31. BÖLÜM:"YENİ HAYATLAR"

25.6K 1.2K 1.3K
                                    



Bölüm şarkısı:Haydi gel içelim 🍻

31. BÖLÜM:YENİ HAYATLAR

🥀

8 Hafta Sonra

İstanbul

Her çiftçi, tarlasına kendi ektiği şeyi biçerdi.Bir ürünün eğer ki mahsülü iyi olsun isterseniz, onu ekerken ne kadar iyi olmasını istiyorsanız bir bu kadar da özen göstermeniz gerekirdi.

Mizra, kendi tarlasına ektiğini biçmişti.

Ben ona aşkımı ekerken, o bunu umursamadan kendi planları uğruna o mahsülü ayakları altında ezmiş, benim tarlamdaki tüm aşkı acımadan elleriyle söküp çıkarmıştı.

Onu affetmemiştim, bundan sonra da affeder miydim, bilmiyordum.

Bildiğim tek şey artık hiçbir şey eskisi gibi olmazdı, olamazdı.

Yutkunarak elimdeki kahve kupasının kulpunu biraz daha sıktım ve bardağı yavaşça kaldırarak sıcak kahvemden ufak bir yudum aldım.Dilim biraz sıcaklıktan dolayı acısa da, bunu asla önemsememiştim.

Kahvemi yudumlarken bile aklımda sadece onun son anda gitmemi istemez gibi bakan gözleri vardı.O an, onu görmezden gelmiştim ve o saniyeden sonra sanki tüm duyguları hızla dönen bir girdabın içerisine girmiş, o girdabın içinde sonsuza kadar yok olmuştu.

Onu görmediğim o saliselik andan sonra, gözlerindeki duyguyu ışık hızıyla silmişti ve onun duygusuz gözlerine bakmak son saniyesinde bile kalbime büyük bir ızdırap vermişti.

Acıyordu, çok acıyordu ama mantığım kalbimin acısını asla umursamıyordu.

Düşüncelere öyle bir dalmıştım ki, koluma nazik bir dokunuşu bahşeden ve adımı defalarca seslenen Kuzey'i bile, sanki dakikalar sonra anca fark edebilmiştim."Hey,"dedi kalın ama naif bir ses tınısıyla."Daldın yine, birkaç haftadır sürekli dalıp gidiyorsun, bir sorun yok değil mi?"

"Hayır,"başımı olumsuz anlamda salladım.Yalandı, büyük bir yalandı ama sorunu karşımdaki adamın bilmesine gerek yoktu."Bir sorun yok, sorduğun için teşekkürler."

"Sen öyle diyorsan öyle olsun, ama fark ediyorum Londra'dan döndüğümüzden beri bir şeyler var sende, o güzel gözlerin buğulanıp duruyor,"dedi elleriyle masada ritim tutturarak.Parmağının masanın ahşap yüzeyine sertçe temas etmesiyle çıkardığı düzenli ve melodik ses, kulaklarımı meşgul etmişti."Her ne olduysa, üzülmene asla değmeyeceğine eminim."

Omuz silktim."Önemsiz,"dedim.Bir cümle daha kurduğumda, o cümlemi sadece ben duyabilmiştim."Bir zamanlar önemliydi sadece."

Yutkundum.Oturduğum yer beni iyice sıkıştırmaya başlamıştı.Son zamanlarda kapalı alanların beni boğduğunu hissediyordum.Özellikle bazı zamanlar oluyordu ki, yere göre sığamaz hale geliyordum.Ayağa kalktığımda, Kuzey'de bu fevri hareketime şaşırmış gibi yüzüme bakıyordu.Bana önem veriyordu.Bunu son zamanlarda gözümdeki perdenin kalkmasıyla biraz daha anlamaya başlamıştım.

Aptal değildim, bu güne kadar görmezden gelmiştim ama onun duyguları gözlerine öyle bir yansımaya başlamıştı ki, yalanlamaya çalıştığım ve içten içe öyle olmamasını umduğum gerçeklik su yüzüne çıkmaya başlamıştı.

Benden etkileniyordu.

"Ne oldu?"dedi sorgular bir ifadeyle.

"Bir şey olmadı, eve geçeceğim,"dedim umursamazca."Kalksam senin için bir mahsuru olmaz herhalde?"

EFSUNKÂRWhere stories live. Discover now