•5. Bölüm• Neye Sırıtıyorsun?

168 62 30
                                    


Kapıyı kilitledikten sonra babamın yanına gittim. Babam ve ben sarılmamıştık!

"Biz sarılmış mıydık ya?"

Babam kollarını iki yana açtı.

"Gel bakalım güzel kızım."

Gülümseyerek babamın kollarına koştum. En güvende hissettiğim yer burasıydı. Uzun zamandır da görüşmüyorduk.

"Bakıyım fuların bileğinde mi."

Hemen fuları gösterdim. Barın bırakmasaydı, şuan büyük çatışma çıkardı.

"Tabii ki de bileğimde hiç olmaz mı?"

"Hımm ama en son arabada fuların uçuyordu da erkek arkadaşın yakalamamış mıydı?"

"Sen onu nasıl gördün ya!"

"Sizi gözetliyordum."

Ah, pekala...

"Ne? Niye?"

"Kızımın yanında ailesi dışında bir erkek oturuyordu tabii gözetleyeceğim benim kızım kıymetli."

"Ya baba."

Gür kahkahamız salonda yankılandı fakat bir eksik vardı. Can burada değildi. Çıkış saatine henüz yarım saat vardı. Sorun değildi onu almaya gidebilirdik.

"Can yarım saate dershanesinden çıkacak. Beraber onu almaya gidelim mi?" Başını sallayarak onayladı beni.

Canı alıp eve geçmiştik ve biraz hasret giderdikten sonra herkes yataklarına dağılmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Canı alıp eve geçmiştik ve biraz hasret giderdikten sonra herkes yataklarına dağılmıştı. Saatlerdir uyanıktım çünkü uykum yoktu. Oflayarak telefonu karıştırırken üstten bilirim geldi. Yazan Barındı. Bu saatte neden yatmamıştı?

Barın: Bu sqatte niye syqktasin

Işılay: Uykum yok, peki ya sen?

Barın: hiiic Oyler takihliyom

Işılay; Arus türkçeyi katlettin şuan

Barın: Birscik

Işılay: Ay sormaya korkuyorum, içtin mi?!!

Barın:cok az

Işılay: İçerken derdin neydi?! 4 saat sonra babamlarla balık tutmaya gideceğiz, nasıl unutursun?

Barın: Aağğ doru ama annem bwnş eve almax ki

Işılay: Ne bok yersen ye Barın

Barın: Bwn nasik ayilim simdi

Işılay: Yürü git bir arkadaşını ara

Barın; Işılay

Işılay: Ne var

Barın; Kapıyı açsana

Işılay: Ne?

Barın: Kapıyı aç geldim bwn

Işılay; Barın valla bu sefer babam seni dövmekle kalmaz git

Barın; İyi zike basitom

Işılay; Lan sakın dur, açıyorum bekle

Nefesimi vererek yataktan çıktım. Babam çoktan uyumuş olmalıydı ama ben yine de kontrol etsem iyi olurdu. Babamın odasına ilerledim. Kapısını tıklattım ama ses gelmedi. Yavaşça kapının kulpunu indirdim.

En azından kapının kulpu gıcırdamıyordu. İçeri baktığımda babamın uyuduğunu gördüm ve içim rahatlamıştı.

Odanın kapısını kapatıp aşağı indim. Dış kapıyı açıp Barın'ı bekliyordum. Ve galiba ilerde elinde sigara olan aptal Barındı. Bana doğru gelirken aptalca sırıtıyordu. Neyin ecelindeyi?

"Neye sırıtıyorsun?"

"Hiiiiç öylesine."

"Bak eve girince sakın ses çıkarma."

"Tamam tamam baban kızar biliyorum."

Kolunun altına girerek yürümesine yardım ettim. "Kaç kilosun lan sen?!" Kendini biraz daha toparladı, "Onlar kas güzelim." Gözlerimi devirmekle yetindim.

Küçük bir hatırlatma eğer kitabın gidişatı hoşuna gittiyse oy verebilir misin? Şimdiden teşekkürler!

Zaten aralık olan evin kapısını açıp Barın'ın geçmesine yardım ettim. Ardımızdan kapıyı kapatıp odama doğru yol aldık. Kazasız belasız odama vardığımız için şükrettim ve hemen kapıyı kapattım.

"Bak şimdi ben sana kahve yapmaya gidiyorum sen o sırada yıkan ben de sana babamdan kıyafet getiririm. Tamam mı?"

"Hıımm tamam."

"Dur sen şimdi sıcak suyla yıkanır mayışırsın suyunu ben ayarlayayım."

Kafasıyla beni onaylayınca suyun derecesini ayarlamaya banyoya yöneldim o da peşimden geliyordu. Küvetin tıpasını takıp arkama döndüm,  Barınla dipdibeydik.

"Şey ayarladım ben sen gerisini şey edersin."

Kafasını sallayınca banyodan çıktım. Kalbim deli gibi atıyordu. Kafamı iki yana sallayıp mutfağa girdim kahve makinesinin iç cezvesine bir kahve fincanı su koydum. Kahve ve şekeri bir ekleyip karıştırdıktan sonra kahve makinesini çalıştırdım.

Babamın ayrı bir giyinme odası vardı. Giyinme odasına girip rahat bir uzun şort ve tişört aldım. Odadan çıkıp kendi odama gittim. Deli gibi uykum gelmişti. Kıyafetleri banyoya en yakın sehpamın üzerine koydum. Gözlerimi kapadım. Banyonun kapısını çaldım.

"Arus kıyafetlerini buraya getiriyim mi yoksa sen içerden alır mısın?"

"Ben alırım."

"Tamam."

Odadan çıktım. Yavaş yavaş ayılıyordu çünkü ses tonu kendine gelmeye başlamıştı. Kahve makinesi kahvenin olduğuna dair sesi çıkarınca mutfağın kapısını kapatmadığım için kendime küfrettim. Nasıl olurda unuturdum?! Yavaş adımlarla mutfağa indim. Allah'ım nolur kimse olmasın nolur.

"Abla bu kahve kime?"

"Abla bu kahve kime?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bakın saat 01.01 ben size bölüm yazmak için uyumadım kskxjxkskx

Umarım beğenmişsinizdir, oy verirseniz çok sevinirim.

Bir sonraki bölüme kadar kendinize iyi bakın.

:*

Kantinin Pamuk Prensesi "Gençlik Aşkı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin