Gökçe, iyi bir korumadır. Ama mesleğinden istifa edip hayali olan Dünya'yı gezmek ister. Tesadüf eseri, Prens Derek 'i kurtarır. Prens ondan koruması olmasını ister ve olaylar böyle gelişir.
Gökçe ve Derek 'in komik anlarına şahitlik edelim. :)
İnstagram: selma.kahraman.7 (Profilimde linki var)
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Saklı kalan bir sır nasıl ortaya çıkacaktı. Sevginin bir anda belirmesi gibiydi. Prens Derek ne kadar bana güvendiğini söylese de davranışları artık eskisi gibi değildi. Bu durumdan kurtulmayı istesem de bir türlü nasıl yapacağımı bilmiyordum. Thomas, Will hatta Prens Henry bana yardım ediyorlardı ama bir türlü kimin yaptığını bulamamıştık. Sunny ve Summer de bana yardımcı olmuşlardı. Ama yoktu. Bu durumda suçlu yine ben oluyordum. Yani Prens Derek 'in benim yaptığımı düşünmesini istemiyordum.
Onun yanına gittiğimde Thomas ile birlikte, kıyafet denemesi yapıyorlardı. "Gökçe, dışarda bekle" dediğinde baş selamı verip dışarıya çıktım. Kapıda durmaya başladım. Dışarıya çıktığında, arkasından birkaç kişi ile birlikte ilerlemeye başladık. Bu yaptığı beni nedense üzüyordu. Thomas, bana üzgünce bakmıştı. Bahçede dolaşıp, kış bahçesine doğru ilerlemeye başladılar. "Sen burada bekle" dediğinde ona baktım. Sinirle dişlerimi bastırdım birbirine. Bana peşinde deli divane dolaşan biri gibi davranıyordu.
Kış bahçesine girdiklerinde ben dışarda beklemeye başladım ama bir yandan da sinirle soluyordum. Karşıdan süslü püslü bir kız gelince şaşkınca ona baktım. İçeriye arkasındaki adamlarla girmeye çalışınca önüne geçtim. "Bu ne cüret" dedi tüllü eldiveninin çıkarttı.
"Kimsiniz" dedim sertçe.
"Önce reverans yapmayı öğren"
"Ben kimsenin önünde eğilmem" dedim kesin bir ses ile. "Kimsiniz dedim"
"Gökçe" dedi arkamdan Prens Derek. Vucudumu ona doğru yan döndüm. "Prenses Lucky, karşındaki"
Türkçe konuştum ona doğru "Karşımdaki sizce umurumda mı? Size zarar verebilecek olan her kişiyi aramak zorundayım"
"Önce kendinden başla o zaman" dediğinde ona baktım.
"Bana güvendiğinizi söylemiştiniz"
"Yanıldım mı emin değilim"
"Zaten birine güvenmenin ne demek olduğunu bilmediğiniz için, siz hiçbir şeyden emin değilsiniz. İzninizle Prens Derek. Prens Henry çağırmıştı beni" diye onun bir şey demesine fırsat vermeden Prens Henry'nin odasına doğru ilerledim. Kapıyı çaldım.
"Gel" dedi. İçeriye girdim. Bana bakmaya başladı. Hafifçe gülümsedi. "Derek, hala güvenmiyor" başımı salladım sakince.
"Hayır, daha onun için ne yapabilirim"
"Annesine çekmiş, annesi de böyle inatçının tekiydi. Prernses Lucky geldi mi?"
"Ne bileyim süslü püslü biri geldi" dediğimde gülmeye başladı.
"Gökçe" dediğinde ona baktım. "evet zor oldu ama artık adını doğru söylüyorum" dedi gülerek. "O süslü püslü kız, Derek'in evleneceği kız olabilir"
