"Hm?"

"Sütlerini bitirdin mi?" Şu soruyu başka şeyleri ima ederek sormadıysa benim de adım Jeon Jungkook değildir.

"Hmhm." Onaylayan bir mırıltıyla cevap verebildiğimde elimdeki yarısı bitmiş süt kutusunu ondan biraz uzaklaşarak sehpanın üzerindeki arkadaşlarının yanına bırakıp arkama geri yaslanmıştım.

"Hala gergin hissediyor musun, güzelim?" Sen böyle fısıldayarak konuşurken gergin hissetmem ne mümkün, bebeğim?

"B-bilmem." Evet! Kekelediğime göre artık tam anlamıyla liseli bir dişiyim! 'Ay aşkım önce tuvalete gitmem lazım' diyerek makyajımı yapıp yanına geri dönmemde hiçbir sakınca yoktu şu dakikadan sonra.

Belimdeki ellerinin gevşediğini hissederken "Jungkook, istemiyorsan önemli değil." demişti. Sesinde bir kırgınlık ya da kızgınlık sezmiyordum fakat geri çekilmesi benim özgüvenimin şirinler köyüne gitmesi demekti.

O elleri kaldırdığın yere geri koy bakalım aslanım!

Böylelikle çekmek üzere olduğu ellerini belime bir kelepçe gibi kitleyivermiştim.

"İstiyorum." Tek kelimenin harekete geçmek için yeterli olduğuna inanıyordum, sizce de öyle değil mi?

Dediğimin üstüne tek laf etmemiş, bunun yerine dudaklarını yeniden ensemde hissetmiştim. Bir öncekine kasten daha hissedilir bir öpücük olmuştu.

Boynumdan hafifçe tutup kafamın omzuna yaslanmasını sağlarken sırtım da otomatik olarak göğsüyle birleşmişti. "Öpüşme yasağımız olduğuna göre..." dedikten sonra önce boynuma, ardından yanağıma ve son olarak da dudağımın kenarına birer öpücük kondurup geri çekilmişti. "Bu şekilde idare edeceğiz."

Bir süre boyunca ise benim gerginliğimi ve diğer negatif düşüncelerimi üstümden alıp götürmek isteyerek o koltukta dudaklarımı öpmeden benimle oynaşmıştı. Bunu başarmıştı da.

Geldiğimiz son durum ise, üstü çıplak bir ben, pantolon düğmesi açılmış bir Taehyung ve ilk kez mastürbasyondan öte bir amaç için kullanılacak olan yatağımda oturuyor olmamızdı.

"Öpüşmeden yapabileceğimize emin misin?" Parmaklarımla oynarken bu soruyu sormuştum. Ben, eğer Jeon Jungkook isem onu öpmeden durabileceğime dair kendimi ikna ettiğim gibi, seks sırasında onu öpmeden duramayacağımı da bilecek kadar kendimi iyi tanıyordum.

"Senin iddian, bana ne olacağı umrumda değil." Omzunu silkerek bu cevabı verdikten sonra düşünmeye başlamıştım.

Bu işin daha ateşli bir hal alabilmesi için onu öpmem gerekiyordu. Yani, filmlerde hep böyle olmaz mıydı be?

Yine de farklı olmayı dileyerek derin bir nefes almış ve o daha ne olduğunu anlayamadan üstüne kapaklanmıştım. Eğer dudaklarını öperek ateşli bir an kazandıramıyorsam ben de başka yerlerini öperdim, tıpkı onun gibi!

O, muhtemelen dudaklarına kapanacağımı sanarken benim dudaklarım gideceği istikamet olarak rotasını Kim Taehyung'un boynuna çevirmişti.

Dudaklarımı boynundaki benin üstüne kapattığım anda kendime, orayı mora boyayacağıma dair bir söz vermiş ve dudaklarımın hareket etmesini sağlamıştım.

Onun yüzünün halini görememek üzücüydü çünkü kafam boynundaydı. Bunu düşünmemeyi seçerek dilimi hafifçe dudaklarımın arasından çıkarmış ve morartmayı kafaya koyduğum yeri yalamıştım. Titrek bir nefes aldığını hissettiğim anda ise doğru yolda olduğumu anlamıştım.

SOULMATE // TaekookWhere stories live. Discover now