|33

3.1K 395 212
                                    

"abin benden pek de hoşlanmış gibi durmuyordu tae." aile ortamından ayrılıp odaya girdikleri anda düşüncelerini dillendirmeye başladı jungkook.

"henüz tanışırken bile bakışları donuktu gerçi, belliydi böyle olacağı." üzerindeki siyah tişörtü çıkarıp rastgele bir yere fırlattı.

yorgun bedenini rahat yatağa bırakırken sözüne devam etti. "en azından nezaketen bir gülümseseydi bari."

taehyung, sevgilisinin söylenmelerine hak veriyordu. ailesini âşık olduğu kişiyle tanıştıracağı ilk seferin böyle olmasını hiç hayal etmemişti, abisinin bu kabalığı ve sertliği onu cidden üzmüştü.

"özür dilerim jungoo, abimin böyle davranacağını hiç düşünmemiştim. neden böyle yaptı gerçekten bilmiyorum. tamam, üzerime titriyor fakat yine de böyle davranmamalıydı işte."

utandığı için jungkook'un gözlerinin içine bakamıyordu. konuşurken bakışları beyaz çarşafın kırışmış kenarlarındaydı.

"ama ben konuşacağım onunla, gerçekten. sıkıntısı her ne ise öğreneceğim ve senin de gönlünü almasını sağlayacağım."

jungkook için pek de büyük bir sorun değildi aslında bu durum, sadece biraz gerilmesine neden olmuştu o kadar. taehyung'un annesiyle zaten daha önceden tanışıyordu ve iletişimleri de gayet iyiydi. ablası ve babasıyla da frekansları uyum sağlamıştı kısa sürede.

cevap vermeden önce kapalı gözlerini araladı, dudakları konuşmak için aralandığı sırada taehyung'un mahcup bir tavırla yatağın ucunda oturduğunu fark etti.

abisinin davranışı yüzünden suçluluk duyduğu ortadaydı, jungkook bundan hiç hoşlanmadı. az önceki sakin hâli yerini kısa süreliğine kızgınlığa bıraktı.

"taehyung, elinde olmayan bir durumdan ötürü kendini suçladığına inanamıyorum. daha önceden beni bilgilendirmiştin zaten bu konuda. abin fazla korumacı davranıyor, hayatına aldığın kişiye mesafeli yaklaşması normal güzelim."

alnına yasladığı elini taehyung'un eline sardı ve devam etti sözüne. "kırıldığım veya üzüldüğüm bir durum da yok, fakat sen böyle yaparsan olacak."

taehyung'un bakışları sevgilisi konuşurken birleşik ellerindeyken sözünü bitirdiğinde onun siyah gözlerine çıkardı.

"sen üzülmediysen ben de üzülmedim o zaman. fakat yine de abimle konuşayım ben, en azından niye böyle yaptığını öğreniriz hayatım."

birkaç dakika önceki utanç dolu bakışların yerini neşe aldığını görünce jungkook'un dudaklarında da bir gülümseme belirdi.

"gel bakalım sen şöyle yanıma. sabahtan beri uzaksın zaten kollarımın arasından, daha fazla sürmesin bu." taehyung'un elini daha sıkı tuttu ve kendine doğru çekti incitmeden.

kendi de daha fazla ayrı kalmak istemediği için hemen sevgilisinin yanına uzandı. başını koluna koydu, bakışlarını jungkook'a çevirdi.

"anlat bakalım jungoo, nasıl buldun burayı? hoşuna gitti mi?"

"henüz gördüğüm tek yer havaalanı olduğu için ingiltere hakkında pek bir yorum yapamayacağım bebeğim. aklında tut, bunu bir de tatilimizin sonunda sor sen en iyisi."

hafifçe dudaklarını büzdü ve sevgilisini onayladı. "gerçi doğru, ilk günümüz evde geçti. ailem hakkında yorumlarını alayım o hâlde sevgilim."

fortune teller; taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin