•8. Bölüm• Sadece Gençlik Aşkı

118 50 4
                                    

Oy verirseniz sevinirim

Işılay için bir ay🌝

İyi okumalar...

"Çok güzel ya!"

"İlk kez mi bindin uçağa?"

"Hayır, sadece manzarası çok hoşuma gidiyor."

"Evet gerçekten çok güzel."

Barınla uçağın penceresinden manzarayı seyrediyorduk. İnişe on dakika falan vardı. Biz de vaktimizi böyle geçirmeliyiz diye düşündük. Sohbeti hoş bir insandı tanıştığımız günden bu yana ilk defa bu kadar uzun sohbet edebilmiştik.

Babası hakkında pek konuşmadı. Ben de üstelemek istemedim. Annesi kendi markasını kurmaya çalışıyormuş ama temizlik sektöründe. Beş yaşında olan bir kardeşi varmış. Hayali tercüman olmakmış. Bu şekilde baya bir konuşmuştuk.

Ona bağlanmamam gerektiğini biliyordum ama elimde olamdan kendimi ona bakarken buluyordum. Bu kesinlikle yanlış olmalıydı. Ortaokulda 13 yaşındayken kendime bir söz vermiştim; liseye kadar asla sevgili yapmayacaktım. Bu kararı arkadaş ortamında geçen konuşmalardan vermiştim.

Hepimiz ergendik ve bazılarının sevgili yapma merakları vardı. Benim de vardı, kabul ediyorum ama kendime bir de onlara bakınca bir şey fark ettim. Onlardan daha bilinçliydim ve ilerde ortaokulda yaşadığım saçma sapan olaylar aklıma gelip utanmayacaktım.

Hoş, 11.sınıfta olmama rağmen hâlâ sevgili yapmamıştım ve kendimi değerli hissediyordum. Ama şuan durum farklıydı, birinden hoşlandığımı hissediyordum ve büyük ihtimalle üzülen ben olacaktım. O yüzden kendime hatırlatıp durduğum bir şey vardı; sadece gençlik aşkı...

"Daldın yine bir yerlere."

"Heh?"

Beni düşüncelerimden ayıran şey Barın'ın bana seslenişiydi. Ne zamandır düşünüyorum acaba?

"Uçak birazdan inicek toparlanmaya başla istersen. Ben yerimde olacağım."

"Tamam ben halledebilirim."

Barın gittikten sonra eşyalarımı topladım ve yanıma aldığım çantaya yerleştirdim. Uçak hafif hareketlenince panik yaptım verime oturdum. Uçuşa geçildiğine dair yabancı anons geldi ve yavaş yavaş aşağı indik.

"Baba ölmedim demi?"

Yine panik yapmıştım ve yine uçak halkı bana gülüyordu. Aman ne komik!

"Anca gülün!"

Uçak tamamen inmiş ve biz de uçaktan ayrılmıştık. Uzun bir yolculuktu bu yüzden dinlenmeye ihtiyaç duyuyordum. Babam yanıma gelip koluma girince şaşırdım. Tamam şaşırmamam gerekirdi ama, garipti işte.

Barın boşta kalan elimi tutunca ona döndüm. Hey! Neler oluyordu böyle? Gelir gelmez beni kaçırmazlardı, değil mi? Ben dalmış gitmişken gözümde patlayan flaşla gözlerimi  kapattım.

"Mrs. Saygın, is it true that Barın Yamaç is your lover?" (Saygın Hanım, Baran Yamaç'ın sevgiliniz olduğu doğru mu?)

"Ne oluyor ya! Baba?"

Babam sorarcasına baktım. Kaşları ile ilerdeki çalışanına kaş göz yapıyordu.

"Can i ask you something?" (Bir şeyler sorabilir miyim?)

Ağzımı açmış cevap verecekken iki tane iri yapılı adam önlerine geçmişti. Başta nereden geldiklerini anlamasam da sonrada olaylara hakim olmuştum; bunlar babamın çalışanlarıydı.

Kantinin Pamuk Prensesi "Gençlik Aşkı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin