3.Bölüm

171 32 35
                                    


Sorumun üzerine bakışlarını bana çevirdi. Konuşmadan evvel yarım bir nefes alıp ellerini masa üzerinde birleştirdi.

"Ada halkının inşa edeceğimiz lüks otele karşı önyargılı olacağını düşünüyorum."

Düşüncesinde pek haksız olduğunu düşünmüyordum. Safir adası kendi içinde bir tür kültüre sahipti. Yıllardır alışıla gelen bir konaklama anlayışı vardı.

"Dediğiniz gibi ada halkının hatta daimî ada ziyaretçilerinin alışık olduğu bir şey değil bu. Burası daha çok nasıl denir?" biraz duraklayıp doğru kelimeleri bulduktan sonra devam etmiştim. "Salaşlığı ve doğallığından ötürü tercih edilen bir tatil mekanı."

Dikkatle söylediklerimi dinledikten sonra hafifçe başını salladı.

"Bugüne kadar böyle olmuş haklısınız. Fakat ada neden başka türlü de misafir çekmesin? Daha konforlu tatillere alışık sosyal kesim bu otel sayesinde bu adayı seçtiği zaman sadece işletme olarak biz kazanmayacağız, bu merkezdeki küçük işletmeler de kazanacak."

Limonatamdan bir yudum daha aldım. Bu söylediği ada ekonomisi açısından olumlu olabilecek bir şeydi fakat benim aklıma takılan bir soru vardı.

"Peki bu otelin nereye inşa edileceği belirlendi mi?"

Bakışları tekrar benden uzaklaşmıştı, nedense bunun anlamının can sıkıcı bir cevap olacağını anlamaya başlamıştım.

"Birkaç pürüz var ama belli gibi. Prestijli bir yer."

Prestijli bir yer diyorsa adada bilinen bir yer olduğu kesindi. Tam cevap almak istiyordum.

"Neresi peki?"

Bakışları tekrar beni buldu.

"Gümüşsu mevkiine inşa etmeyi düşünüyoruz."

Hafifçe kaşlarım çatıldı, Gümüşsu koyu Safir adasının en çok tercih edilen koyuydu. Çünkü denizi her zaman berrak ve dalgadan uzak sakin bir koydu. Gümüşsu denmesinin sebebi ise adanın diğer koylarından farklı olarak kumunun daha ince ve suya karıştığında gümüş parıltılar oluşturan kum taneciklerinden ötürüydü.

"Orası bu adanın en tercih edilen koyu hatta yıllardır süregelen bir işletmesi var."

Konuşurken biraz hiddetlenmiş gibiydim fakat elimde değildi çünkü duygularımı pek maskeleyebilen biri değildim. Benim aksime oldukça sakin konuşmaya başladı.

"Biz de bu yüzden orayı tercih ettik, denizi gerçekten çok çekici ama evet dediğim pürüz de bu işletmeden ötürü ama halledeceğiz."

Hafifçe yüzümün asıldığını hissediyordum bunu engellemeye çalışıp olgun bir tepki vermeye çabalasam da pek mümkün olacak gibi değildi.

"Para vererek mi halledeceksiniz?"

Verdiğim bu tepkilere karşı Barlas sakinliğini hiç bozmuyordu. Bu durum daha da sinirime dokunuyor gibiydi.

"Evet, aslında gayet de iyi para teklif ettik hem de tapu üzerinde hiçbir hakları olmamasına rağmen. Yıllar önce ufak bir çay bahçesi olarak başlamışlar zamanla büyümüş, yayılmış koca koy'u kaplamış neredeyse. Fakat hukuken pek de hakları var sayılmaz."

İşletmenin sahibini pek tanıdığım söylenemezdi ama dediği gibi orasının ufak bir çay bahçesi olduğu zamanı çocukluğumdan hatırlıyordum şimdi ise beach olarak geçen işletmelerdendi.

"Peki halka açık plajı otele tahsis etmeyi nasıl çözeceksiniz?"

Farkında olmadan kollarımı göğsümde kavuşturmuş gard pozisyonu almıştım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 11, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ADAKARASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin