2.Bölüm

549 59 235
                                    

Ben bir aciz, bir soyguncuydum. Ondan bana bağlı olanı hazinemi çaldım.

5 yıl sonra...
Taehyung her zamanki gibi yoğun geçen iş günü yüzünden, omuzlarındaki ağırılığı üzerinden atmak için oturduğu deri koltukta arkaya yaslanmış, ağrıyan kollarını germeye çalışmıştı. Yüzüne düşen gün ışıkları artık güneşin battığına dair bir haberdi. O yüzden aceleyle ayağa kalkmış, ceketini giydikten sonra çantasını alarak, odasından çıkmıştı.

"Ben şimdilik ilk çıkıyorum."

İşten erkenden çıkmak için Taehyung masa başında çalışan patronuna doğru yaklaşmış, ondan izin istiyordu.

"Bu kadar çabuk mu sıyrılıyorsun? Ama senin için hazırladığım bir liste görev vardı."

Taehyung'un patronu diğer patronlara nazaran daha eğlenceli ve çalışanlara karşı her zaman şakacı biriydi. Şu an da dışarıdan izleyen biri Namjoon'un Taehyung'a karşı olan bakışlarını ve gülümseyen yüzünden ciddi olmadığını anlaya bilirdi.

Bu yüzden Taehyung derin bir nefes alarak elini omzundaki çantaya atmış ve düzenleyerek arkasındaki masaya yaslanmıştı.

"Yine hangi ünlüyle röpörtajımız var?"

Taehyung konuşurken yavaş bir şekilde yaslandığı masadan sola doğru kaymaya başlamış, ortadan tüymek için gergin yüz ifadesiyle Namjoon'a gülümseyerek hiç bir şeyi çaktırmamaya çalışıyordu ama onun kaçmaya çalıştığını farkeden Namjoon çantasından tutarak onu durdurmuştu.

"Ahahaha, Taehyung. Bu seferki bir ünlü değil. P Universitesi'nin mezunu olmasaydın eğer, bu işi kendim alırdım."

Taehyung yavaş bir şekilde onun çantasından tutan patronun ellerini ayırmaya çalışmış, öne doğru bir adım atmıştı.

"Bu sefer çekimin kiminle olduğunu söylediğimde lütfen şaşırma. Bu seferki çekim..."

Taehyung patronunun lafını bitirmesine izin vermeden hızlı bir şekilde elini iterek şirketin çıkışına doğru koşmaya başlamıştı.

"Kim Taehyung!"

Onun aniden kaçtığını farkeden Namjoon ise şakacı bir sinirle az önce oturduğu yere dönmüş ve diğer çalışanlarına bakmaya başlamıştı.

"Bana hiç öyle bakma her zaman erken çıktığını biliyorsun."

Yugyeom ellerini havaya kaldırarak sanki onun bir suçu olmadığını belirtiyordu. Onun cevabını beğenmeyen Namjoon bu seferde Yugyeom'un yanında huysuz bir şekilde kağıtları toparlayan Yoongi'ye bakmıştı.

Üzerindeki bakışları hisseden Yoongi kafasını kaldırmadan yaptığı işe devam ederek, Namjoon'a onu tatmin edecek cevabını vermişti.

"Biliyorsun, Taehyung her gün bu saatte kızını kreşten almak için erkenden çıkıyor."

Namjoon aldığı cevapla Taehyung'un durumunu hatırlayarak gülümsemiş ve "Doğru diyorsun, yalnız bir baba olmak çok zor!" demişti.

●●●

Taehyung hızlı bir şekilde sıyrıldığı patronundan sonra koşarak yetiştiği kreşten hâlâ kızının çıkmadığını farkettiğinde, derin bir nefes almıştı.

"Ah işte, Micha'nın babası da gelmiş."

Yanında ona gülümseyerek bakan yaşlı ve kısaboylu teyze konuştuğunda , Taehyung ona taraf baktıktan sonra, yüzünde olan gülümsemeyle beraber eğilerek onu selamlamladı.

"İyi günler, ahjumma."

Yaşlı kadın Taehyung'un nazik ve düşünceli davranışına farkettiğinde saçlarını okşarak ona hayranlıkla bakmaya başlamıştı.

Smoke And Mirrors  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin