"Öyleyse seni tebrik ederim kızım," dedi ayağa kalkıp, elimi sıkarak. Tebessümle elini sıktım ve tekrar geri çekildim.
"Asker arkadaşlar seni yarın sabah alacaklar ve cepheye götürecekler. Uçakla yolculuk yapacaksınız, ailenle ve arkadaşlarınla vedalaş ve helalleş kızım." dedi bana babacan tavrıyla gülümseyerek. Kafamı salladım ve aile deyince, içime düşen buruklukla gülümsedim.
"Hakkım sana helal, yüreğim senden razıdır kızım. Allah'da senden razı olsun, utandırmasın... Hakkını helal et, Rabbim seni korusun." dedi Kerem Hoca, masasından ayrılıp, bana sarılarak. İyi bir insandı vesselam. Bana en az babam kadar iyiliği dokunmuştu.
⚜⚜⚜
Eve geldiğimden ve haberi verdiğimden beri kimsenin morali yerinde değildi. Bu durum benim canımı sıkmaya başlamıştı. Ben yine görevimi yapacaktım, neydi bu karamsarlık?!
Bavuluma son eşyalarımı da koyup, fermuarını çektim ve onu bir köşeye yasladım. Odamın kapısının tıklanmasıyla, babam girdi içeriye. Tebessümle bana bakıyordu. Gülümsedim ve yanına giderek, kollarımı ona doladım. Ne kadar ciddi bir kız olsam da, kız çocukları babalarına hep şımarıktır. Ben de ki de buydu işte.
"Rabbim seni korusun, kollasın kızım." dedi babam, saçlarıma busesini bırakarak. Kafamı hafifçe oynatarak, geriye çekildim.
"Amin baba, hepimizi..." dedim tebessümle.
"Kızım, sen bakma bize. Bizdeki ana-baba yüreği... Senden, aldığın kararlardan her zaman gurur duyduk biz... Annen, baban olarak her zaman arkandayız. Sadece biraz korkuyoruz tabii... Cephede doktor olmak herkesin altından kalkabileceği bir iş değil. Ama sen sıkma o güzel yüreğini, biz sana güveniyoruz. Karamsarlığımızı, üzüntümüzü kabul gör, sonuçta ne kadar olduğunu bilmediğimiz bir süre ayrı kalacağız... Ama kızım, ne olursa olsun, saati zamanı boşverip, en ufak bir sıkıntında bizi arıyorsun. Annem, baban, abin var burada, kendini yalnız hissetmeni istemeyiz. Bir telefon uzağındayız sadece... Sana güvenimiz sonsuz, kendini koruyacağını bildiğimizden bu kadar rahatız. Sen bizim biricik kızımızsın, dediğim gibi senden her zaman gurur duyduk, duyuyoruz." dedi babam, son konuşmasını yaparak. Her kelimesinde kafamı sallıyor, onu onaylıyordum. Ama abin deyişinde içimde bir eksiklik, bir burukluk hissettim. Abim vardı ya benim... Ama hiç varlığından emin olamadığım abim... Bir kez olsun bana sıcak bakmayan, benimle gurur duymayan, yaptığım her şeyi yanlışmış gibi her defasında yüzüme vuran abim... Bu da abilik sağlıyorsa gerçi...
Huzursuzca nefesimi geri verdim ve birkez daha sığındım babamın kollarına.
"Oo, bensiz baba kız keyif ha?" ne ara odaya girdiğini bilmediğim annem, tebessümle bize bakıyordu. Yanımıza geldi ve saçlarımı sevdi.
"Güneş, Güneş'im... Sen her zaman benim biricik, küçücük kızım oldun, öyle de kalacaksın. Kendine dikkat et, emi kızım? Oralar düşman dolu, biz seni hep gözümüzden dahi sakındık. Senin kılına dahi zarar gelse, bizim yüreğimiz dünyayı yakar. Seni başta Allah'a, sonra kendine emanet ediyorum. Sakın ola bizi aramamazlık yapma emi kızım, biz burada meraktan ölürüz! Bizi bu zamana kadar hep saydın, hep gururlandırdın, bu zamandan sonra da öyle olacağını bildiğimden güvenim sana sonsuz. Gitmene içim el vermiyor, korkuyorum, anneyim kızım. Ama o askerlerin de anneleri var. En az onların görevi kadar kutsal senin görevin. Git, git de bu ülkeyi koruyanlara, askerlerimize derman ol. Yolun, bahtın açık olsun Güneş'im..." dedi annem, dolan gözlerini saklama gereği duymadan, bir damlasını yere bahşederek. Babamın kollarından ayrılıp, annemin kollarına sığındım bu sefer de. Bu kokuyu her daim özleyecektim. Tıpkı ailem gibi...
ESTÁS LEYENDO
'Kurşun'
AcciónMrs.'🌙 ... 'Silah kurşunu ateşledi ve bir kişiye isabet etti; ama tüm Türkiye yandı...' İki bedenin tek can hakkı vardı... Çünkü birine birşey olsa, diğerinin canı yanacaktı... Abisinden, canından yaralı olan bir kızın; bir askere olan aşkı... ...
| •KURŞUN ⚜ 1 • Görev~ |
Comenzar desde el principio
