack lütfen! Bir dahakine söz ben seni idare edeceğim.", Zack yalvarmalarıma dayanamamıştı. "Tamam El, git işini hallet!", Zack'in yanağına sulu öpücük bırakıp klüplerin olduğu kampüse doğru koşmaya başladım. Arkamda bağrışını duyabiliyordum. "El ben kadınlardan hoşlanmıyorum.", arkama bakış attığımda öptüğüm yanağını hunharca siliyordu. Onun bu haline kahkaha atıp, klüplerin olduğu kampüse girdim. İkinci kata çıktığımda duyuru panosundaki listeye bakan Violeti görüp hızımı daha da arttırdım. Koca kalabalığı yarıp Vi'nin yanına geldiğimde, dikkatlice listeye bakıyordu.

***** - *****
***** - *****
***** - *****
***** - *****
Violet Alondra / Ella Karina - Henry Cavill
***** - *****
***** - *****
***** - *****

"Tanrım Vi sende benim gördüğümü mü görüyorsun?", "Kesinlikle aynı şeyi görüyorum kardeşim!", "Violet, Henry yazıyor! Henry yazıyor." Olduğum yerde deli gibi çığlık atıp zıplıyordum. "Annemin verdiği rüşvet işe yaramışa benziyor.", Violet kulağıma doğru sessizce söylediği şeyle durdum. "Bir dakika annen rüşvet mi verdi?", "Elbette El, ne sanıyorsun ki bize Henry Cavill ismi şansa mı gelmiş olacaktı.", "Aman tanrım Violet bunu neden yaptınız?", "Tabi ki senin için, bu sana doğum günü hediyem!", karşımdaki siyah saçlı kadının kollarının arasına girip sıkı sıkı sardım onu. "Violet, bu hayatımda aldığım en güzel hediye!", yıllardır bu anı bekliyordum. Henry Cavill ile tanışma fırsatım vardı hem de bu cumartesi günü. "Violet, dersi ekip bize gidelim, hazırlık yapmamız lazım, neler soracağız, falan onlara çalışmamız gerekli." Violet benim bu heyecanımı anlayışla karşılıyordu, nasıl bir Henry takıntım olduğunu çok iyi bildiği için.

>><<

"Şu soruya ne dersin? En utanç duyduğunuz bir anınız var mı?", "Vi bunun cevabını biliyoruz." , "Bizim bildiğimizi bilmiyor ama.", "Çekimler sırasında ereksiyon olduğu anısını anlatmasını istemiyorum. Bu çok utanç verici.", "El soru zaten bu, en çok utanç duyduğu anısı. Hem de ereksiyon olduğu aletinden bahsetmesi ne kadar ateşli olur düşünsene.", yatağımdaki yastıklardan bir tanesini alıp onun suratına fırlattım. "Kes şunu!", "El bana rahibe terasa rolü yapma, onu düşünerek mastürbasyon yaptığını biliyorum.", "Violet, sus artık.", kızaran yüzümü saklamaya çalışıyordum. Violet'in arsızca bu konulardan bahsetmesi beni geriyordu. Violet kahkaha atıp soru arayışına devam etti. Ben de önümdeki Henry Cavill için tasarladığım takımı boyamaya devam ettim. Benim diktiğim bir takımın içerisinde nasıl duracağını düşünüp duruyordum. "El sen annenden nasıl izin isteyeceksin?", "Çok basit yalvarıp, tüm evi temizleyeceğime karşı yeminler edeceğim." Vi kahkaha atıp tekrar önüne döndü. Gerçekten annemi ikna etmek zor olacaktı ama bunun benim için olan önemini biliyordu ve izin vereceğinden emindim. 2 gün sonra birebir Henry Cavill ile tanışma şerefine erişecektim. Düşüncesi bile midemde kelebeklerin uçuşmasına sebep oluyordu.

PATRON  (+18)Where stories live. Discover now