Bölüm 1

23 1 7
                                    

"Hedef tam karşınızda. İyi günler dilerim"

Sevinç çığlıkları ve tebrikler her tarafı inletiyordu. Kalabalıktan söz etmiyorum bile. Kardeşim çoktan yanıma gelmişti

"Ciddi misin? Daha deneyimli biri olur sanmıştım." Benim adamlarım onlara alayla bakıyordu. Suratı hala asıktı. Bunun ne demek olduğunu biliyordum.

"Sanırım en deneyimliniz buydu." yanımdakiler gülmemden cesaret bularak güldü. Onun ise Sinirle bakmaktan başka yapabileceği bir şey yoktu.

"Neyse şunu istiyorum" dedim sakince bu sefer bağırıp üstüme yürümeye kalkışınca onu durdurdular. Bırakmaları için elimi kaldırınca gülmeyi bıraktım ve ben yavaşca üstüne yürüdüm. Ciddileşmiştim.

"Yarışlardaki kurallar sabittir ve bu kuralları ikimiz koyduk. Kuralları tek tek söylememe gerek yok değil mi? Hem senin baktığından çok daha iyi bakacağım buna. Zorluk çıkarma."

Arabanın anahtarı bana verilince bebeğimin kapısını açıp bindim. Ferrarinin üstü açılabilen 50. modeli 488 Pista Spide. Tam o sırada tarafsızlardan polislerin yaklaştığı haberi geldi. Şu aynasızlar.. asla durmuyorlar.

æææ

Aynasızlardan birinin kurşunu sıyırmıştı ve bu bazılarının atış kabiliyetinin iyi olduğunu unutmam yüzünden olmuştu. Pansuman yapmaya çalıştığım sırada kapı birden, evet arkasında varil olmasına rağmen, açıldı ve belki de en mantıklı iki hamle olarak bezle yaramı bağladıktan sonra silahıma davrandım.

"Keman?" Evet, çok saçma olabilir ama bir kemancıydı ve belli ki birinden kaçıyordu. Beni belli ki fark etmemişti çünkü daha demin düşürdüğü varilleri kapı arkasına dizmeye başlamıştı. Sanırım korkudan dermanı kalmadığı için elindekileri tekrar ve tekrar düşürüyor, ayakta durmakta zorlanıyordu.

En sonunda odanın en karanlık tarafı olan benim yanıma gelmeyi akıl etmiş ama hala büyük bir sorunu fark edememişti. Evet, beni.

"Senin gibilere solist mi deniliyordu yoksa ekmek peşinde ev babası mı?" alaycı konuşmama karşılık korkusunu sanırım ikiye hatta olduğu yerde zıplayıp gözlerinin dolmasını katarsak üçe katlamış olmuştum.

"Seni fark etmemişim." tıpkı bir çocuk gibi konuşuyor ve ağlıyordu. Beni hala görememiş olmalı ki anlamsız yerlere bakıyordu.

"Hayatının hatasını yapmışsın ve utanmadan bunu söylüyor musun?"daha deminki halinden bu zamana gram değişmemişti.

"B-bak kusura bakma karanlıktasın ve sanırım burası senin mülkün en geç 10 dakikaya çıkıp gideceğim. Tek dileğim sessiz olman." bunları söylerken sesi titriyor, ağlıyor ve sanırım hiperaktif olduğu için eli kolu düzgün durmuyordu.

"Neden böyle bir iyilik yapayım ki ağlak bebek?" dolu gözler ve akık burunla bana doğru rastgele baktı. Burnunu çekti ve aklı sıra dik pozisyona geçti.

"Ben bir erkeğim! Hem yardım etsen ölür müsün? Tek isteğim 10 dakikacık durmak."

"Seni dövmeye gelen bir grup adam var ölmeyeceğim kesin değil. Çık dışarı." Bunu dememi beklemiyormuş gibi kekelemeye ve sesime doğru gelmeye başladı.

"Sen nerden biliyorsun bunu..?" Sanki karanlık tarafta o varmış ve ben körmüşüm gibi demir sopayı kavramaya çalıştı ve o sırada olduğum yerden kalkıp tavana yakın olan demirlere tırmandım o sırada o hala aynı yerimde olduğumu varsaymış olacak ki demiri karanlığa savurdu.

"Sİlahlı bir kıza bunu yapman hiç hoş değildi." demirlere bacaklarımı sararken bunları sarf etmiştim. Sesimin olduğu yere sopayı savurmuş olsa da çok yavaştı ve hali hazırda korkağın teki.

"Silahlı falan değilsin-" cümlesinin noktasını bir el ateş atarak koymuştum.

"Ah ne şiirsel değil mi?" elinde ki sopayı kendinden çok uzağa, eşyaların üstüne fırlatmış ve tekrar kaldığ yerden ağlamaya devam etti.

"Bak psikopat hanım efendi, ben bir hata ettim sopayı aldım sen benim gibi hata etme gel konuşalım seninle. Gül yüzünü göreyim."

"Şiddeti hak edene yapınca ne de güzel oluyor gözünü sevdiğim." Keman çantasını esnekliğim sayesinde alırken bunu söylüyordum. "Kemanın kırldığı zamana çok yazık olacak."

"Ona bir şey yapma!" endişeyle kemanını bıraktığı yere bakmış ve olmadığını görünce beyaz teni sarıya bürünmüştü.

"10 dakika doldu. Defol." son cümleye kadar neşeli ve gülerek konuşuyordum.

"B-bak.." gülerek "Baksam da göremezsin." demiş ve konuşmasını bölmüştüm.

"Evime giderken sarkıntılık yapan iki kişiyi gördüm. İtiştim biraz birden on kişi oldular, bende kaçtım. Manyakların beyzbol sopaları var. Ne kadar sert haberin var mı? Üzgünüm ama kıçımı seviyorum!" mimiklerini, hareketlerini ve ses tonunu takip ettiğimde yalan söylüyor gibi görünmüyordu. Tavanda olmaktan sıkıldığım için takla atarak arkasına geçmiş ve bir elimde silah kafasına doğrultmuşken kemanını uzatmıştım.

"Hayatını kurtarırım ama tek bir şartla." sazan düşünmeden hemen atlamış ve teklifimi kabul etmişti.

"Kabul!"

Ne büyük ikinci bir hata.

DilhunWhere stories live. Discover now