1

786 55 11
                                    

Jae

Yüz yetmiş sekiz, yüz yetmiş dokuz, yüz seksen...

Geminin içinde yankılanan mekanik ses koltuklarımıza dönüp kemerlerimizi bağlamamızı söylediğinden beri geçen süreyi sayıyordum içimden. Dikkatimi önümdeki kontrol panelinden ayırmamak için çabalasam da gözlerim karşımdaki büyüleyici gezegendeydi. Yüzeye yaklaştıkça sudan yayılan enerji iyice tenimi karıncalandırmaya başlamıştı. Neredeyse eve dönmek gibiydi vücudumda hissettiğim sıcaklık. Pek çok farklı galaksi görmüş, ama Luthiom'a bu kadar benzeyen bir gezegenle hiç karşılaşmamıştım.

Tıpkı benim gibi hayranlıkla önümüzdeki hedefi izleyen arkadaşlarımdan en heyecanlısı Lutha'ydı şüphesiz. Sonuçta Dünya'yı o bulmuş, inzivayı orada geçirmem için hepimizi ikna etmişti. Bizim gibi su krallığına doğmuş varlıklar için dörtte üçü suyla kaplı bir gezegenden daha cazip ne olabilirdi ki zaten, tartışmamıştık bile. Yani... en azından onlarla tartışmamıştım. Annemse başımıza gelebilecek yüzlerce farklı felaket senaryosuyla başımın etini yemişti günlerce. Su perileri gerçekten duygusal yaratıklardı. Neyse ki son sözü söyleyen babamdı ve işte sonunda buradaydık.

"Mavi ay aşkına!" dedi Corsian arkamda iç çekerek. Onu cama koşup bu büyülü gezegeni keşfetmekten alıkoyan tek şey vücudunu saran kemerlerdi.

Dorsy ise işin eğlencesindeydi her zamanki gibi. "Majesteleri emredin, gelmişken bu gezegeni almadan dönmeyelim." dedi zevzekçe.

Elbette benimle alay ediyordu. Omzumun üstünden ona ters bir bakış attığımda sırıtışı yüzüne yayıldı. Birlikte büyümüştük, tüm hayatım boyunca prens olmamla ilgili yaptığı şakalara maruz kalmıştım. Ama tahta çıkma zamanım bu kadar yaklaşmışken esprileri boyut atlamış gibiydi. Neyse ki bir kaya gibi solumda oturan Krill'in çıkardığı hoşnutsuz homurtular sululuğu sürdürmesini engelledi.

"İnişe son yirmi." demişti Krill yardımcı pilotluk görevimi bana hatırlatmak isterce. Hızla koordinatları kontrol edip su panellerini açacak düğmelere dokundum.

"Son on, dokuz, sekiz..."

Sıfırı duyduğumuzda gemi hızla denizin içine dalmış, etrafımızı saran gecenin yerini anında sular almıştı. Devreye giren ateşleyiciler bizi olduğumuz yere sabitlerken arkadaşlarım kutlamalara başlamıştı bile. Bense Krill gibi gemiyi güvenle kumlara indirecek son birkaç manevrayı yapana dek kontrol paneliyle uğraşmaya devam ettim. İnişin tamamlandığını haber veren mekanik sesle birlikte tamamen durmuştuk az sonra.

"Dünya'ya hoş geldiniz beyler." dedi Lutha neşeyle. Uyarı ışıklarının sönmesini beklemeden kemerini çözmüştü. Onu doğrudan pencerenin önüne gelen Dorsy ve Corsian takip etti. Gözleri geminin ışığıyla ortaya çıkmış deniz canlılarındaydı.

Heyecanımı dizginlemek için yıllardır aldığım protokol eğitimlerini kullanmayı denesem de delice çarpıyordu benim kalbim de. Üç yüz kırk yıllık hayatımda ilk kez arkamda koca bir ordu, yanımda politikacılar, kulağımda ne yapacağımı fısıldayan danışmanlar, etrafımda her hareketimi izleyen gözler yoktu. Taç giyme töreninden önce prenslerin inziva yolculuğuna çıkması asırlardır süregelen geleneklerimizden biri olsa da bu özgürlüğün ne demek olduğunu ancak şimdi idrak ediyordum. Bir kral olmadan ve tüm gezegenin sorumluluğu omuzlarıma yüklenmeden önce kendi başıma kalabileceğim son andaydım. Hem de Dünya'da diye ekledi iç sesim. Daha önce kimsenin keşfetmediği bu mavi kürede...

 Daha önce kimsenin keşfetmediği bu mavi kürede

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
LUNAWhere stories live. Discover now